Sianji Wellbeing Resort ile Aynı Konseptte SianjiGarden Rezidans Projesini Yapacağız

Sianji Wellbeing Resort ile Aynı Konseptte SianjiGarden Rezidans Projesini Yapacağız Sianji Wellbeing Resort ile Aynı Konseptte SianjiGarden Rezidans Projesini Yapacağız

Sianji Group Yönetim Kurulu Başkanı Recai Çakır 40 yıllık meslek hayatında elde ettiği başarıların sırrını ve gelecek hedeflerini Klass’a anlattı...

 

Yaklaşık 30 yıldır Bodrum'da inşaat ve turizm yatırımları üzerine projeler geliştiren Sianji Group Yönetim Kurulu Başkanı Recai çakır, 60. yaşına girerken iş hayatında da 40. yılını kutluyor. Gaziantepli bir sarrafın oğlu olarak 1978 yılında ağabeyiyle birlikte Kapalıçarşı’ya ‘baba mesleğini icra etmek’ için gelen Recai çakır, 1986’da turizm sektörüne girip Bodrum’da Kadıkale Resort’u kurdu. Daha sonra tekstil alanında da şansını deneyen çakır, ağırlıklı olarak Bodrum’da butik otel ve lüks rezidans inşaatları gerçekleştirdi. Dünyanın 7 harikasından ‘Babil’in Asma Bahçeleri’ konseptiyle Bodrum’da açılan ve tamamı süit ve villalardan oluşan Sianji Well Being Resort’ün sahibi olan Sianji Group Başkanı ve Turizm Yatırımcıları Derneği Başkan Yardımcısı Recai çakır, turizm alanındaki çalışmalarının yanı sıra sosyal sorumluluk projelerini de çok önemsiyor. çok sayıda vakfın ve derneğin kurucusu olan Recai çakır, iş dünyasının başarılarıyla çevrelerine örnek olan isimlerinin seslerini farklı bir mecrada duyurduğu ‘C Majör İş’ten Sesler Korosu’ ile başta çocuklara yönelik olmak üzere çok sayıda dernek ve vakfa yardım sağlıyor. Sianji Group Başkanı ve Turizm Yatırımcıları Derneği Başkan Yardımcısı Recai çakır ile  60 yıllık hayatını, 40 yıllık iş hayatını, sıfırdan gelip zirveye yükselmenin ve yıllardır orada kalabilmenin sırrını, turizm sektöründeki başarılarını, sosyal sorumluluk projelerini ve gelecek hedeflerini Klass okurları için konuştuk.

 

 

 

“Sianji, dünyanın her yerinde sayılan, bilinen, 24 ödül almış güzel bir marka. Dünyanın 5 önemli detoks merkezi arasında gösteriliyor. Avrupa’nın en iyi sağlık ve beach resortu seçilmiş bir otel. Şimdi yeni bir hamle yapıp aynı konseptte Sianji Garden Rezidence gibi projeler yapma hayalimiz var. Biraz daha kendi konseptimizde ilerlemek ya da bir tane İstanbul’da bir detoks merkezi olabilecek yatırımcı bulabilirsek know how’ımızı vererek işletmesini biz yapmak, inşaatını yapmak gibi bir hayalimiz var. Bir İstanbul bir de Bodrum bize yeter.”

 

 

 

“Başarılı olabilmek için bir kere liyakat ve  inanmak şart, dürüst olacaksın, çalışkan olacaksın, planlı olacaksın. Her zaman A, B, C planlarının olması gerekiyor. Herhangi bir kriz anında ne yapacağını bileceksin. Ona göre planları olmayan iş adamları krizleri yönetemedikleri için çok ciddi darbeler alıyorlar. Biz çok şükür yumurtaları aynı sepete koymadık.”

