Toplumun bütün fertlerini uç noktalarına kadar ayırt etmeden, ayrımcı bir dil kullanmadan gözlemlerini kaleme alan Yeni Birlik Gazetesi Köşe Yazarı Aslı Sertdemir, şehirde yalnız yaşayan kadınların güncel yaşamın içinde yaşadığı sorunları, heyecanları, mutlulukları, karşılaştıkları zorlukları ele alıyor. Televizyon sektöründe sunuculuk da dahil olmak üzere birçok programın hem mutfağında hem kamera önünde görev almış, sektörü iyi bilen televizyoncu, yazar ve gazeteci Aslı Sertdemir, bu sayede birçok insanı tanıyıp gözlemleme şansı bularak kaleme aldığı yazıları kadınlar üzerinde tecrübelerini yansıtıyor. Şehirde yalnız yaşayan kadınların her türlü zorluklarla baş etmelerinin onları güçlü bireyler yaptığına değinen Yeni Birlik Gazetesi Köşe Yazarı Aslı Sertdemir, şehir kadınlarının yaşadıkları zorlukları Klass’a anlattı.
“Para bir yere kadar insanı güçlü yapıyor. Bir yerden sonra parayı kazanmak da güç gerektiriyor. Bu yüzden yalnız kadın güçlü kadındır.”
Aslı Hanım, Yeni Birlik Gazetesi’nde ‘Şehir Kadınları’nı ele aldığınız bir köşeniz var. Şehir kadınlarını ele almanızdaki amaç nedir?
Şehirde yalnız yaşayan bekar bir kadın olarak belli bir yaş grubu düzeyindeki kadınların hepsinin güncel yaşamın içinde yaşadığı sorunları, heyecanları, mutlulukları iş alanları ne kadar farklı olursa olsun karşılaştığı zorlukların aşağı yukarı aynı şeyler olduklarını gözlemledim ve bunları bir şekilde kaleme alma gereksinimi duydum. Zaten yazmayı çok seviyorum. Yazarak iletişim kurma kendimde yeni keşfettiğim bir şey değil aslında gazetede yazmaya başlayınca bu paylaşım benim hoşuma gitti ve daha çok bunun üzerinden gidiyorum. Konu olarak da güncel, şehirli, yalnız, bekar kadınların hayatın, günün içinde karşılaştıkları problemleri yazmayı daha çok seviyorum. çünkü ben de onlardan biriyim. önce Ankara gibi büyük bir şehirde büyüdüm daha sonrasında İstanbul gibi bir diğer büyük şehirde yaşamımı sürdürüyorum. Yollardayım, çalışıyorum, sosyal yaşamım devam ediyor. Gün içinde çok fazla şeyle yüz yüze geliyorum. Aynı şeylerle ünlüsü ünsüzü birçok kadın da gün içinde yüz yüze geliyor. Bunların hepsini kaleme almayı seviyorum. Herkes kendinden bir şeyler buluyor. Bunu görüyorum, gözlemliyorum.
Peki, şehirli kadınlara hangi tecrübelerinizi aktarıyorsunuz?
Şehir yaşamının yoğunluğunda her gün bir tecrübe yaşama ihtimali varken konu sıkıntısı çekmiyorum. İşin aslını astarını anlatacak cok sey bulabiliyor insan doğru yerden bakınca. Ondan gazetedeki köşemin adı “aslı astarı”. Misal bir söz vardır “Kadındır kadının düşmanı” diye. Aslında bu baktığınız zaman çok gerçek bir tarafı olmakla beraber şehirde çalışan kadınlar olarak buna daha çok maruz kalıyoruz. ünlülerden iki kişi kavga ediyor herkes bunu görüyor ve biliyor. Aslında buna çok benzerini ben kendi kulvarımda başka bir yerde yaşıyorum ya da bir öğretmen meslektaşıyla başka bir yerde aynı sorunu yaşıyor. Ben köşemde kendi başımdan geçeni ya da iki ünlünün yaşadığı şeyleri anlatırken aslında bunu okuyan büyük şehirde yaşayan kadının da yaşadıklarını anlatmış oluyorum. Tacizler yaşıyorum, trafikte bunalıyorum, çok farklı insanlarla karşılaşıyorum, aldatılıyorum, kandırılıyorum, kız arkadaşlarımdan kuyruklarına bastıklarım ya da basanlar oluyor. Dediğim gibi şehirde günlük yaşam içerisinde bir kadın ne yaşıyorsa hemen hemen hepsini ben de yaşıyorum.
“öĞRETMEN OLSUN, MANKEN OLSUN, TELEVİZYONCU OLSUN BİR KADIN YALNIZSA VE ŞEHİRDE YAŞIYORSA GüçSüZ OLDUĞUNU SöYLEMEK MüMKüN DEĞİL.”
Şehirli kadının gücü kendi elinde ve her türlü imkanı var. Bu gibi olgulara rağmen sizce şehirli kadın mutlu mu yoksa mutsuz mu?
En güçsüz görüneni bile çok güçlüdür. Bir kere şehirde yaban bir hayat var. Yalnız başına yaşayan şehirli kadın (Bunu maddi anlamda çok iyi ya da çok kötü olarak ele almıyorum. Belli bir seviye ve onun üzerindeki kadınların yaşadığı şehirdeki yalnız kadından bahsediyorum) yüzde yüz güçlü bir kadındır. öğretmen olsun, manken olsun, televizyoncu olsun bir kadın yalnızsa ve şehirde yaşıyorsa güçsüz olduğunu söylemek mümkün değil. Para bir yere kadar insanı güçlü yapıyor. Bir yerden sonra parayı kazanmak da güç gerektiriyor. Bu yüzden yalnız kadın güçlü kadındır. Bence zaman zaman kendimizi mutlu olmaya zorluyoruz. Tabi ki yalnızlık psikolojisi inanılmaz kötü bir şey. Bir yerde kendimizi mutlu edecek şeyler de buluyoruz, bulmak zorunda kalıyoruz. Evlenmek ve çocuk sahibi olmak istemeyen kadın yoktur. Bunu herkes istiyor. Ama bu bir yerde de senin elinde olmayan bir şey. Evlenmiş olmak için evlenmeyeceksen (belli bir yaşı almış ve düzen kurmuş kadınlar olarak genelde de bunu seçeriz) bir yerden sonra kendimizi mutlu edecek başka başka yollar buluyoruz. Hobiler ediniyoruz, mesela benim köpeğim var. Birçok bekar insan da yalnızlığını ve çocuk sevgisini bu şekilde gideriyor. Kapıyı açtığınız zaman ve bir nefes bulmak dünyanın en güzel şeyi.
Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Temmuz sayısında...
Röportaj: Muammer Kapucuoğlu
Fotoğraflar: Uğur Atun
Mekan: Mövenpick Hotel İstanbul Golden Horn