Pratik zekası ve girişimci kişiliğiyle 1996 yılında kurduğu güvenlik şirketini bugün Türkiye’nin en iyi üç firmasından biri haline getirme yolunda emin adımlarla ilerleyen Armed Güvenlik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Yılmaz, mesleki başarısı, en büyük hobisi olan oyunculuk ve renkli sosyal hayatı dışında hiç bilinmeyen bir özelliğe sahip. Hayvanlara son derece düşkün olan ve onların negatif enerjiyi alarak insanlara pozitif enerji ve mutluluk verdiğine inanan başarılı iş adamı İbrahim Yılmaz,
kendini hayvanların korunması, tedavisi ve bakımına adamış gerçek bir hayvan dostu. Bu konuda derneklerle çalışmayı düşünen ve bugüne kadar bireysel olarak bir sosyal sorumluluk çalışması yürüten Armed Güvenlik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Yılmaz hayvanlarla ilgili yürüttüğü yardım çalışmalarını ve insanların duyarlılığını arttırmak için neler yapılması gerektiğini, onlardan aldığı pozitif enerjinin yaşamına katkısını ve hayvanlar için yapılması gerekenleri Klass okurları için anlattı.
“Yolda zor durumda olan veya aç, kedi ya da köpek gördüğümde hemen onlara yardımda bulunuyorum. Arabamın bagajında sürekli hayvanlar için mamalar ve bazı yiyecekler bulunduruyorum. Yolda giderken şehirde ya da dağ başında zor durumda bir hayvan gördüğümde onu veteriner arkadaşıma getirip bakımlarını, hastalıkları için tedavilerini yaptırıyorum; gerekli sorumluluğu üstleniyorum. Mesela geçen sefer ki yoğun kar yağışında yaklaşık 50 tane kutudan kedi evi yaptırdım. İçlerine mama ve su koydurdum.”
“Bir kediye dokunduğumda müthiş rahatlıyorum, sakinleşiyorum, mutlu olup huzur buluyorum. Hayvanların negatif enerjiyi aldığını, insanlara pozitif enerji ve mutluluk verdiğini düşünüyorum. Hayvan sevgisiyle insanların aslında kendilerini rehabilite edeceklerini, kendilerini bir psikoloğa gitmek yerine hayvan severek tedavi edebileceklerini düşünüyorum.”
İbrahim bey iyi bir hayvan dostusunuz ve onlara zor durumlarında el uzatan duyarlı bir yapıya sahipsiniz. Onlarla olan bu sıkı dostluğunuz nasıl başladı?
Küçüklüğümden beri iyi bir hayvan severimdir. Ama yaklaşık dört yıl önceydi; çatı arasına bir gün bir kedi sıkışmıştı. Yavru bir kediydi. çatı arası olduğu için kimse çıkmaya cesaret edemedi. Tabi biz o arada kedinin bağırma ve inleme seslerini duyuyorduk. Bu sesler beni gerçekten derinden etkiledi ve risk alarak oraya çıktım. Kediyi o aradan çok zor şartlarda itfaiye veya başka bir yerden yardım almadan çıkarttım ve onu veterinere götürdüm. Ben sürekli sokakta gördüğüm hasta ve yaralı yardıma muhtaç olarak bulduğum tüm hayvanları veterinerime götürüp tedavilerini yaptırıyorum. O kediyi de veterinere getirdikten sonra bütün bakımları ve aşıları yapıldı. Kedi o olaydan sonra ağır yaralıydı ve uzun uğraşların sonucunda hayata döndürdük. Bu olaydan sonra hayvanların canının bizlerin canı kadar önemli olduğunu derinden hissettim. Hayvanlara karşı zaten bir sevgim vardı. Her hayvana sevgiyle yaklaşıyordum ve hayvanları her zaman yürekten seviyordum. Fakat bu kedi kurtarma operasyonundan sonra sevgim daha da arttı ve kendimi bu işe adadım diyebilirim.
“YOLDA ZOR DURUMDA OLAN VEYA Aç, KEDİ YA DA KöPEK GöRDüĞüMDE HEMEN ONLARA YARDIMDA BULUNUYORUM”
Bize hayvanlarla ilgili yürüttüğünüz sosyal sorumluluk çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Yolda zor durumda olan veya aç, kedi ya da köpek gördüğümde hemen onlara yardımda bulunuyorum. Arabamın bagajında sürekli hayvanlar için mamalar ve bazı yiyecekler bulunduruyorum. Yolda giderken şehirde ya da dağ başında zor durumda bir hayvan gördüğümde onu veteriner arkadaşıma getirip bakımlarını, hastalıkları için tedavilerini yaptırıyorum; gerekli sorumluluğu üstleniyorum. Mesela geçen sefer ki yoğun kar yağışında yaklaşık 50 tane kutudan kedi evi yaptırdım. İçlerine mama ve su koydurdum. Hatta bunu sosyal medyadaki sayfamdan da duyarlılık oluşması için yayınladım. Bunu İstanbul genelinde kediler sığınacak yer bulamazsa diye İstanbul’un çoğu bölgesine numara ve isim belirterek bütün bölgelere yerleştirdim. Ve orada sonradan bunları gezdiğimde bütün hayvanların bunların içine girdiğini ve kendini orada koruduğunu gördüm. Bu anlamda herkesin soğuk havalarda küçük kedi evleri ve içlerine biraz yiyecek bir şeyler koymaları gerektiğini anlatmaya çalışıyorum. Bu tarz şeyleri insanlar gördüğünde etkileniyor ama nasıl yapacağım diye düşünüyorlar. Oysa ki insanlar birleşip masrafı 50’ye bölseler ne kadar küçük paralara ne büyük hayır işleyeceklerini görecekler. 150-200 TL’ye çözebileceğimiz işleri insanlar zannediyor ki 5-10 bin lira para gidecek. Aslında 50 tane anne ve yavru kedinin hayatını kurtarmak 200 TL gibi bir maliyet. Yeter ki buna gönül verelim, ilgilenelim. O anlamda herkesten bu duyarlı yaklaşımı bekliyorum.
