Merih Oray : “Üveit Sinsince İlerleyen Karmaşık Bir Hastalıktır”

Merih Oray : “Üveit Sinsince İlerleyen Karmaşık Bir Hastalıktır” Merih Oray : “Üveit Sinsince İlerleyen Karmaşık Bir Hastalıktır”

Dünya Göz Hastaneleri Uvea Hastalıkları Bölüm Başkanı Doç. Dr. Merih Oray Üveit Hastalığının Detaylarını Anlattı Gözün damardan zengin orta tabakasının iltihaplanması ile oluşan üveit hastalığı, gözün iç ve dış tabakalarını da etkilemektedir. Her yaşta görülebilen üveit hastalığının gözde kızarıklık, ağrı, ışık hassasiyeti, bulanık görme, göz önünde uçuşan siyah noktalar görme gibi şikayetlerle kendisini gösterdiğini belirten Dünya Göz Hastaneleri Uvea Hastalıkları Bölüm Başkanı Doç. Dr. Merih Oray, fark edilmeden sinsice ilerleyen bu hastalığın tekrarlamasını önlemek için altında yatan sebeplerin de araştırılması gerektiğinin altını çizdi.  

Aniden başlayıp ciddi görme kaybına da yol açabilen üveit hastalığının gözde kızarıklık, ağrı, ışık hassasiyeti, bulanık görme, göz önünde uçuşan siyah noktalar gibi şikayetlerle ortaya çıktığını söyleyen Doç. Dr. Merih Oray; “Hastalık aniden başlayıp ciddi görme kaybına da yol açabilir zaman içerisinde ilerleyerek yavaş yavaş görme azalmasına neden olabilir.
Bazen tek gözde bazen de her iki gözde şikayetler olabilir ve zaman zaman ataklar şeklinde tekrarlayabilir” şeklinde konuştu.

Farkedilmeden sinsice ilerleyebiliyor
Üveit hastalığının bebek yaş grubundan ölene kadar her yaşta olabildiğini söyleyen Doç. Dr. Merih Oray; “Tabii her yaş grubunda üveite yani göz içi iltihaplanmasına neden olan hastalık farklılık gösterir. Özellikle çocuk yaş grubunda juvenil idiyopatik artrit denilen eklem romatizmasına eşlik eden üveit sinsi seyreder, çocukların şikayeti olmaz ve gözde kızarıklık gibi bulgular da sıklıkla olmadığı için aileler de fark etmeyebilir. O nedenle eklem romatizması olan çocukların rutin aralıklarda üveit konusunda tecrübeli göz hekimi tarafından takip edilmesi gerekmektedir” dedi.

PCR yöntemi ile kesin tanı koyulabilir
Klinik muayene bulguları ile üveit tanısını koyarız. Göz anjiyografisi, optik koherens tomografi, retina sinir lifi tabakası analizi ve laser flaremetre gibi görüntüleme yöntemlerini kullanılarak iltihabın gözün tabakalarını ne derece etkilediğinin değerlendirilmesi sonucu üveit tanısı koyulabildiğini ifade eden Doç. Dr. Merih Oray; “Bazı enfeksiyon durumlarında gözden sıvı alınıp bu sıvının PCR yöntemi ile analizi yapılarak etken bulunabilir ve kesin tanı koyulabilir” diye konuştu.
Üveit hastalığının görme kaybına yol açmasını önlemek için altında yatan sebeplerin araştırılması gerekir.

Sistemik iltihabi bir hastalığın bulgusu da olabilir
Üveit’in karmaşık bir hastalık olduğunun altını çizen Doç. Dr. Merih Oray; “İltihap sadece göz içerisinde olabileceği gibi aynı zamanda sistemik iltihabi bir hastalığın veya sistemik enfeksiyonun bulgusu da olabilir. Bazı durumlarda gözler vücudun aynasıdır diyebiliriz. Gözdeki iltihap bulgularından yola çıkarak altta yatan sistemik hastalığa tanı koyulabilir. Üveit; Behçet Hastalığı, Ankilozan spondilit, İltihabi barsak hastalıkları (Crohn hastalığı, Ülseratif Kolit), Romatoid artrit, çocukluk çağı artriti gibi eklem romatizması hastalığına; sarkoidoz, verem gibi akciğer hastalıklarına ve Multiple Skleroz (MS) gibi nörolojik hastalıklara eşlik edebilir veya kişide toksoplazma, kedi tırmığı, frengi gibi altta yatan bir enfeksiyon hastalığı olabilir. Bunlar dışında kanser hastaları, kemoterapi alan hastalarda da gözde fırsatçı enfeksiyonlara bağlı üveit görülebilir.

Göz muayene ve görüntüleme bulgularından elde ettiğimiz ipuçları üveit konusunda tecrübeli hekimleri bu hastalıkları araştırmaya yönlendirir. Altta yatan sistemik hastalığın araştırmasında detaylı kan tahlilleri, bazı doku testleri, MR, tomografi gibi sistemik görüntüleme yöntemlerinden faydalanırız ve kişiyi ilgili branşlar ile konsülte ederek altta yatan sistemik hastalığı da teşhis ederiz” cümlelerini kullandı.

Altında yatan sebepler bulunmalı
Üveit tedavisinde hedef o an gözdeki aktif iltihabı tedavi etmek ve bir daha tekrarlamasını engellemektir. Bunun için varsa altta yatan hastalığın da teşhis edilip tedavi edilmesinin önemini anlatan Doç. Dr. Merih Oray; “Üveit tedavisinde hedef sadece o anki atağı baskılamak değil gözdeki iltihabı ve varsa altta yatan sistemik hastalığı da beraberinde tedavi ederek iltihabın bir daha tekrarlamasını önlemektir. Eğer bakteri, parazit veya virüs kaynaklı bir enfeksiyon üveite neden olmuş ise o zaman etkene yönelik tedavi yapılmaktadır. Bazı üveitlerin tedavisi birkaç sene sürmektedir.” Dedi.

Üveit’in ilaçlarla tedavisi mümkün
Üveit hastalığının tedavisinde kullanılan ilaçların iyileşme sürecinde büyük faydası olduğunun söyleyen Doç. Dr. Merih Oray; “Tedavi için elimizde çok çeşitli güncel ilaçlar bulunmakta. Kortizonlu damlalar, göz bebeğini büyüten damlalar kullanıyoruz ama bu damlalar gözün arkasını yeterince tedavi edemediği için gerekli hallerde enfeksiyon kaynaklı olmayan üveitlerde göz içine veya çevresine kortizon iğnesi, ağızdan veya damardan kortizon tedavisi, romatizma hastalıklarında da kullanılan bağışıklık sistemini baskılayıcı hap, iğne, serum tedavileri uyguluyoruz.

Cerrahi tedavi de gerekebilir
Üveit hastalığını ilaçlar ile tedavi ediyoruz. Ama zaman içerisinde katarakt, göz tansiyonu, göz içine kanama, retina üzerinde zar oluşumu veya retina dekolmanı gibi komplikasyonlar ortaya çıkabilir ve bu durumlarda cerrahi tedavi gerekmektedir. Üveit hastalarında cerrahi tedavinin zamanlaması çok önemlidir. Katarakt ameliyatı gibi cerrahi tedaviler öncesinde iltihabın kontrol altına alınmış olması gerekmektedir. Ameliyat sonrasında da bazı durumlarda yoğun antiinflamatuar tedavi uygulanması gerekebilmektedir.

Görme kaybının önlenmesi için üveit hastalığında erken tanı ve uygun tedavi çok önemlidir.