Prof.Dr. Serdar Dağ: Ölüm Var Diye Bütün Sisteminizi Bozamazsınız Ya Da Ona Göre Yaşayamazsınız

Prof.Dr. Serdar Dağ: Ölüm Var Diye Bütün Sisteminizi Bozamazsınız Ya Da Ona Göre Yaşayamazsınız Prof.Dr. Serdar Dağ: Ölüm Var Diye Bütün Sisteminizi Bozamazsınız Ya Da Ona Göre Yaşayamazsınız

Beyin ve Sinir Hastalıkları Uzmanı Prof.Dr. Serdar Dağ, Tms Tedavisine Dair Merak Edilenleri Klass’a Anlattı.  

Beyin ve Sinir Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Serdar Dağ, Türkiye’de yaşanılan deprem felaketi ile birlikte insanlarda yaşanan obsesyonel takıntıların mutlaka tedavi edilmesi gerektiği ve insanların normal yaşamlarına dönerek hayatı olağan akışta yaşamaya devam etmeleri gerektiğinin altını çiziyor. Obsesyon adı verilen takıntılı düşünce, fikir ve dürtülerin toplumda çok sık görülen bir rahatsızlık olduğunu ve yoğun sıkıntı ve huzursuzluğa yani anksiyeteye neden olduklarını belirten Dağ, ilaçsız tedavilerle de bu problemlerin üstesinden gelinebileceğini ifade ediyor. TMS tedavisi ile, beynin duygu merkezlerine magnetik akım yollayarak resetleme ve insanları tekrar normal kişiliğine, normal sağduyularına kavuşturma yönteminde çok başarılı sonuçlar elde edildiğini ifade eden Beyin ve Sinir Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Serdar Dağ ile TMS Tedavisini ve depremlerin insanlar üzerindeki olumsuz etkisini Klass okurları için konuştuk.

Serdar Bey, Türkiye yaşanılan depremler ile birlikte büyük bir şoka girdi. Şiddeti ve sonuçları büyük olan bu depremler insanlar üzerinde travmatik etkiler bıraktı. İnsanların normal yaşamlarına adapte olabilmeleri ve bu süreci en sağlıklı şekilde atlatabilmeleri için ne yapmaları gerekmektedir?
Obsesyon, takıntı hastalığı toplumda çok sık görülen bir rahatsızlıktır. Bu bazen saçma olduğunu bildiğimiz bir olayın arkasına takılmak ve bu süreçte duyguları kontrol edememektir. Deprem örneğinde bu süreci yaşayanlar için deprem oldu bitti. Bir olayı yaşadıktan sonra daha az acı çekersiniz. Çünkü artık olmuş ve bitmiştir. Ama yaşamayanlar için acaba benim evim de depremde yıkılır mı, sevdiklerim, ailem ile enkazda kalır mıyız, sevdiklerim ölürse ben ne yaparım, malım çöker mi, deprem ne zaman olur endişeleri ile yaşamaya başlar. Özellikle İstanbul’la ilgili çok fazla sansasyon var ve bu insanlarda panik atağa varan bir ruh hali bozukluğu yarattı. Bununla ilgili mutlaka tedavi olmak lazım. Bu panik ataklarının birçoğu ölüm korkusudur. Ancak ölüm var diye bütün sisteminizi bozamazsınız ya da ona göre yaşayamazsınız. Deprem olacak diye bütün hayatımızı bu korku üzerine inşa etmemeliyiz. Depreme hazırlanmamız lazım. Bu hazırlık sürecinde de işimizi, düzenimizi, sosyal yaşantımızı bozmamamız lazım.

‘MÜZİK YAŞANILAN TRAJEDİ DURUMLARI SEBEBİYLE YASAKLANMAMALI. MÜZİK İNSAN DUYGUSUNUN KENDİNİ İFADE ETME ŞEKLİDİR.
Yas sürecinin kişi üzerindeki etkileri nelerdir, bu süreç nasıl atlatılabilir?

