2011 yılında kurduğu Setr-i Nur markasıyla kısa sürede büyüyerek 35 bayiye ulaşan ve tesettür gelinlik tasarımında alanının bir numaralı ismi haline gelen Suna Yurtalan, piyasaya yön veren tarzı ve şık dikimleri ile adından sıkça söz ettiriyor. Mesleğinin kendisine kattığı tecrübe ile gelinlerin istek ve taleplerini çok iyi tespit ederek her tasarımında en mükemmeli arayan Suna Yurtalan, Setr-i Nur isminin nereden geldiğini, her gelin adayının hayalini süsleyen gelinliklerin tasarımında hangi detayların önem taşıdığını ve kendi adını verdiği haute couture markası Suna Yurtalan’ı Klass’a anlattı.
“Tekstil sektöründe zevk sahibi olduğumu söyleyebilirim. Sadece tesettür konusunda değil normal giyimde de insana yakışan modeli, rengi ve stili rahatlıkla belirleyebilirim. Detaylara önem veren bir insanım. üzerinizdeki kıyafete baktığımda yarım milimlik bir kaymayı bile fark edebilirim.”
“Normalde 46 beden olan bir gelin bizden 38 beden olarak çıkabiliyor. Benzer yöntemleri makyajda da kullanarak ciltteki birçok kusuru gizleyebiliyoruz. Gelinlerin yüzünde bazen bir yanık veya yara izi olabiliyor. Bu izleri porselen makyajla saklayıp gelinliği de bedene uygun bir biçimde tasarladığımızda gelinler olduklarından çok daha güzel bir görünüm kazanıyor.”
Suna Hanım, Setr-i Nur markasıyla Türkiye’nin tanınmış isimlerinden birisi olmayı başardınız. Tesettür gelinlik sektöründe bu noktaya nasıl ulaştığınızı sizden dinleyebilirmiyiz
Tesettürlü gelin olacak kızların istediklerini bulamadıklarını fark ettim. Ve bu boşluğu kapatma düşüncesiyle sektöre girdim. Setr-i Nur markasının yolculuğu bu şekilde başladı. Setr-i Nur ismi tesettürün kimliğine yakışır bir isim oldu. Allah’ın Settar ve Nur isimlerinin bir araya gelişiyle oluşan ve örtünün nuru manasına gelen bir isim. Gelinlikteki beyaz renk aynı zamanda saflık ve temizliği ifade ettiği için Setr-i Nur isminin bu renge de yakıştığını düşünüyorum. Firmamız resmi olarak 2011’de kuruldu ancak ben 26 senedir bu işin içerisindeyim. Bir süre hobi olarak yaptıktan sonra zamanla profesyonel hale geldim ve bugün kendi markam ile bu mesleği devam ettiriyorum. Şu anda tesettürlü gelinlik sektörünün ivmesini belirleyen kişi olduğumu söyleyebilirim. Model, kumaş, renk, dantel gibi konularında sektör Setr-i Nur’u takip ediyor.
“MODADA öNEMLİ OLAN TARZ VE ZEVK SAHİBİ OLMAKTIR”
Bu kadar kısa bir süre içerisinde sektöre yön veren marka olmayı nasıl başardınız?
Tekstil sektöründe zevk sahibi olduğumu söyleyebilirim. Sadece tesettür konusunda değil normal giyimde de insana yakışan modeli, rengi ve stili rahatlıkla belirleyebilirim. Detaylara önem veren bir insanım. üzerinizdeki kıyafete baktığımda yarım milimlik bir kaymayı bile fark edebilirim. Modada önemli olan belli bir tarza ve zevke sahip olmanızdır. Diğer konular işin matematiksel kısmı. Başarımın bir diğer sırrı da illüzyon yaratacak kurallara hâkim olmam ve bu kurallar sayesinde insanları çok farklı bir görünüme kavuşturabiliyor olmam. Normalde 46 beden olan bir gelin bizden 38 beden olarak çıkabiliyor. Benzer yöntemleri makyajda da kullanarak ciltteki birçok kusuru gizleyebiliyoruz. Gelinlerin yüzünde bazen bir yanık veya yara izi olabiliyor. Bu izleri porselen makyajla saklayıp gelinliği de bedene uygun bir biçimde tasarladığımızda gelinler olduklarından çok daha güzel bir görünüm kazanıyor. İnsanlar Setr-i Nur’a girdiklerinde mükemmel bir biçimde çıkacaklarını biliyorlar.
“BİLGİMİ PAYLAŞARAK öN PLANA çIKTIM”
Gelinliklerinizi tasarlarken hangi unsurlara dikkat ediyorsunuz? Mükemmel bir gelinlik sizce nasıl olmalı?
Mesleğe makyaj ve baş tasarımı yaparak başladım. Bu işi yaparken de gelinlerle iletişim halinde kalarak sürekli onların problemlerini dinledim. Giydikleri gelinliklerin yakaları, göğüs, bel formları oturmuyordu. Gelinliklerin içerisine konulan balenler gelinlerin bedenlerine zarar veriyordu. Meraklı bir kişiliğim olduğu için bu sorunların üstüne giderek gelinlikleri açıp inceledim. Mükemmel bir gelinliği nasıl tasarlayabileceğimi görmem açısından sorunları doğru teşhis etmem gerekiyordu. Gelinlerin fotoğraf çekimine, düğünlerine güle oynaya gidebileceği rahat bir gelinlik tasarlayacağım dedim ve bunu başardım. Bir gelinliği yaparken önce alt formunu güzel yapmalıydım. Kalıpları güzel çıkardım. Daha yumuşak bir hale getirdim. Herkes balen koyarken ben elyaflar yerleştirdim. Gelinleri pamuklara sardım. Neticede mükemmel gelinliği buldum. Kullandığım yöntemi de saklamayarak herkesle paylaştım. Birileri ilmini saklayarak öne çıktığını zanneder ancak ben ilmimi paylaşarak daha çok ön plana çıktım. Bana göre insanlar birbirini itelemek yerine el ele tutuşup bir şeyler yapmalı. Eğer vatanseversek bu vatanı hep birlikte kalkındırmamız gerekiyor.
Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Aralık sayısında...