Melec Çakmak-Levent Özdemir : “Sağlik, Enerji ve Gayrimenkulde Avrupa’da yatırım yapmak Türkiye’ye Göre Çok Daha Avantajli Bir Konumda Oluyorsunuz”
Largus Capital Partners Kurucu Ortaklari Melec Çakmak ve Levent Özdemir, Yurt Dişinda Başarılı Bir Yatırım Yapmanın Püf Noktalarını Klass’a Anlatti Proje finansmanı, mevcut ve yeni projelerin geliştirilmesi ve büyütülmesi, ihracatçı kredisi, yerel ve uluslararası piyasalardan ticari kredi bulunması gibi konularda danışmanlık hizmeti sunan “Largus Capital Partners” yurt içi ve yurt dışındaki güçlü çözüm ortakları ile önemli projelere imza atmaya ve yeni yatırımlar yapmaya devam ediyor. Şirketin kurucu ortakları Melec Çakmak ve Levent Özdemir, Klass Ödülleri’nde aldıkları ‘Yılın Uluslararası Yatırım ve Finans Danışmanlık Firması’ ödülü ile bu başarısını taçlandırırken bir yandan da yurt dışındaki yeni proje ve anlaşmalarla da Largus Capital Partners’i ileriye taşımaya devam ediyor. Henüz yeni kurulan bir şirket olmasına rağmen farklı ülkelerde kısa sürede özellikle enerji ve sağlık alanlarında önemli girişimlere imza atan Largus Capital Partners’in Kurucu Ortakları Melec Çakmak ve Levent Özdemir ile yurt dışında yatırım yapmanın avantajlarını Klass okurları için konuştuk.
Melec Çakmak: Largus olarak kurulduktan sonraki ilk 6 aylık süreçte sağlık, enerji ve gayrimenkul yatırımlarına konsantre olduk. Bu alanlarda hem Türkiye’de hem de yurt dışında proje geliştirme çalışmaları yaptık. Bugüne kadar hem yurt dışında hem yurt içinde bazı çözüm ortaklıklarımız oluştu. Almanya’da bir tedarikçi ve bir enerji çözüm ortağı ile işbirliği yaptık. Avusturya’nın Viyana şehrinde bir enerji şirketi ile güneş enerjisi ve rüzgâr enerjisi alanında işbirliğimiz var. Polonya’da ise yatırım olarak bir hastane dijitalizasyonu projesine başladık. Şu anda Romanya pazarına girmeye çalışıyoruz. Yaptığımız işlerin yüzde 60’ı Avrupa Birliği ve İngiltere’ye yönelik diyebiliriz. Yüzde 40’ı da Türkiye içerisinde.
“Largus Capital Partners’’ firmasıyla hem Türkiye’den Avrupa’ya yatırım yapmak isteyenlere hem de Avrupa’dan Türkiye’ye yatırım yapmak isteyenlere ve kredi ihtiyacı olan kişilere yatırım ve finansal danışmanlık hizmeti veriyorsunuz. Largus Capital Partners ile çalışmanın avantajları nelerdir?
Levent Özdemir: 2023 yılında Melec Çakmak ile birlikte Viyana’da “Largus Capital Partners” şirketini kurduk. Bu firmadaki amacımız başta sağlık, enerji, gayrimenkul alanında çeşitli projelerin yurt dışında geliştirilmesi, doğru yerde bulunması, finansal modellerinin ve finansal mühendisliğin çalışılmasıdır. Zengin bir finansal bakış açısına sahibiz. Türkiye’de birçok işletmeci veya yatırımcının talep ettiği finansman modellerini yurt dışından getiriyoruz. Almanya, Avusturya, İsviçre ve Londra kaynaklı finansmanlar sağlıyoruz. Bu bölgelerden Türkiye’ye yatırımcı getiriyoruz. Türkiye’deki yatırımcıların da yurt dışında büyümeleriyle ilgili onlara danışmanlık hizmeti veriyoruz. Bu alanda yurt dışında büyük bir networkümüz var. Şirketi Avusturya merkezli kurduk. Şirketimizin Avusturya’da olması bizim için uluslararası prestij açısından çok önemli. İleride İsviçre’de de şube açma düşüncemiz var.