Bu bireysel olarak başlattığınız çalışmaları ilerleyen zamanlarda bir dernekle paylaşmayı düşünüyor musunuz? çünkü bu güzel bir hareket, başkalarına yaymak adına düşünür müsünüz?
Ben bu gayretimi evet sadece bir dernekle paylaşabilirim. çünkü bu tarz şeyleri gösteri amaçlı yapmıyorum. Bu böyle algılanmamalı. Ben bunların örnek teşkil etmesini temenni ediyorum. İnsanlar başka konularda birbirleriyle yarışmak yerine bence hayvan sevgisi ve onları korumak yönünde birbirleriyle yarışabilirler. Bu hayatta bir şey için yarışacaksak iyilik yapmak yönünde yarışmakta fayda olduğunu düşünüyorum.
“HAYVANLARA KARŞI SAĞDUYULU DAVRANARAK VE POZİTİF YAKLAŞARAK, ONLARI DIŞLAMADAN YAŞAMALIYIZ”
Peki, insanların bu konudaki duyarlılığını nasıl buluyorsunuz?
Bir kedinin ya da köpeğin sokaklarda aç kalması, bir yerlerde derdini anlatamadan inleyerek bağırması insanların çok fazla umurunda değil. O sesi kendilerini ilgilendirmeyen bir miyavlama ya da havlama sesi olarak algılıyorlar. Aslında o canlar bazen inleyerek, ağlayarak feryat ediyorlar. Bu ağlama sesi mi diye ayırt etmek için onların da bizim gibi insan ağlamasına gerek yok. O an çıkardıkları ses tonundan ağladığını yüreği olan insan anlayabilir. Hayvanlara karşı sağduyulu davranarak ve pozitif yaklaşarak, onları dışlamadan yaşamalıyız. Bazı insanların sokaklarda hayvanlara tekme attıklarını kötü davrandıklarını görüyoruz. Bunların hepsini engellemek adına biz hayvan sevgimizi göstererek bu tarz insanları doğruya sevk edebilir; bu tür davranışlardan onları uyararak ve örnek davranışlar sergileyerek vaz geçirebiliriz.
Siz kedi veya köpek sahibi misiniz?
Ben şu ana kadar üç kedi bir köpek sahiplendim. Haftanın üç günü ben bakıyorum diğer günler tüm giderlerini karşıladığım korunaklı ve güzel bir yerde özel olarak baktırıyorum.
“İNSANLARIN KENDİLERİNİ PSİKOLOĞA GİTMEK YERİNE HAYVAN SEVEREK TEDAVİ EDEBİLECEKLERİNİ DüŞüNüYORUM”
Onlarla bir arada olmanız size nasıl bir enerji veriyor?
Mesela bir kediye dokunduğumda müthiş rahatlıyorum, sakinleşiyorum, mutlu olup huzur buluyorum. Hayvanların negatif enerjiyi aldığını, insanlara pozitif enerji ve mutluluk verdiğini düşünüyorum. Hayvan sevgisiyle insanların aslında kendilerini rehabilite edeceklerini, kendilerini psikoloğa gitmek yerine hayvan severek tedavi edebileceklerini düşünüyorum. İnsanlar üzerlerindeki kötü enerjilerini hayvanlar sayesinde atabileceklerini bilmiş olsalar eminim hayvanları tedavi amaçlı da yanlarında tutmak isterler. Ama insanların büyük bir bölümü bu bakış açısına sahip değil. Herkesin hayvanların insanlara iyi enerji verebileceği yönünde düşüncelere sahip olmalarını dilerim.
Sokakta bulduğunuz zor durumdaki hayvanları Myvet’e getiriyorsunuz.
Niçin burayı tercih ediyorsunuz?
Myvet tamamen tedavi odaklı bir yer. Burayı, ticari bir amaç güderek değil de gerçekten hayvanlara iyileştirmek amacıyla baktıklarını düşündüğüm için benimsedim. Ve sürekli yardıma muhtaç olarak bulduğum hayvanları buraya getiriyorum ve ne gerekiyorsa yapmalarını istiyorum. çünkü biliyorum ki burası benim hayvanlarıma baktığında bana uçuk maliyetler çıkarmayacaklar ve benim tamamen insani bir yardım yaparak bu hayvanı getirdiğimi düşündükleri için ne gerekiyorsa ve şartlar neyse ona göre davranıyorlar. Merhametlerine inandığım için burayı tercih ediyorum.