Ülkemiz kötü bir süreç yaşadı ama yas dönemi ne kadar uzun sürerse bu olayın artçı şokları da ruhsal olarak o kadar çok uzar. Yas süreçleri uzatılmamalı. Uzatılması kalıcı tahribatlara sebebiyet verir. Beynin kendi kendini tedavi etme süresi 40 ila 52 gün arasındadır. Yasta ilk 3 gün şok dönemidir. Pek bir şey anlayamazsınız. 7 günün sonrası kabullenmedir. Üzüntü dönemi diyoruz buna. Sonrasında özlem dönemi geliyor. 40 günden sonra alışma dönemidir. Herkesin normal yaşantısına dönerek hayatı devam ettirmesi gerekiyor ki yaralar sarılabilsin. Sürece saygı duyulmalı elbette ama geçimini mesleğini, işini yaparak sürdüren insanların tekrar aktif hayatına dönmesi gerekiyor. Toplumsal bir linç var. İnsanlar paylaşımlarını yapamaz, işine gücüne devam edemez oldu. Bu kesinlikle yanlış. Yasların belli bir kuralı olmalı. Sürece özel yasaklarda doğru değil. Müzik yaşanılan trajedi durumları sebebiyle yasaklanmamalı. Müzik insan duygusunun kendini ifade etme şeklidir. Müzik de ağıtta vardır, tedavi sistemleri de vardır. Her şeyin kararında olması lazım. Normalleşme ile beraber tüm obsesyonlar zamanla azalmaya başlar. Azalamıyorsa bunlarla mücadele için psikoterapi, ilaç tedavisi alınabilir. Ama ilaç almak istenmiyorsa TMS sistemiyle tedavi yapılabilir.

“DEPRESYON, ANKSİYETE, MİGREN, OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK (OKB), HER TÜRLÜ TAKINTI, PANİK ATAK BAŞTA OLMAK ÜZERE PEK ÇOK RAHATSIZLIĞI TMS SİSTEMİ İLE İLAÇSIZ TEDAVİ EDİYORUZ”

TMS Tedavisi nedir?

TMS, beynin duygu merkezlerine magnetik akım yollayarak resetleme ve insanları tekrar normal kişiliğine, normal sağduyularına kavuşturma yöntemidir. 2022 yılında depresyon tedavisinde FDA onayı alan TMS (Transkranial Manyetik Stimülasyon) ile başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Bu tedavi şekli, psikolojik ve nörolojik amaçlı dünyada kullanılan son teknoloji olup psikolojik kökenli çoğu rahatsızlığı ilaç kullanmadan veya minimum ilaç ile kısa sürede atlatmaktır. Bu tedavi sayesinde depresyon, anksiyete, migren, obsesif kompulsif bozukluk (OKB), her türlü takıntı, panik atak başta olmak üzere pek çok rahatsızlığı ilaçsız tedavi ediyoruz. Hiçbir yan etkisi yoktur. Bunun dışında beynin oksitlenmesini ve kanlanmasını arttırır. Halkımız ilaç kullanmaktan korkar, ilaç kullanmaya başlanıldığı zaman da uzun süre ilaç kullanmak gerekiyor çünkü sinir sistemi geç tedavi olur. İlacın sersemlik, cinsel performans azlığı, kilo aldırma gibi yan etkileri vardır. TMS tedavisi ile birlikte bu yan etkilerden de kurtulmuş olunur. 10-15 seans TMS tedavisi yapıldığı zaman normal anksiyete ataklarını yok eder. Ağır vakalarda elbette ilaç, psikoterapi ve TMS bir arada olabilir ama genel olarak bu ruhsal durumdan kurtulmak için insanlarımızın mutlaka tedavi olması gerekir.

‘KORKULAR TEDBİRLER ALDIKÇA AZALIR’
İnsanlar deprem korkusunu nasıl yenebilir?

Öncelikle evinizin sağlam olması gerekir. Evinin çürük olduğunu bilen bir insanın depremden korkmama gibi bir şansı yok. Herkesin düşünüp üzerindeki sorumluluğun farkında olması lazım. Halk, politikacılar, işin uzmanları üstüne düşen görevi yaparsa insanların obsesyonları azalır. Korkular tedbirler alındıkça azalır.

İnstagram: drserdardag
 

Prof.Dr. Serdar Dağ

Prof.Dr. Serdar Dağ: Ölüm Var Diye Bütün Sisteminizi Bozamazsınız Ya Da Ona Göre Yaşayamazsınız Prof.Dr. Serdar Dağ