 

 

 

“Bu kadar çok dernek kurmamın sebebi eğer ölüm ötesi varsa, eğer inanıyorsak, eğer bir gün ölecek ve tekrar uyanacaksak mutlaka öbür dünya için de bir şeyler yapmak lazım. Bu da benim öbür dünya için kendime hazırlık yaptığım şeyler. Hayalim babam adına veya kendi adıma veya aile adına bir vakıf kurup bu sorumlukları kendi vakfımda yapabilmek.”

 

 

 

Recai Bey, 60’ıncı yaşınıza girerken aynı zamanda mesleğinizde de bu sene 40’ıncı yılınızı kutluyorsunuz. 60 yıllık hayatınız ve meslekte 40 yılınız nasıl geçti?

 

2018’in özelliği benim 60’ıncı doğum yılım, iş adamlığına atılışımın 40’ıncı yılı, turizmde işletmecilikte 30’uncu yıl, son yaptığım projede de 10’uncu yıl. Enteresan bir yıl yaşıyorum. İş hayatında sıfırdan gelip bir yerlere yükselmek, daim olmak, oralarda tutunabilmek çok zor. özellikle Türkiye gibi Orta Doğu’nun ortasında olan ve herkesin gözünün üzerinde olduğu bir ülkede yaşamak ve ülkemiz üzerine oynanan bu kadar oyunun üzerine iş adamların ayakta kalması bir mucize. Ben 40 yıllık iş hayatımda 7 tane büyük kriz yaşadım. Hepsini çok şükür sapasağlam geçtik. 18 yaşımda üniversiteyi kazanamamıştım İstanbul’a geldim babamın arkadaşının bir oteli vardı; Laleli’de Büyük Keban adında. 8 ay hem Unkapanı Dershanesi’nde eğitim aldım hem de orada çalıştım. 12 saat çalışıyordum 6 saat okula gidiyordum, uykuya zaman olmuyordu. Sonra Kilis doğumlu olduğum için hem memleketime, hem de anne babaya yakın olduğu için Antep’teki okula gittim. üniversite dönemlerinde taksitlerini benim ödemem şartıyla babama bir araba aldırttım. Hem okudum hem de şoförlük yaptım. Daha sonra bir kuyumcu arkadaş benim güvenilir olduğumu gördü ve gel beraber çalışalım dedi. Okuduğum bölümün hiçbir alakası olmayan kuyumculuk işine hissedar olarak Gaziantep’te bir kuyumcuda çalışmaya başladım. Askere gidip döndükten sonra İstanbul bu işin merkezidir diyerek biraderimle güç birliği yapıp İstanbul’a yerleştik. Sonrasında asıl iş hayatımız başladı. Toptan sarraflık yaptık. 1983-1984 yıllarında rahmetli Turgut özal turizmde “Güney Antalya projesi” diye bir kalkınma hamlesi başlattı. O zaman da baba dostumuz Orhan Ağaçlı Niğde’de, Ağaçlı Tesislerinin sahibi. Abim ile bir gün arabayla yolculuk ederken uğradık ve bizi misafir etti. çok güzel bir otel yapmıştı. Ben de o zamanlar çok imrenmiştim. Biz de o zamanlar döviz, altın işlerinde çok ciddi yoğun çalışıyoruz. Sermayemiz 10 kilo altınken biz günde 300 kilo altın alıp satıyoruz. Milyon dolarlık iş yapıyorduk ama cebimizde para olmuyordu. Orhan abiyle konuştuk devletin yeni verdiği teşviklerle turizme girmek amaçlı hedefimizi anlattık. Orhan ağabey iki yıl sonra bize Antalya’da iyi bir proje var dedi. Antalya Beldibi’nde 50 dönüm bir arazi tahsis etmiş. Ben alkollü tesis yapmak istemiyorum Hacca gideceğim dedi. Bunu siz yaparsanız size vereyim dedi. Ben orada göklere uçtum hemen okeyledim ama abim biraz çekingen davrandı. Netice itibariyle ağabeyimle bazı konuları aşamadığımız için olmadı. Biz o aralar Ayvalık’tan Mersin’e kadar bütün sahili taradık. Turizm daha yeni parlamaya başlıyordu herkes arazi fiyatları sormaya başlamıştı ve inanılmaz bir talep vardı. Sene 1985-86... En sonunda 1986 yılında hiç unutmuyorum Ramazan da mayıs ayına denk geliyordu 19 Mayıs tatilinde bir yer görmeye gittim. Orası da Bodrum-Kadıkalesi’ndeki Kadı Kale Resort’un bulunduğu 13,5 dönümlük yerdi. İlk olarak oradan başladık turizm hayatına. 3 ay içerisinde devletten teşvikleri de aldık derken inşaatlara da başladık. Tesadüf yanda da 10 dönüm bir yer satılıktı. Orada da imar yoktu gittik belediye ile konuştuk. İmarları birleştirerek 500 yataklı güzel bir tesise başladık. 1989 yılında da Kadıkale Resort oteli açtık. Bu sene 2018’de işletmede tam 30’uncu yılım. Biz turizme girdiğimizde 50 bin yatak vardı. İlk yılın sonunda Fransızlardan çok ciddi talepler aldık. Onlarla anlaştık iyi bir kira sözleşmesi ama işletmelerinin içinde biz olacağız. 5 yıl Fransızlarla beraber işletmeyi öğrendim. Bu arada aklımda hep döviz getiren işler yapmak vardı.

