Paket Servis, Erkek Dünyasında Kadın Olarak Var Olmanın Zorluklarını Anlatan Bir Oyun

Paket Servis, Erkek Dünyasında Kadın Olarak Var Olmanın Zorluklarını Anlatan Bir Oyun Paket Servis, Erkek Dünyasında Kadın Olarak Var Olmanın Zorluklarını Anlatan Bir Oyun

Paket Servis Tiyatro Oyununun Yönetmeni ve Oyuncuları Tiyatro Şenay’ın eğlenceli ve hareketli yeni oyunu “Paket Servis”i Klass’a anlattı...

 

Tiyatro Şenay’ın yeni oyunu “Paket Servis” Gayrettepe Kats Sahne’de izleyicisiyle buluşuyor. Genç oyuncular Ceren Kaplakarslan, İlkem Ulugün ve Cengiz Orhonlu’nun birlikte rol aldığı oyun, erkeklerden intikam almak isteyen iki genç kızın ve ilk kurbanlarının eğlenceli hikayesini tiyatro sahnesine taşıyor. Darlene Craviotto’nun kaleme aldığı, Zeynep Küpeli’nin Türkçeleştirdiği “Paket Servis”in yönetmen koltuğunda Onur Şenay oturuyor. “Paket Servis” tiyatro oyununun yönetmeni Onur Şenay ve genç oyuncuları Ceren Kaplakarslan, İlkem Ulugün ve Cengiz Orhonlu ile eğlenceli ve hareketli oyunun hikayesini, tiyatroya nasıl gönül verdiklerini ve tiyatro sahnesindeki başarılarını Klass okurları için konuştuk.

 

 

 

 

 

“C.K.: Paket Servis, erkek dünyasında kadın olarak var olmanın zorluklarını anlatan bir oyun. Hem eğlenceli, hem görsel olarak keyifli hem de kendinizle bağdaştırabileceğiniz bir oyun. Bizimle birlikte güzel vakit geçirmek isteyen varsa her salı Kats Sahne’de görüşelim derim.

 

 

 

İ.U.: Biz en samimi haliyle, kadın olmaya, erkek olmaya, insan olmaya dair, yaşadığımız günlere dair, birbirimize yaptıklarımıza dair olanlardan bahsetmek istedik. Oyunumuzu oynarken seyircimizden aldığımız enerjiler, izleyenlerin tepkilerinden bir nevi sohbete dönüyor oyun sırasında.

 

 

 

C.O.: Oyunun en büyük mesajı bir mesaj kaygısı olmaması olabilir. Toplumumuz için fazlaca gerçek olan bir problemi filtresiz bir şekilde masaya yatırdık ve içinden çıkan komediyi de hep beraber paylaşmak istiyoruz.”

 

 

 

Paket Servisi oyununun Ceren Kaplakarslan, İlkem Ulugün ve Cengi Orhonlu’dan oluşan genç ve dinamik bir oyuncu kadrosu var. Oyunculuk eğitiminiz var mı? İlk tiyatro deneyiminiz mi?

 

Ceren Kaplakarslan: Oyunculuk eğitimim var. New York Film Akademisi’nde okudum, ardından Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde tiyatro eğitimi aldım ve bir sene boyunca oyuncu koçu ümit çırak ile çalıştım. Ama benim için asıl eğitim tiyatro sahnesi oldu. Onur Şenay ile tanıştıktan sonra ilk defa profesyonel anlamda tiyatro yapmaya başladım. Bu benim ilk tiyatro deneyimim.

 

İlkem Ulugün: Ben modern dans kökenliyim. 2001 yılında Mimar Sinan üniversitesi Modern Dans Bölümü’ne girdim ve o günden beridir sahnedeyim. 2006’da Avusturya’da SEAD Sanat Akademisi’nden mezun oldum. 2006-2009 yılları arasında Slovenya’da En-Knapp Group sanatçısıydım. İlk tiyatro oyunumu En-Knapp ile Slovenya’da yaptım. 2009’da Türkiye’ye döndüğümde sevgili hocam Şahika Tekand’ın Stüdyo Oyuncuları’nda iki sene eğitim aldım ve hem orada hem sonrasında tiyatro ve dans üstüne birçok projede yaptım. 2015-2016’da “Aşk Yeniden” dizisinde yer aldım. Bu zaman zarfında tiyatroya ara vermiştim ve çok özlemiştim. Yaklaşık üç sene sonra yeniden Kats Sahneyle tiyatroyla buluştum ve çok mutluyum.

