Deri ve kürk sektörünün tanınmış tasarımcılarından Tuğba Berin, 2001 yılında kurduğu Berinza By Tuğba Berin ile yurtiçinde ve yurtdışında büyük başarılara imza atıyor. Rusya, Azerbaycan, Dubai, İran, Amerika, Kanada başta olmak üzere 12 ülkeye ihracat yapan; deride kişiye özel couture çalışarak kalitesini ve iddiasını çok başarılı bir şekilde ortaya koyan Berinza By Tuğba Berin, bugün deri ve kürk tutkunlarının vazgeçilmez adresi. 2017 yılı içinde mağaza sayısını arttırmayı ve gençlerle bütünleşmeyi planladığını söyleyen Tuğba Berin, A sınıfı ürünlerle ürettikleri deri ve kürk tasarımlarını, kişiye özel couture çalışmalarını, hızla büyüyen ihracatlarını, 2017 yurtiçi ve yurtdışı koleksiyonlarıyla birlikte gelecek planlarını Klass okurları için anlattı.
“Kürk para demektir. çünkü kürkün bir borsası var. Mesela diyelim ki Arjantin’den biz tilki çekmek için açık arttırmaya giriyoruz. Bunu kimse bilmez. örneğin 100 tane tilki orada açık arttırmaya çıkıyor. Yani bunları bilen insanın zaten ucuza kürk alması problem demektir. Açık arttırmaya çıkan bir malı sen ucuza alıyorsan o malda bir sorun vardır. çünkü orada bir rayiç var, bedel var, borsa var.”
“Gerçekten kaliteli bir kürk almak isteyenler mutlaka Berinza’ya uğramalı. Bizden aldığı kürkün 5 yıl garantisi vardır. 5 yıl içinde benden kaynaklı olan bir sorun olursa ben bunun sonuna kadar arkasındayım.”
Tuğba Hanım öncelikle kürk ve deri dünyasının iddialı markalarından olan Berinza’nın hikayesini bize anlatabilir misiniz? Berinza moda severlere nasıl bir deneyim yaşatıyor?
Berinza 15 senedir deri piyasasının içinde ve sürekli ihracat yapan bir firma. Son iki yıldır ise markalaşmaya karar verdik. Markalaşmak için de öncelikle kendi ülkemizden başlamamız gerektiğini düşünerek iki yıl önce kendi ülkemizde en güzel lokasyon olan Nişantaşı’nda mağazamızı açtık. Berinza’ya gelenler öncelikle kalite bulur. Nasıl derseniz; sürekli yurtdışına çalıştığımız için kullandığımız ürünler, deriler, kürkler ve tüm materyaller bazı sınavlardan geçerek bizim elimize geliyor. Kalite olarak A sınıfı ürün kullanmak zorundayız. çünkü ihracat yapıyoruz. İkinci olarak da koleksiyonlarımızda yer alan parçaların imalatını kendimiz yapıyoruz. Ayrıca ithal ürünleri mağazamıza getiriyoruz. Mesela Vizon grubunun yüzde 50’sini Berinza üretiyor ve diğer yüzde 50’sini de ithal olarak dışardan alıyoruz. Toplamdan bahsetmek gerekirse de ürünlerimizin yüzde yetmişini biz üretiyoruz, yüzde otuzunu ise ithal gruptan alıyoruz. İthal olan bölümün büyük bölümünü vizon, çinçila, sabıl dediğimiz gruplar oluşturuyor. Ayrıca Berinza, kişiye özel couture çalışmalar yapıyor. Kişi “Ben böyle bir şey istiyorum” dediğinde kendisine özel bir çalışma yapıyoruz. Kendi imalatımız olduğu için couture çalışmaları rahatlıkla yapabiliyoruz. Eğer bir bayan gece gideceği özel bir davet için deri bir elbise istiyorsa biz kendisine bu anlamda cevap veriyoruz. Nasıl ki gece kıyafetinde couture yapılıyorsa Berinza da deride couture yapıyor. Kısacası deriyle ve kürkle gelen her talebe cevap verebiliyoruz ve hiçbir zaman ‘Hayır’ kelimesini kullanmıyoruz.
“BİZİ FARKLI KILAN BİR ŞEY VAR; ALTERNATİFİMİZ VE çEŞİDİMİZ FAZLA”
Büyük beden de çalışıyor musunuz?
46 beden bir bayan da deri ceket üretmemizi istediğinde, ‘hayır biz bunu yapamayız’ demiyoruz. Kişinin ölçüleri alınıyor, kalıbı çıkartılıyor ve sadece kendisine ait olan ürün teslim ediliyor. Tabii ki Berinza’nın altyapısının da güçlü olmasının bunda çok etkisi var. Bir firmanın altyapısının güçlü olması ne demek; fazla materyali bulundurmak demek. Yani Berinza’da deriyi bulabilirsiniz, kürkü bulabilirsiniz, vizonu bulabilirsiniz, parkayı bulabilirsiniz. Son zamanlarda popüler olan ürünleri bulabilirsiniz. Kumaş-kürk karışımı ve kumaş-deri karışımı tasarımları bulabilirsiniz. Bazı insanlar kilolu oluyor vizonu tercih ediyorlar, bazı insanlar ise tilkiyi tercih ediyor. Girdiği zaman “Tilki var mı?” dediklerinde “Var” diyoruz, “Vizon var mı?” dediklerinde “Var” diyoruz.
