43 Yıllık Evliliğimiz Süresince İki Saat Bile Küs Kalmadık

43 Yıllık Evliliğimiz Süresince İki Saat Bile Küs Kalmadık 43 Yıllık Evliliğimiz Süresince İki Saat Bile Küs Kalmadık

Sosyal yaşam dünyasının sevilen isimlerinden Sinan-Tülin Vardar çifti 43 yıllık mutlu evliliklerini Klass’a anlattı...

Jolly Tur Onursal Başkanı Sinan Vardar ve zarif eşi Tülin Vardar 43 yıl önce bir ömür mutluluğa evet dediler ve bugün oğulları, gelinleri ve torunlarıyla birlikte herkesi imrendirecek güzel bir hayatı paylaşıyorlar. Vardar ailesinin ve Türk turizminin önde gelen markalarından biri olan Jolly Tur’un bugünlere gelmesinde büyük emeği olan Sinan Vardar her şeyin fedakar eşi Tülin Vardar sayesinde gerçekleştiğini belirtiyor. Sinan Bey’e her zaman destek olan Tülin Hanım ise gençlik yıllarında eşinin yoğun iş temposu nedeniyle ayrı kaldıkları günlerin acısını çıkardıklarını ve bugün ikinci baharlarını yaşadıklarını ifade ediyor. 43 yıl önce başlayan aşklarını bugün sevgi, saygı ve hoşgörü çerçevesinde koruyabilen örnek çift uzun yıllara dayanan evliliklerini, mutluluklarının sırrını ve özel yaşamlarına dair bilinmeyenleri Klass’a anlattı.

 

Sinan Vardar: “Tülin Hanım, ailemizin temel taşıdır; mutluluğumuzun mimarıdır. Her zaman bir melek gibi ailemize kol kanat gerdi. Bugün hem benim hem de çocuklarımın elde ettiği başarılarda eşimin büyük katkısı vardır. O olmasaydı bugünlere gelmek çok zor olurdu.”

 

Tülin Vardar: “Eşimle vaktimiz olduğunca yurt dışına seyahat ediyoruz. Böylece çocuklar küçükken birlikte geçiremediğimiz zamanların acısını çıkarıyoruz. Evliliğimizde adeta ikinci baharımızı yaşıyoruz.”

 

Sinan Vardar: “Eşimle bir dost, arkadaş gibiyiz. O ailemizin temel direğidir. Birbirimize olan bağlılığımız gün geçtikçe artıyor. Onunla daha nice uzun yıllar yaşamak, daha önce seyahat etmediğimiz şehirlere giderek anılarımıza yenilerini eklemek istiyorum.”

 

Tülin Vardar: “Sinan Bey ile 43 yıldır evliyiz. Bu süre kulağa çok uzun gelse de yıllar göz açıp kapayıncaya dek çok çabuk geçti. Her evlilikte olduğu gibi eşimle anlaşamadığımız zamanlar oldu. Ancak eşimle iki saat dahi küs kalmadık.”

 

Sinan Bey, 43 yıldır aynı yastığa baş koyduğunuz eşiniz Tülin Vardar ile mutlu bir hayatı paylaşıyorsunuz. Pek çok kişiye örnek olacak bu mutlu evliliğin temelleri ne zaman ve nasıl atıldı?

Sinan Vardar: Eşimle ortak dostlarımızın aracılığıyla tanıştık. Ben o zamanlar profesyonel futbolcuydum ve Beykozspor’da oynuyordum. Eşim de bankada çalışıyordu. Tanışmamızdan kısa bir süre sonra nişanlandık. Bir sene içerisinde de 1974’te evlendik. Evlendiğimiz yıl Beşiktaş Spor Kulübü’ne transfer olacaktım. Hatta ön sözleşmeyi dahi imzalamıştım. Ancak daha sonra Konyaspor’a transfer oldum. Tülin Hanım da İstanbul’da kaldı. Ayrı kaldığımız dönem çok kısa sürdü ve tekrar İstanbul’a döndüm. 1974 yılının Kasım ayında ilk oğlumuz Mete’yi kucağımıza aldık. Bir süre sonra da futbol dünyasından turizm sektörüne geçiş yaptım.

 

“TüLİN HANIM, AİLEMİZİN TEMEL TAŞIDIR; MUTLULUĞUMUZUN MİMARIDIR”

Eşiniz Tülin Hanım’ın hangi özellikleri tanışmanızdan kısa süre sonra evlenme kararı almanızda etkili oldu?