 

 

 

Tekstil gibi turizm sektörü dışında yaptığınız diğer iş kollarına nasıl girdiniz?

 

1992 yılında tekstile girdik. Fakat ihracat yapmak için altında bir sanayi olmazsa sağda solda fasonla bu iş olmuyor. Daha sonra çankırı Organize Sanayi Bölgesi’nde bir projeye ortak olarak girdik. Orada yıllık 12-13 milyon lira ihracat yapan modern bir tesis kurduk. En büyükleri olduğum için çankırı Korgun Organize Sanayi Bölgesi’ni de yönetmek zorunda kaldım. 1997 yılında bize maddi sıkıntılar verdiği için ayrıldık. O dönemde  Kadıkale Resort’un yanında 133 dönüm olan koyu almaya tek başımıza gücümüz yetmedi. Onu bir arkadaşıma teklif ettim birlikte aldık. Onun dışında yabancıların Türkiye’de gayrimenkullere talepleri artınca otelimizin yanındaki projeyi nasıl geliştiririz diye düşünürken oraya bir ortak bularak yarısı rezidans yarısı otel projesi geliştirerek bir konsept oluşturduk. Bunu 12 ay nasıl yaşatırız düşüncesiyle 3000 metre spa koyduk, toplantı salonları koyduk, sağlık merkezi için ünlü insanları topladık, sanat galerisi kurduk. Ve orası, 2 lira olarak başladığımız satışlar proje bittiğinde döviz farkından 5 lira olmuştu. 2008-2009 krizine rağmen çok başarılı bir projeydi.

 

 

 

“DUBAİ’DE BİR ADA SATIN ALDIRDIK; FİLİPİN ADASI.  SİANJİ İSMİ DE ORADAN çIKTI”

 

Sianji adı nasıl doğdu ve kardeşinizle yollarınızı neden ve nasıl ayırdınız?  

 

Yabancı partnerlerle Dubai, Montenegro gibi yurtdışı projeleri yaptık. Dubai’de bir ada satın aldırdık; Filipin Adası. Sianji ismi de oradan çıktı. Orada markayı tescil ettik. Daha sonra kriz olduğu için yurtdışındaki ortaklarımızın projeleri yapılmadı. 2012 yılında çocuklarım büyüyünce fikir ayrılıkları oluştu. 2 otelimiz vardı kendi aramızda bir anlaşma yapıp abimle işlerimizi 2012 yılında ayrıldık. Sianji sağlığı, Uzak Doğu’yu çağrıştırıyor. Sianji kendi kültürünü oluşturduğu içinde siyah inciden değerli varlıkların olduğu çok güzel bir konsept yaptık.

 

Devamı Klass Magazin Mart sayısında...