“İKİ BEDENE KADAR ZAYIF GöSTEREBİLİYORUZ, ELBİSENİN KALIBIYLA OYNAYABİLİYORUZ”
Zayıf ve kiloluya göre deri seçimi değişiyor mu?
Tabi ki… Zayıfların kalıbıyla şişmanların kalıbı farklıdır. Mesela zayıflarda deri ceketlerde biz pens kullanmıyoruz. Pensleri deriyi vücuda oturtmak için tercih ederiz. Ama şişman kişilerde fazla pens kullanıyoruz. Fazla pens kullanmamızın da amacı onu zayıf göstermek. Yani hem kendi ölçüsüne göre ürünü bulabiliyor hem de bizim bu kalıplardaki ufak oynamalarımızla birlikte kendisi daha zayıf ve hoş gözüküyor. Sonuçta her kadını zayıf ve kilolu diye ayırmıyoruz. çünkü her kadın aynaya baktığı zaman kendini şık ve güzel görmek ister. İki bedene kadar zayıf gösterebiliyoruz, elbisenin kalıbıyla oynayabiliyoruz. Bunu kürkte de yapıyoruz, deride de yapıyoruz. Tabi ki bu da bizim için ve müşterilerimiz için çok şık oluyor. Ama ben yine de her şeyden önce kalite, kalite, kalite diyorum.
“BİR FİRMA KüRKü UCUZ SATIYORSA O İŞTE BİR PROBLEM VARDIR”
Peki bir kürkün kaliteli olup olmadığını nasıl anlarız?
Bu yıl kürk çok popüler oldu. çok popüler olunca da maalesef “Ben bu işi yapıyorum, yapmak istiyorum, ben bu işten çok para kazanırım” diye anlamayan insanlar bu işi yapmaya başladı. Ama eğer bir firma kürkü ucuz satıyorsa o işte bir problem vardır. çünkü tekstilde böyle bir şey yok. Bunun bir değeri, ederi var. Bunun dünya standartlarında bir ayak ölçüsü var. Mesela derinin en iyi ayağı 4 dolardır. Sen bunu 1 dolara alıp benim 3000 liraya sattığım ceketi 1500 liraya satıyorsan bu işte bir iş vardır. Kürk aynı altın borsası gibidir. Mesela güzel bir yelek 2 tane tilkiden çıkar. Ama bunu kürke kalem atarak kalitesini düşürüp 1 tilkiden çıkartabiliyorlar. Maliyet direkt yarı fiyatına düşüyor. Herkesin bir ticaret anlayışı var ama bu doğru değildir. İki sene sonra o yelek paramparça olacak. Yani kaliteli bir kürk giymek isteyen insanın para ödemesi lazım. Biz de şu durumdan rahatsız oluyoruz; bizde 4 bin lira olan bir yeleği 2 bin liraya istiyorlar. Bu işin bir rayici var. Bu rayicin altındaysa senin bir düşünmen lazım. Mesela pırlanta tek taşın fiyatı bellidir ya da Trabzon bileziğin fiyatı bellidir. Bizde de böyle işte. A kaliteden bahsediyorsak eğer bunun bir değeri vardır. Ama A kaliteyi ucuza satıyorsan bunun içinde başka bir durum vardır. Gerçekten kaliteli bir kürk almak isteyenler mutlaka Berinza’ya uğramalı. Bizden aldığı kürkün 5 yıl garantisi vardır. 5 yıl içinde benden kaynaklı olan bir sorun olursa ben bunun sonuna kadar arkasındayım. Ama dediğim gibi ucuza satanlar satıp ortadan kayboluyor. Aslında bunu yaparak ucuz alarak kâr ettiklerini düşünüyorlar ama bence çok büyük zarar ediyorlar. Anneannemin bir lafı vardır; ‘Ucuz etin yahnisi yavan olur’ diye. Kürk para demektir. çünkü kürkün bir borsası var. Mesela diyelim ki Arjantin’den biz tilki çekmek için açık arttırmaya giriyoruz. Bunu kimse bilmez. örneğin 100 tane tilki orada açık arttırmaya çıkıyor. Yani bunları bilen insanın zaten ucuza kürk alması problem demektir. Açık arttırmaya çıkan bir malı sen ucuza alıyorsan o malda bir sorun vardır. çünkü orada bir rayiç var, bedel var, borsa var.
