Merve Yılmazer:İç Mimarlık Mesleğinin Gelişmesi İçin Genç Meslektaşlarıma Katkı Sağlamak İstiyorum

Merve Yılmazer:İç Mimarlık Mesleğinin Gelişmesi  İçin Genç Meslektaşlarıma Katkı Sağlamak İstiyorum Merve Yılmazer:İç Mimarlık Mesleğinin Gelişmesi İçin Genç Meslektaşlarıma Katkı Sağlamak İstiyorum

Merve Yılmazer İç Mimarlık Kurucusu Merve Yılmazer, İç Mimarlık Sevgisinin Nereden Geldiğini ve Gelecek Hedeflerini Klass’a Anlattı.  

Müşterilerinin ihtiyaç ve taleplerini, kendi marka çizgisini bozmadan özgün tasarım fikirleriyle zamanında karşılaması ile kısa zamanda başarıya ulaşan Merve Yılmazer İç Mimarlık Kurucusu Merve Yılmazer, konut ve villa projelerine ek olarak otel, iş yeri, ofis, mağaza, cafe & restaurant proje, fuar tasarım ve uygulamalarındaki başarılı çalışmaları ile dikkat çekiyor. Çeşitli üniversitelerde akademisyen olarak görev yapan ve İç Mimarlar Odası İstanbul Şube Başkanı olan ünlü İç Mimar Merve Yılmazer ile iç mimarlık sevgisini, İç Mimarlar Odası İstanbul Şube Başkanlığı’nda yapmış olduğu faaliyetleri ve gelecek hedeflerini Klass okurları için konuştuk.

“İmza demek her yerde aynı şeyi yapman gerektiği anlamına geliyor. O yüzden benim bir imzam yok, her projem birbirinden çok ayrı, hiçbiri  tekrarlamaz birbirini. Bizim sektörümüzde tekrarlarsa zaten sen başarılı bir iç mimar değilsin, kendini geliştiremiyorsun ve güncelleyemiyorsun demektir.”

Merve Hanım, mesleğinize aşkla bağlısınız, iç mimarlık sevginiz nereden geliyor? Ve bu sevginin karşılığını alabildiniz mi?
Dededen gelen inşaatçı bir ailenin çocuğuyum. Ben üçüncü jenerasyonum o yüzden bu sevgimin aileden geldiğini söyleyebilirim. İnşaat ve İç Mimarlık birbirleriyle bağlantılı sektörler olduğu için de hiç başka bir şey düşünmedim. Ve bu sevginin karşılığını da aldığımı söyleyebilirim. Bir yandan doktora eğitimime devam ederken, bir taraftan da iç mimarlık alanında Aydın ve Nişantaşı Üniversitesi’nde ders veriyorum. Uygulama ve proje kısımlarında da varım. Mesleğimi her açıdan yapıyorum.

Aynı zamanda üç dönemdir ‘İç Mimarlar Odası İstanbul Şube Başkanlığı’ da yapıyorsunuz. Başkan olmayı neden tercih ettiniz ve hangi faaliyetleri gösteriyorsunuz?
Tesadüfen 6 sene önce yönetim kuruluna seçildim. Sonrasında bir şekilde buralara kadar geldi, 3 dönemdir de devam ediyor. Mesleğimin gelişmesi için genç meslektaşlarıma katkı sağlamak istiyorum. Çünkü mesleğim gelişirse bundan bende faydalanabileceğim ve benden sonra gelen jenerasyonlarda faydalanabilecek. Bu benim için sosyal bir görev gibi de aynı zamanda. Hem akademik anlamda hem genç meslektaşlarım anlamında yeni nesilleri yetiştirmek istiyorum. İç Mimarlar Odası İstanbul Şube’si Türkiye’nin en büyük şubesidir ve 6.600 üyesiyle de en çok üye sayısına sahip olan şubedir. Üye ilişkilerinde birebir herkesle görüşüyorum, bu işi yapacaksan hakkıyla yapacaksın çünkü. Vaktimin çoğu İç Mimarlar Odası İstanbul Şube’sinde geçiyor diyebilirim.

‘AMACIMIZ BU YARIŞMAYLA BERABER İÇİMİZDEKİ TASARIMCILARI ÇIKARTMAK VE ONLARI DÜNYAYA TANITMAK’
İç Mimarlar Odası İstanbul Şube’sinde planladığınız projeleriniz var mı?

Uluslararası bir yarışma gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Bunu ilgili bakanlıkla ve büyük şehir belediyesiyle birlikte planlıyoruz. Hem Türkiye’nin tanıtımına katkıda bulunacağız hem de mesleğimizi dünyada tanıtacak bir proje olacak. Yurt dışından gelecek yabancı jürilerle beraber tasarım üzerine bir yarışma düzenleyeceğiz. Türkiye’de, gün yüzüne çıkmaya fırsatı olmamış gerçekten çok iyi tasarımcılarımız var. Amacımız bu yarışmayla beraber içimizdeki tasarımcıları çıkartmak ve onları dünyaya tanıtmak. Çünkü bizim sektörümüz çok yoğundur ve çok iyi işler yapan meslektaşlarım geceli gündüzlü çok çalışıyor. Bu kadar iyi işler yapan kişiler varken onların kendisini dünyada tanıtmış olmasını istiyorum.

