Türkülerimiz Hayat Gibi Bizi Birbirimize Bağlıyor Çünkü Biz Hep Birlikte Türküyüz

Türkülerimiz Hayat Gibi Bizi Birbirimize Bağlıyor Çünkü Biz Hep Birlikte Türküyüz Türkülerimiz Hayat Gibi Bizi Birbirimize Bağlıyor Çünkü Biz Hep Birlikte Türküyüz

Ünlü Sanatçı Kubat, “Türküyüz” albümünün hikayesini Klass’a anlattı...

Güçlü sesi ve yorumu ile türkülere hayat veren ünlü sanatçı Kubat, çıkarttığı ilk 10 albümünden sonra kariyerinin ikinci yarısının ilk dakikalarını dillerden düşmeyecek şarkılarının yer aldığı “Türküyüz” albümüyle karşılıyor. Geçmişten günümüze gelen türkülerin sadeliğini bozmadan büyük üstatlarla birlikte yaptığı çalışmalar sonucunda yenilikçi ve modern tınılarla şarkıları yorumlayan Kubat, türkülerin birleştirici gücünü albüm kapağına da taşıyor. Sanatın tüm güzelliklerini albümünün içine ve dışına yansıtarak sevenlerinin unutamayacağı bir çalışmaya imza atan güçlü yorumcu Kubat, “Türküyüz” albümünün ortaya çıkış hikayesini Klass’a anlattı.

 

“İsmail Derker ve Mehmet Hamdi İşbudak ile birlikte bir araya gelip kafa kafaya verdik. İsmail Derker otantik kısmını korudu, Mehmet Hamdi İşbudak düzenlemeleri yaptı ve modern kısmı yakaladı. Ben de ortayı buldum. Elbirliğiyle çok güzel bir albüm ortaya çıkarttık.”

 

“Yapmak istediğim işin de üstünde bir eser ortaya çıktı. Albüm, kapağıyla bile beni çok heyecanlandırıyor. Sanatın içinde sanat yer alıyor. Albümü alanlar aslında bir sanat eseri almış olacaklar.”

 

“Benim isteğim hata yapmadan elimizden gelenin en iyisini ortaya koyabilmek. Yeter ki bu enerji, bu azim ve bu sağlık bizde olmaya devam etsin. Bu çizgimizi koruyalım istiyorum.”

 

“Hangi görüşten olursan ol, hangi düşünceden, hangi renkten, hangi mezhepten olursan ol o türküyü hep beraber söylüyoruz.”

 

 

Yine harika bir albümle karşımıza çıktınız. “Türküyüz” albümünün ne gibi bir hikayesi var, sizden dinleyebilir miyiz?

Bir önceki albümümde yaptığımız röportajda onuncu albümümü çıkartmıştım ve birinci devreyi kapatıyorum demiştim. Bu albümüm benim ikinci devremin ilk dakikaları olduğu için ilk albüm heyecanı gibi iyi girmem lazım diye düşündüm. O çocuk ruhu yine yakaladık. Türkülerin yeri benim için bambaşka. Yine güzel bir türkü albümü olsun istedim. Ama her albümde yarısı türkü yarısı yeni bestelere yer veriyordum. Yeniliklere de çok açığım. O müzikal tatminlerimizi her zaman albümlerde denedik. Trt’de 6500-7000 civarında türkü var. Bunların 3 bin tanesini biliyorum. Türküyüz albümü için çok ciddi bir çalışma sonrasında 300 tanesini seçtik. Elemek çok zordu. 12 tane türkü bulmam gerekiyordu. Zaten bir kısmı mutlaka olmasını istediğim türkülerdi. Sonra eleye eleye bu türküler ortaya çıktı. O kadar zor bir iş ki herkesin bildiği, birkaç tanesi hiç duyulmamış, gün yüzüne çıkmamış türküler. Ama hedefim her şeyden önemlisi albümdeki sadeliği bozmamaktı. Hem otantik olacaktı hem sade hem de yenilikçi bir sound olması gerekiyordu. Biz bu ikisinin ortasını bulmak için çok zorlandık. Ama o seçtiğim 300 türküyü elbet bir gün okuyacağım. Onlar hakikaten en çok sevdiğim türküler. Türkülerin de bu çağlarda hem sade hem otantik hem de modern tınlamasını istedik. öyle bir sound bulmamız gerekiyordu. Sevgili aranjörümüz yine harika işler çıkarttı. Başımızda İsmail Derker vardı, aranjörümüz Mehmet Hamdi İşbudak’tı. İsmail Derker ve Mehmet Hamdi İşbudak ile birlikte bir araya gelip kafa kafaya verdik. İsmail Derker otantik kısmını korudu, Mehmet Hamdi İşbudak düzenlemeleri yaptı ve modern kısmı yakaladı, ben de ortayı buldum. Elbirliğiyle çok güzel bir albüm ortaya çıkarttık.

 

Albümün adı da çok farklı… “Türküyüz” isminin fikri nasıl oluştu?