“BERİNZA’DAN ALINAN üRüNLE UCUZA ALDIKLARI üRüNü GİYSİNLER VE ARADAKİ FARKI GöRSüNLER”
Peki, dünyanın en iyi kürkleri nelerden geliyor?
Arjantin tilkileri şu an en popüler olanları. Yunanistan bu işi yapıyor ama çok kaliteli değil. İtalya vizonu da iyi. Biz ülkelerine kadar takip edip gerekirse bizden kaliteli yapan varsa gidip o ülkeden satın alıyoruz. Türkiye imalat olarak çok iyi; üretim olarak değil. Mesela benim yaptığım ceketlerle İtalya’da yapılmış bir ceket ayırt edilemez. İmalat olarak kafa kafayayız. Ama tabi hayvan üretimi olarak bizden bir tık öndeler. çünkü çiftlikleri buna müsait. Onların öyle bir pazarı var. Bizim yok. O yüzden biz bunları açık arttırmalara giderek satın alıyoruz. Böyle bir şeyin de ucuz olması mümkün değil. Bir şey popüler olduğu zaman bizim insanlarımızda hemen o işi yapma eğilimi oluyor. Onlar benim Arjantin’den aldığım malın 5’inci 6’ıncı dökülenini alıyorlar. Ben de bunu anlatmak istiyorum ama söylediğin zaman yanlış anlaşılma durumu da var. O zaman ben de diyorum ki benim olan ürünle ucuza aldıkları ürünü giysinler ve aradaki farkı görsünler. Bu farkı kendileri görsün istiyorum. Ama sıkça uyarıyorum; ucuz kürk olmaz. Bu Türk insanının huyudur; başına gelince anlıyor. İnsanların kürk ve pırlanta alırken bilgi sahibi olmaları gerekiyor. Kürk de pırlanta kadar değerli bir ürün ve bunu alırken insanların bilgi sahibi olmalarını istiyorum. Mesela vaşak diyorlar çakal çıkartıyorlar. Bizde her ürün belgeli. Berinza yurtdışından yasal olan her türlü kürkü getirebilme belgesine sahip. Böyle olduğu için benim zaten bütün ürünlerim belgeyle geliyor. Ben de yurtdışına satış yaptığımda belgeyle, iç piyasaya sattığımda normal faturamla çıkış yapıyorum. İşimizi bu şekilde profesyonel yapıp da bu iş biraz ayağa dökülür gibi olunca üzülüyoruz. çünkü bizim Türkiye ayağımızın dışında yurtdışı ayağımız da var.
Kaç ülkeye Berinza By Tuğba Berin ürünlerini satıyorsunuz?
Rusya, Azerbaycan, Dubai, İran, Amerika, Kanada başta olmak üzere yaklaşık 12 ülkeye satıyoruz ve bu ülkeler de bu ürünün gerçekten ne olduğunu, hangi kalitede olduğunu bilerek alıyorlar. Biz de bilgilerimizle kadınlara diyoruz ki; kürk, pırlanta kadar değerli bir materyal. Lütfen dikkatli olun. Kürkün son yıllarda popüler olmasıyla birlikte maalesef işi anlamayan insanların işe karışıp; kalitesiz, bizim tezgaha koymadığımız ürünleri koyup ucuza satmalarıyla ürünümüzün değerini düşürmesi bizi üzdü.
2017 Berinza Koleksiyonunda neler var, neler ön plana çıkıyor?
çok değişik bir tarz yapacağız. Bu sene oğlağı kullanacağız. Farklı bir materyal katıyoruz. Kürkte zenginlik şöyle bir şey; materyalinin ne kadar zenginse koleksiyonun da o kadar zengindir. Biz de tasarım önemli ama materyalin kalitesi ve gücü de çok önemli. Biz Berinza’ya 2017’de 3-4 tane değişik materyal koyuyoruz. Deriyle oğlağın karışımı gibi dört ayrı materyal ekledik. Renk olarak bu sene bordo ile yeşili bir arada kullandık. Nişantaşı mağazamıza özel bir koleksiyon hazırlıyoruz. Renkler bordo, yeşil ve vizon. Bu sene en çok kullandığımız renk vizon. Mesela vizon kahverengiye boyandığında aslında ucuzluyor. Ve bu da çok bilinen bir şey değil. Gerçek vizon; açık gri renktir. Kahverengi vizon bir tık daha ucuzdur. Kürkün rengi açıktır. Koyu renk olan kürkte bir problem olduğu için koyu renge boyanıyor. Problemi örtmek için. İnsanlarımız bunu da bilmiyor. Başkalarının da bunları söylemesi işine gelmiyor. Ama ben açık açık söylüyorum. çünkü kaliteli ürün satıyorum. Bu ürün diğerinden daha kaliteli diyebiliyorum. Boyanmış kürkte kusur olma ihtimali çok fazladır. Ama birçok üretici bunu söylemediği için birçok insan vizon renginin kahverengi tonu olduğunu düşünüyor