“YURT DIŞI BAĞLANTILI İŞLER YAPTIĞIM İÇİN GENİŞ BİR NETWORKE SAHİBİM”
İşiniz gereği birçok ülkeye seyahat ediyorsunuz ve her bir ülkenin yurt dışından gelen yatırımcılar için uyguladığı belli politikalar var. Bu konudaki prosedürleri nasıl aşıyorsunuz?
L. Ö.: Birçok ülkede büyük yatırım bankaları ve danışman firmaları ile çok uzun yıllar iş yapıyoruz. Bu alanda bir networkümüz var. Bunun yanında Largus Capital Partners’in kuruluş amacını ve misyonunu anlatan birtakım toplantılar dizisi yaptık. Onlar bunu anlayınca doğrudan bazı projeleri Largus’la paylaşmaya başladı. Biz bu noktada bir filtre ve analiz yapıyoruz. Türkiye’de de bazı çözüm ortaklıklarımız var. Burada 4 büyük danışman firma ve güvenilir avukatlık büroları ile çalışıyoruz. Sahip olduğumuz networkten kaynaklı bir iş akışımız var. Ben şahsen yurt dışı bağlantılı işler yaptığım için kişisel olarak geniş bir networke sahibim. Bunların hepsini bir araya getirdiğimizde birçok proje bize geliyor. Birçok fırsata sahip oluyoruz. Bugünlerde aslında hiç de gündemimizde yokken İsviçre’de tekne finansmanı alanında bir çözüm ortağı edindik. Bu konuda İsviçre’ye giderek görüşmeler yaptık ve çözüm ortaklığı konusunda anlaşmaya vardık. Bu işbirliğini de İsviçre’deki bir banka aracılığı ile yaptık. Bu şekilde projelerimizi ilerletiyoruz.
“ÖZELLİKLE SAĞLIK, ENERJİ VE GAYRİMENKUL YATIRIMLARINDA AVRUPA’DA BİR AÇIK SÖZ KONUSU”
Yurt dışında devlet ve şirketlerin Türk yatırımcılara yaklaşımı nasıl? Türk iş insanlarına nasıl imkanlar sunuluyor?
M. Ç.: Eğer Türkiye’de iyi bir markaysanız ve işinizi iyi yapıyorsanız yurt dışında iş yapma konusunda bir sıkıntı yaşamazsınız. Bir de orada doğru partnerleri bulursanız çok şanslısınız. Avrupa’da iş yapma tarzı biraz da Anglosaksonlara yakın. Yavaş ama kaliteli bir şekilde ilerleyen bir süreç var. Sonucunda sizi üzecek sürprizlerle karşılaşmazsınız. Ancak kurumsal bir birikime ve know-how’a sahip olmanız gerekir. Özellikle sağlık, enerji ve gayrimenkul yatırımlarında Avrupa’da bir açık söz konusu. Bu açıdan Türkiye’ye göre çok daha avantajlı bir konumda oluyorsunuz. Avrupa’da bu sistem pandemiden sonra çöküntüye uğradığı için hem finansman anlamında hem de yatırım alternatifleri anlamında çok fazla fırsat var.
Avrupa’da yatırım yapmanın Türk yatırımcısına sağlayacağı avantajlar nelerdir?
L. Ö.: Her şeyden önce duruma ve ülkeye göre vergi avantajınız var. Yine ülkeye göre yatırım teşviki avantajınız var. Finansman alternatifleri Avrupa’da hala açık. Dolayısıyla çok daha kısa zamanda çok daha değerli yatırımlar yapabilirsiniz. Fırsat bir yatırım yaptığınızda başarılı olabilirsiniz. Türkiye ise bu konuda sürprizlerle dolu. Yatırımlar konusunda bir durgunluk var. Finansman alternatifleri yok.
