Nisa Taşyar yaşamında dönüm noktaları olan genç bir kadın. Eğitimini Uluslararası İlişkiler üzerine yaparken bir anda ani bir kararla yüksek öğrenimini sıfırlayıp sanat yönetimi okumaya başlıyor. Aldığı eğitimlerle sanat dünyasına küratör olarak sağlam bir adımla giriş yapan Nisa Taşyar, nisan ayında ilk büyük sergisini sanat severlerin beğenisine sunacak. Genç küratör, Hasan Pehlivanlar, Ahmet Duru ve Mehmet Ali Boran’ın eserlerinden oluşan Katmanlar adlı sergiden sağlanan geliri ise kendisine en zor döneminde el uzatan Türk Böbrek Vakfı’na bağışlayacak. Şimdiden eserlerin çoğunu sattığını belirten Nisa Taşyar ile sanat dünyasındaki yolculuğunu, hedeflerini ve Katmanlar adlı sergisinin özelliklerini Klass okurları için konuştuk.
“Biz herhangi bir objeyi satmıyoruz aslında. Bu yüzden yaptığım işi çok önemsiyorum. Ve insanların diyaloglarını sağlamlaştırmak açısından da çok önemli ve çok büyük bir hayalim vardı. İlk yaptığımız ve satışını ciddi oranda yükselttiğimiz işin gelirini Türk Böbrek Vakfı’na bağışlamak istiyordum. çünkü Türk Böbrek Vakfı’yla ilgili güzel bir geçmişim var.”
“Eserin taşıdığı mesajı başarılı bir şekilde alıcıya aktarmak çok önemli. Benim görevimde burada başlıyor zaten; mesajı alıcıya taşıyabilmek. Bende o eserleri özümsediğim için alıcıya iyi aktardığımı düşünüyorum. İnsanların da bana güveni gerçekten beni çok mutlu etti. Alıcıların bana güvenerek seninle varız demeleri harika bir duygu.”
Nisa Hanım, öncelikle sizden sanat dünyasındaki yolculuğunuzu dinleyebilir miyiz?
Bilgi üniversitesi Uluslararası İlişkiler eğitimi aldım. Ama çocukluğumdan beri sanata yakınlığım vardı. Ve bu ilgimden ötürü sanat yönetimine geçiş yaptım. Yani ben sanatı okumak için Bilgi üniversitesi’ndeki 4 yılımı bıraktım ve sıfırdan başladım. Sanat eğitimleri almaya başladım. Bu sırada dans dersleri, dijital eğitimler, fotoğrafçılık derken bütün o döneme ait geçmişten, gelecekten sanatın içerisinde neler olduğunu araştırmaya başladım. İşimi çok seviyorum. çünkü insanları bir araya getiren ve biraz daha metalaşmış hayatı inanılmaz şekilde duygusallığa çeviren bir işle uğraşıyorum. Bir sanatçı eserini yaparken kendinden bir parçayı aslında satar. Alıcının aldığı şey sanatçının hayatındaki en değerli parçalarından bir tanesidir. Biz herhangi bir objeyi satmıyoruz aslında. Bu yüzden yaptığım işi çok önemsiyorum. Ve insanların diyaloglarını sağlamlaştırmak açısından da çok önemli ve çok büyük bir hayalim vardı. İlk yaptığımız ve satışını ciddi bir oranda yükselttiğimiz işin gelirini Türk Böbrek Vakfı’na bağışlamak istiyordum. çünkü Türk Böbrek Vakfı’yla ilgili güzel bir geçmişim var.
“TüRK BöBREK VAKFI OLMASAYDI EŞİM BUGüN YAŞAMIYOR OLURDU”
Destekte bulunmak için Türk Böbrek Vakfı’nı seçmenizin sebebi nedir?
Tam evlenmek üzereyken eşime organ nakli gerekiyordu ve komaya girmişti. Türk Böbrek Vakfı olmasaydı eşim bugün yaşamıyor olurdu. O sıra hiç farkında olmadığım hayatlar gördüm. çok güzel bir annenin çocuğuna veda edişini gördüm ve oradaki insanların 1 kuruşa bile ihtiyaçları olduğunu gördüm. Benim hiç düşünemeyeceğim hayattı. Diyaliz makinesiyle tanıştım, dünyada onun varlığından bile haberim yoktu. çünkü ilgilenmezdim. Ama hayatımızın ne kadar önemli bir parçası olduğunu gördüm. O zamanlar “Gerçekten iyi bir iş yaptığımda bu Türk Böbrek Vakfı’yla paylaşacağım” diye kendime söz vermiştim. Ve bu konuda sergi yapacağım galeriden de destek aldım. Onlar da benden hiçbir şey talep etmediler. Nasıl istiyorsanız o şekilde olsun dediler. Sergimiz 42 Maslak’ta Art Space Galeri’de 12 Nisan’da açılacak. Sergiden elde edilen gelir diyaliz makinesi alınması için Türk Böbrek Vakfı’na bağışlanacak. Şu an sergilenecek olan birçok eserin satışını sağladık. Daha işler görünmeden satışa çıkması insanların ne kadar güvendiğini gösteriyor.
Sergide eserleri yer alan sanatçılar kimler?
Serginin adı Katmanlar ve Hasan Pehlivan, Ahmet Duru ve Mehmet Ali Boran’ın eserleri yer alıyor. Bu isimler bu zamana kadar gayet iyi işler ortaya koyan sanatçılar. Sanatçılarımızla böyle bir işin içinde olmak onlar içinde farklı bir bakış açısı oldu. Sanatçıların ihtiyaçlarının dışında kalan gelir vakfa bağışlanacak. çünkü sanatçıların da ihtiyaçlarını karşılamamız gerekiyor. Hiçbir zaman bir eserin sabit bir fiyatı yoktur. Ama sanatçıya katkı sağlamalıyız ki hayatlarına devam edebilsinler. Bana ve galeriye gelecek olan gelirler direkt olarak vakfa gidecek. Bu da en az dört diyaliz makinesi alınacak kadar ciddi bir oran.
Fotoğraflar: Yavuz Kaynar
Devamı Klass Magazin Mart sayısında...