Bu çok içime sinen bir albüm oldu. Stüdyo aşamasında farklı heyecanlar da yaşadık. Sadeliğin güzelliğini ve gücünü ortaya çıkartmak istedik. çok büyük bir beste yaparsın ama 2-3 notayla o kadar çok kalbimize dokunacak şeyler yakalarsın ki o bir yerden sonra sizin en sevdiğiniz şarkılar olur. Biz de aranjelerde düzenlemelerde bunlara çok dikkat ettik. O duyguya asla zarar vermeyecek şeylerin olması lazımdı. Bunu yakalamak çok zor. çünkü o eserlere yenilikçi bir şeyler yapıyorsun. Güncel soundu vereyim derken eser bir sürü şey istiyor. Oraya bir efekt atayım, buraya bir piyano koyalım, buradan gitar gelsin diyerek değil de yerinde ne ise onu yapmaya çalıştık. Bunu aramak da çok uzun sürüyor. 6-7 ay stüdyo aşamamız sürdü. Repertuar aşamasıyla zaten 2 senedir uğraşıyorum. Bu arada başka eserleri de denedik. Sesimin uymadığını düşündüğüm eserler de oldu. Finalde bu türkü albümü şekillendiğinde albüme bir isim koymamız gerekiyordu. O kadar çok arkadaşımı aradım ki albümü anlatacak güzel bir isim bulamıyordum. Nebil özgentürk’e kadar bütün dostlarımızı, abilerimizi aradık. Yüzlerce isim düşündük. Hakan Kural arkadaşımla daha önce down sedromlu çocuklar için bir projede bir araya gelmiştik. Down sendromlularla ilgili hassasiyetim var. Onlar için çok koştururum. Sevgili Hakan da bu isim arayışlarımıza şahit oldu. Yardımcı olabileceğimiz bir konu var mı? dedi. Durumu anlattım ona da. 15 dakika sonra beni geri aradı ve “Türküyüz” ismini söyledi bana. Ve ben 2 aydır arayıp bulamadığım bu ismi duyunca aşık oldum. Böylece isme karar verdik. Bu devamının gelebileceği de bir albüm ismi oldu.

 

“ALBüM KAPAĞIMIZ BİR FOTOĞRAF SERGİSİNDEN OLUŞUYOR”

Genelde albüm kapaklarında sanatçılar kendi fotoğraflarını koymayı tercih ederler. Sizin albüm kapağınızda birbirinden farklı birçok yüz yer alıyor. Neden böyle bir albüm kapağı yapmayı tercih ettiniz?

Aslında albüm kapağı için fotoğraflar çektirmiştim hepsi hazırdı. Ama bunları iptal ettirdim. İsim beni çok farklı bir yere çekti. Grafiker arkadaşımıza gittim. Bir çalışma yapalım eşin dostun yüzünü alalım ya da Anadolu insanının yüzünü kullanalım dedim. Bir sürü yüz olsun türküleri ifade etsin dedim. Türkülerimiz hayat gibi bizi birbirimize bağlıyor. çünkü biz hep birlikte türküyüz. Bir deneme yaptık ona da bayıldım. Anadolu insanın yüzündeki o yaşanmışlıkları kapağa taşıyalım istedim. Kapağımız da insanları birleştirici bir güç özelliği taşıdı. Türkülerin gücüne inanıyorum. Hangi görüşten olursan ol, hangi düşünceden, hangi renkten, hangi mezhepten olursan ol o türküyü hep beraber söylüyoruz. Bu bizim gücümüz. Birlikteliğimizi simgeleyen bir durum. Bunlara da çok sahip çıkmamız gerekiyor. “Türküyüz” kelimesi de o kadar çok ufkumu açtı ki kapakta da böyle bir grafik tasarım ortaya çıktı. Sonra bunu profesyonelleştirelim istedim. Başladım etrafımdaki fotoğrafçıları veya eşten dosttan Anadolu insanı portreleri rica ettim. 15-20 kadar gezgin fotoğrafçı keşfettik. Uğraştıkça heyecanlandım, pes etmedim. Derken tam bitirmek üzereyken Levent Yavuz adında bir üstatla karşılaştık. Bu üstadımız dünyada muhteşem portreler çeken bir fotoğraf ustası. Sonra ona ulaştık. 20-30 kadar eksiğimiz var dedik. O da kimseye bir tane bile kare vermediğini ama beni çok sevdiği için ve beni çok yakın takip eden biri olduğu için sana portfolyom açık ne kadar istiyorsan alabilirsin dedi. Eksiği tamamlamak için onun fotoğraf portfolyosuna girince iş bitmedi. Herkeste 5-6 tane 20-30 tane varken bu üstadımızda 500-600 tane fotoğraf vardı. Ve hepsi birer kapak fotoğrafı gibi. Herkesin de emeği var ama biz güzelin ve doğrunun peşindeyiz. Bütün fotoğrafçı arkadaşlarımızdan özür diledik Levent Yavuz’u aradım dedim ki “üstat albüm kapağında neden bir sergi olmasın?” dedim. O da tek fotoğrafçının olmasının daha doğru olabileceği fikrini düşünmüş ama bunu benimle paylaşmamış. Kendimi beğenmiş gibi görünmek istemediği için bu fikri saklamış. 15 tane fotoğrafçı ve herkesin farklı tınıları vardı. Ben zaten ilk projemde onları siyah beyaz yapacaktım o tınılar birbirine uysunlar diye. Levent Yavuz’la bu işi konuşunca bütün herkese teşekkür ettik ve kapaktaki yüzlerin hepsini Levent Yavuz’dan kullandık. Dolayısıyla bu albümü aldığınızda bir fotoğraf sergisini gezmiş oluyorsunuz. İçine de bu yüzleri daha büyükçe yerleştirdik. İçinde kendi fotoğrafımı da yerleştirmeyi düşündük ama sonra bundan vazgeçtik. çünkü bu farklı bir boyuttu. Hakikaten albüm kapağımız bir fotoğraf sergisinden oluşuyor. Bu albümü alan önce Levent Yavuz’un fotoğraf sergisini geziyor, bir cd’yi takınca 12 tane şaheser türkü dinliyor. Böyle bir heyecanımız var. Albümün ön ve arka kapağı için 150 tane kadar yüz var.

 

Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Haziran sayısında...

 

 

Fotoğraflar: Ahmet çevik

Mekan: Wyndham Grand İstanbul Kalamış Marina Hotel