S.V.: Eşim gençlik yıllarında adeta biblo gibi bir güzelliğe sahipti. Eşim şimdi de çok güzel bir kadın. O zamanlar tabii ben de yakışıklıydım. Bir gün Ali Sami Yen Stadyumu’nda Sivasspor ile maçımız vardı. O maça Tülin Hanım da gelmişti. O karşılaşmada iyi bir performans sergilemiştim. Sanırım eşim o gün bana aşık oldu. :) Tülin Hanım, ailemizin temel taşıdır; mutluluğumuzun mimarıdır. Spordan turizme geçişim sırasında yoğun ve zor bir dönem geçirdim. O zamanlar bir ay eve gidemediğim oldu. Oğullarımız Mete ve Mert ile hep eşim ilgilendi. Her zaman bir melek gibi ailemize kol kanat gerdi. Bugün hem benim hem de çocuklarımın elde ettiği başarılarda eşimin büyük katkısı vardır. O olmasaydı bugünlere gelmek çok zor olurdu.

 

Hem turizm hem de spor camiasında faaliyet gösteren bir isimsiniz. İş dünyasındaki başarınızın yanı sıra Beşiktaş’a olan aşkınızla da tanınıyorsunuz. Peki, futbol sizin için ne ifade ediyor?

S.V.: Turizmdeki aktif çalışmalarımın yanı sıra beş tane futbol kulübünün başkanlığını yaptım. İki dönem yöneticilik yaptığım Beşiktaş’ta şimdi büyük oğlumuz Mete Vardar Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yapıyor. çünkü Vardar ailesinin bütün üyeleri Beşiktaş’a gönül verdi. Mesleğimiz turizm olmasına rağmen hobimiz futboldur. Hatta futbol bizim için bir yaşam biçimidir. Futbolun güzelliğini hayatın her alanına taşımak için çalıştık. Soma’daki facianın ardından yöre halkının motivasyonunu sağlamak amacıyla Somaspor’un başkanlık görevini üstlendim. Kulüple güzel maçlara imza atarak hem yöre halkını sevindirdik hem de anılarımıza güzel zamanlar ekledik.

 

Oğullarınız Mete Bey ile Mert Bey sizin gibi mutlu evlilikler yaptılar. Zamanla mutlu aileniz gittikçe genişledi. Bu konudaki duygularınızı bizimle paylaşır mısınız?

S.V. : Oğullarımızın ikisi de çok güzel evlilikler yaptılar. Bu evliliklerinden bize üç tane torun verdiler. Kısa süre önce ise küçük oğlumuz Mert’ten dördüncü torun haberini aldık. Bu haber bütün ailemize büyük bir sevinç yaşattı. Dördüncü torunumuzu da kucağımıza almak için sabırsızlanıyoruz. Her iki gelinimizi de çok seviyoruz. Onları kızlarımız gibi görüyoruz. İkisi de çok düzgün, akıllı ve işlerinde çok başarılı bireyler.

 

“ROMA’DA EŞİMLE BİRBİRİMİZE OLAN AŞKIMIZ TAZELENİYOR”

 

Oğullarınızla, gelinlerinizle ve torunlarınızla vakit geçirmekten çok büyük zevk aldığınızı biliyoruz. Peki, eşiniz Tülin Hanım ile baş başa kaldığınızda neler yapmaktan hoşlanırsınız?

S.V.: Bir yere giderken eşimi de yanımda götürmeyi çok istiyorum. Ancak Tülin Hanım, torunlarını bir yere bırakıp gitmeyi pek tercih etmiyor. Bunun dışında eşim çok fazla kitap okur. Ne yazık ki kitap okuma konusunda ona eşlik edemiyorum. Eşimle bol bol geziyoruz. Avrupa şehirlerinde dolaşmaktan, butikleri gezmekten, keşfettiğimiz bir restoranda akşam yemeği yemekten büyük keyif alıyoruz. Eşimle Roma’yı çok severiz. Bu yüzden fırsat buldukça İtalya’ya gideriz. Orada çok güzel ve keyifli anılar biriktiriyoruz. Yurt dışında en güzel günlerimizi Roma’da geçiriyoruz. Roma’ya ilk gittiğimizde eşim Aşk çeşmesi’ne dilek tutmak için para atarken havada yakalamıştım. :) Bu nedenle Tülin Hanım Aşk çeşmesi’ne her para atışında bana gülerek bakar.