 

Cengi Orhonlu: Sahneye ilk adımımı 10 yaşlarında attım, o günden beri de tozun içinde yuvarlanıyorum. İlk profesyonel işim 16 yaşımda Peter Pan müzikalinde “Peter” karakteri ile oldu. O günden beri de sahne alıyorum. Bu yolda da bir sürü üstad ile tanışma, tartışma ve çalışma fırsatı buldum. Karşıma çıkan herkesten kendime bir şeyler katmaya özen gösterdim. öncelikle alaylı olarak sahnede yetiştim, sonra  akademik anlamda da eğitim almak için Amerika’ya gittim. Tiyatronun sanatsal, teknik, idari ve daha bir çok alanında eğitim aldım. KATS Sahne’nin açılmasına karar verildikten sonra da koşarak döndüm tabii.

 

 

 

“TİYATRO YAPMAYA BAŞLAMAMIN SEBEPLERİNDEN BİRİ HEM KENDİME OYUNCULUK ANLAMINDA MEYDAN OKUMAK HEM DE KENDİMİ BULMAK”

 

Neden tiyatro?

 

C.K.: Tiyatro yapmaya başlamamın sebeplerinden biri hem kendime oyunculuk anlamında meydan okumak hem de kendimi bulmak. Yani en başta kendimi geliştirmek daha sonra da izleyiciye küçücükte olsa katkıda bulunabilmektir. Bence tiyatro izleyen için öğretici olduğu kadar oynayan için de öyledir.

 

İ.U.: Başka türlü yaşamaya gönlüm yok. Sadece tiyatro da değil edebiyatsız, müziksiz, danssız, sinemasız, şiirsiz, resimsiz, heykelsiz hayatı düşünmek bile istemem. Sanat yaşamaya dair en gerçek ve en büyülü deneyim oldu benim için hep.

 

C.O.: İlk başladığımda hayata ara vermek, başka duygu durumlarını, farklı bakış açılarını deneyimlemek odaklıydım. çok güzeldi, ben kendim için stres atıyordum insanlar ise gelip beni bunun için tebrik ediyordu. Sonra zaman içinde sahneyi tanıdıkça ve potansiyellerini keşfettikçe, fikirlerimi ifade edebilmek ve topluma, yargılara varmadan, bir ayna da ben tutmak istedim. Tiyatro fikirlerin anlatıldığı, yeni dünyaların kurulduğu, eski yaraların iyileştirildiği, bazen yeni yaraların oluşturulduğu yegane oluşumdur. Bir oyuncunun platformu tiyatro sahnesidir; oyuncunun ruhu, onun bedeni, onun fikirleri vardır karşınızda. Bir sinema filmi veya dizide ise yönetmenin vizyonunu görürsünüz. Tiyatroda ise ulaşmak istediğim insanlar ile aramda herhangi bir mercek, göz veya başka bir vizyon olmadığında samimiyet ile diyalog kurabiliyorum.

 

 

 

“TİYATRONUN BENİM İçİN EN ETKİLİ öZELLİĞİ KENDİMDEN BüYüK BİR ŞEYİN PARçASI OLMAK VE İNSANLARLA, RUHLARLA BERABER üRETMEK”

 

Tiyatronun hangi özelliği sizi etkiliyor?

 

C.K.: Bir dizi çekerken veya sinema filminde oynarken yaptığınız işin reaksiyonunu oldukça geç alırsınız. Tiyatronun en sevdiğim özelliği kahkahasıyla, hüznüyle, alkışıyla birlikte anında reaksiyon almak. 

 

İ.U.: Aklıma ilk geleni söyleyeyim tiyatronun beni etkileyen diğer bütün özelliklerinin yanında olarak Yoko Ono söylemiş; “Bir hayal, tek başına kurulduğu vakit sadece bir hayaldir. Birlikte kurulduğu vakit bir gerçekliktir.” Ben bu söze yürekten katılıyorum ve bu his benim için çok değerli. Tiyatronun benim için en etkili özelliği kendimden büyük bir şeyin parçası olmak ve insanlarla, ruhlarla beraber üretmek.

 

C.O.: Her zaman güncel olması benim için en önemli olanlarından. Bazen oyunu iki sezon oynadıktan sonra, ilk yola çıktığınız metne bakarsınız ve bazen tanıyamazsınız bile o kadar değişmiştir oyun. Toplumun gündemi, sorunları değiştikçe, tiyatro da değişir, gelişir, adapte olur. Ama olmak zorunda da değildir bu arada, yapmak istediğiniz her şeyi yapmakta özgürsünüz, sınırları kendi hayal gücünüz ile çizersiniz, bunu anlamak çok önemli bence.

 

Devamı Klass Magazin Şubat sayısında...