Son dönemde yurt dışından gelen ve yurt dışına yapılan yatırımlar arasında beklenti anlamında ne gibi farklar görüyorsunuz?
M. Ç: Türkiye’ye son dönemde yurt dışından gelen yatırımlarda bir durgunluk var. Bunun nedeni bazı hukuki altyapı eksikleri olabilir. Türkiye’deki yatırımcılar daha çok yurt dışına yöneliyor. Orada belli başlı yapılara entegre olmak istiyor çünkü pandemiden sonra yurt dışında bazı sektörler kötü duruma düştü. Özellikle pandemiyle birlikte yurtdışında sağlık kuruluşları hem hizmet hem de maddi anlamda zora girdi. Orada bu konuda büyük bir özelleşme furyası var. Yeni kanunlar üst üste çıkıyor. Türkiye de bu avantajı kullandı. Bu pazardaki lider oyuncular orada yatırımlar yaptı. Bir kısmı da yapmaya devam ediyor. Bizler orada gidip sağlık alanında yeni yatırımlar yapabiliriz. Örneğin mevcut hastanelerini rehabilite edebilir, işletmesini alabilir veya satın alabiliriz. Onun dışında gayrimenkul sektörü de Türkiye’deki gibi değil. Faizlerin yükselmesiyle birlikte piyasa biraz durağanlaştı. Bundan dolayı birçok yatırımcı gayrimenkul projelerine de merak saldı.
“YENİ PROJELERİMİZLE YENİ ÖDÜLLER ALMAYI HEDEFLİYORUZ”
Nigella Klass Ödülleri’nde “Yılın Uluslararası Yatırım ve Finans Danışmanlık Firması” ödülünü kazandınız. Bu sizin için nasıl bir duyguydu? Böyle bir ödül almak size nasıl bir motivasyon kazandırdı?
M. Ç.: Bu ödüle kısa sürede yaptığımız çok önemli projelerden dolayı layık görüldük. O projelerdeki en önemli başarımız da öngörülü ve stratejik davranıp finansman ve yatırım alternatiflerini görebilmek oldu. Ben yurt dışı bağlantıları güçlü olan bir insan olduğum için ileriyi hesaplayıp stratejik hamleler yapabiliyoruz veya yatırımcıya yaptırabiliyorum. Piyasayı okuyabilmek gibi bir özelliğimiz var. “Yılın Uluslararası Yatırım ve Finans Danışmanlık Firması” ödülüne layık görülmek bizi heyecanlandırdı. Bundan sonra da yeni projelerimizle yeni ödüller almayı hedefliyoruz.
Çok fazla iş seyahati yapan bir insansınız. Zaman yönetiminizi nasıl sağlıyorsunuz?
L. Ö.: Ofisimiz Viyana’da olduğu için haftanın üç ya da dört günü orada oluyorum. Türkiye’de de bir irtibat ofisimiz var. Duruma göre başka ülkelere de gidebiliyoruz. Tabii ki yorucu bir iş hayatımız var. Kendime akşamları geç vakit ayırabiliyorum. Düzenli Spor yapmaya özen gösteriyorum. Gerekirse uykumdan feragat edip sporu hayatımdan eksik etmiyorum. Benim spor hocası lisansım da var. Motosiklet benim için ayrı bir tutku. Fırsat bulduğumda motosiklete biniyorum. Bunların dışında boş zamanlarda müzikle uğraşıyorum.
M. Ç.: Birçok sektörde faaliyet gösteriyorum. Bu da tabii ki oldukça yorucu. Ancak ekibimi kurarken çok dikkatli davrandığım için hepsine zaman ayırabiliyorum. Bir projeye ya da işe yoğunlaştığımda aklım diğer işlerde kalmıyor. Çünkü biliyorum ki ekibim benim kadar özverili bir şekilde çalışıyor. Onun haricinde tabii ki kendime de zaman ayırmaya çalışıyorum. Türkiye’de olduğum zamanlarda dostlarımla buluşuyorum. Yeni yerler keşfediyor ve çok sevdiğim İstanbul’un en güzel yerlerini geziyorum.