“MİLLETVEKİLİ OLARAK ÜLKEM İÇİN GÜZEL ÇALIŞMALAR YAPMAK İSTİYORUM”
İç mimarlıktaki hedeflerinize ulaşabildiniz mi?

Bizim sektörde “Ben oldum” dediğin gün kaybedersin ve başarısız olursun. O yüzden çok okurum, araştırmalar yaparım. Dünyaca ünlü iç mimarların hayatlarına, röportajlarına bakarım. Hiçbirisi oldum demiyor, olamazsın. Hiçbir zamanda olmayacaksın çünkü değişen bir teknoloji var, değişen insanlar var, malzemeler var. Onları takip etmek zorundasın. Ve kendine sürekli format atmak zorundasın, kendini yenilemek zorundasın. Bu yüzden de olamazsın. Evet hayalimdeki projeleri yaptım, güzel projeler yapmaya devam ediyorum. Ama hedeflerim çok daha büyük ve yüksek. Doktoramı bitirmek istiyorum akademik kimliğimi kazanmak için. İçinde bulunduğum STK’lar’da siyaset için. Zaten siyasetin en küçük birimi STK’lardır. Bir sonraki hedefim siyaset olacak. Milletvekili olarak ülkem için güzel çalışmalar yapmak istiyorum.

Merve Hanım, iç mimari çalışmalarınızda klasikleşmiş bir tarzınız ya da imzanız var mı?
Bu meslekte hepimizin sevdiği tarzlar olabilir, mesela ben modern klasik çalışıyorum. Ama her tarzda projeler üretip hayata geçirebiliyorum. Bir iç mimarın belli bir tarzının olması bana göre kötü bir şey. Çünkü hep o alanda devam edersin ve müşterilerinde sana hep o şekilde gelir. Bu bence gelişiminin önüne geçen bir durum. O yüzden her şeyi biliyor ve yapıyor olman gerekiyor. Bu aynı zamanda kendini tekrarlamaman anlamına da geliyor. İmza demek her yerde aynı şeyi yapman gerektiği anlamına geliyor. O yüzden benim bir imzam yok, her projem birbirinden çok ayrı. Hiç tekrarlamaz birbirini. Bizim sektörümüzde tekrarlarsa zaten sen başarılı bir iç mimar değilsin, kendini geliştiremiyorsun ve güncelleyemiyorsun demektir. Bir modacı nasıl kişinin beden ölçü değerlerine göre tasarım yapıyorsa bizde aslında kişiye özel onun zevkleri, beğenisi, kültürü, geçmiş kodlarına göre bir tasarım yapıyoruz. Bizim zevkimizle ve mesleki tecrübemizle karşı tarafın zevkini birleştirdiğimiz ve harmanladığımız zaman ortaya doğru bir şeyler çıkıyor.

‘MEKANLARIN ENERJİLERİNE DE ÇOK İNANAN BİR İNSANIM’
Merve Hanım, Sarıyer’de bulunan tarihi Gülağa Balaban Yalısı’nda yeni bir ofis açarak burayı çok farklı ve güzel bir şekilde tasarladınız. Neden burayı tercih ettiniz?

Bursa’da bir ofisim var ve orası aktif bir şekilde devam ediyor. Burası 2. ofisim oldu. Uzun zamandır bir ofis arayışım vardı. Sarıyer güzel bir lokasyon ve hayatın içinde. Sahil bölgesi ve Gülağa Balaban Yalısı’nın da tarihi bir dokusu olduğu için burayı tercih ettim. Mekanların enerjilerine de çok inanan bir insanım. Buraya ilk girdiğim anda değişik bir enerjisi olduğunu hissettim ve anladım. Girdiğim ilk dakikada tutmaya karar verdim. Burası 150 senelik çok eski bir yalı. İş, hayat ve sosyal çevre anlamında da gerçekten güzel bir lokasyon olduğunu düşünüyorum.

Yurt dışında ve yurt içinde çok başarılı projelere imza atan birisiniz. Özellikle yurt dışında yaptığınız yeni projeleriniz var mı? Varsa nelerdir?
Kıbrıs’ta Chamada Prestige Hotel’in projesini bitirdim. Sadece otel projesi değil lüks konut projeleri, villalar, restoranlar, mağaza tasarımları ve ofis projeleri yapıyorum. Şu an bir mobilya markasının tüm Türkiye’deki zincir showroomlarını yapıyorum. Yine bir kozmetik markasının Türkiye’deki showroomlarını da yapıyorum. İç mimari projelerimle hayatın her alanında varım…

İnstagram: merveyilmazer1
 

Merve Yılmazer

Merve Yılmazer:İç Mimarlık Mesleğinin Gelişmesi  İçin Genç Meslektaşlarıma Katkı Sağlamak İstiyorum Merve Yılmazer