 

Roma bu güzel anıların yanı sıra sizin ve eşiniz için ne ifade ediyor?

S.V.: Roma’da eşimle birbirimize olan aşkımız tazeleniyor. Roma’dan İstanbul’a her dönüşümüzde aşkımızın daha da büyüdüğünü fark ediyoruz. Yakın zamanlarda birkaç kez tek başıma yurt dışına seyahatim oldu. Bu durum eşimin pek hoşuna gitmedi. Eşimin gönlünü almak için yakın zamanda bir Roma seyahati gerçekleştirmeyi planlıyorum.

 

Eşiniz Tülin Hanım’ı sizden dinlesek onu nasıl anlatırsınız? Tülin Hanım nasıl bir eştir?

S.V.: Eşimle bir dost, arkadaş gibiyiz. O ailemizin temel direğidir. Hastalandığımda dahi beni doktora o götürür. Aynı şekilde ailemizin bütün üyeleriyle kendisi yakından ilgilenir. Birbirimize olan bağlılığımız gün geçtikçe artıyor. Onunla daha nice uzun yıllar yaşamak, daha önce seyahat etmediğimiz şehirlere giderek anılarımıza yenilerini eklemek istiyorum.

 

Peki, mutluluğunuzun sırrı sizce nedir?

S.V.: Mutlu evliliğin sırrı karşılıklı hoşgörüdür. Ben koç burcuyum. Bu açıdan eşime göre biraz daha hareketliyim. Eşim Tülin ise kova burcudur. O da çok akıllı ve titiz bir insandır. 43 yıllık mutlu evliliğimizin temelinde birbirimize olan sevgimiz ve saygımız yatıyor. Eşimle her şeyi paylaşırım. Onunla her konuda konuşurum. İşimle, çocuklarımızla ilgili her konuda eşimle fikir alışverişinde bulunurum. Mutlu evliliğimizin meyvesi olan Mete ve Mert pırlanta gibi çocuklardır. Allah herkese onlar gibi evlat versin.

 

Tülin Hanım, Sinan Bey ile olan 43 yıllık mutlu evliliğinizi bir de sizin ağzınızdan dinleyebilir miyiz? Sinan Bey’in hangi özellikleri onunla evlenmenizde etkili oldu?

Tülin Vardar: Eşimin de belirttiği gibi tanışmamızdan kısa bir süre sonra hayatlarımızı birleştirdik. Sinan Bey’in hareketlerini çok sıcak bulmuştum. Kendisi çok esprili, cana yakın ve cömert bir beyefendiydi. Ben 20 yaşındaydım; Sinan Bey de 23 yaşındaydı. Onu ilk görüşte çok sevdim. Mutlu birlikteliğimiz çok şükür bugünlere kadar geldi. İnşallah daha nice uzun yıllar birlikte bir yastığa baş koyacağız.

 

“EVLİLİĞİMİZDE ADETA İKİNCİ BAHARIMIZI YAŞIYORUZ”

Bir evlilikte 43 yıl çok uzun bir süre. Peki, mutlu birlikteliğiniz sağlam bir şekilde bugünlere nasıl geldi?

T.V.: Eşim evlendiğimiz zaman futbolcuydu. Aynı zamanda vergi dairesinde çalışıyordu. Ben de bankada çalışıyordum. Eşimle 1974 yılının ilk ayında evlendik. On birinci ayda ise Mete’yi kucağımıza aldık. Bir anda çoluk çocuğa karıştık. Küçük oğlumuz Mert doğunca işten ayrıldım. Sinan Bey daha sonra turizme yöneldi. Ben çocuklarımıza çok düşkün olduğum için onları bırakıp da Sinan Bey ile bir yere gidemiyordum. Bu yüzden kendi hayatımı çok kısıtladım. çocuklarımız büyüdü, evlendi. Torunlarımız oldu. Fırsat buldukça onlarla geziyoruz. Ayrıca eşimle de vaktimiz olduğunca yurt dışına seyahat ediyoruz. Böylece çocuklar küçükken birlikte geçiremediğimiz zamanların acısını çıkarıyoruz. Evliliğimizde adeta ikinci baharımızı yaşıyoruz.

 

İkinci çocuğunuzun doğmasıyla işinizi bıraktığınızı dile getirdiniz. Bugün geriye dönüp baktığınızda verdiğiniz o kararı nasıl değerlendiriyorsunuz?

T.V.: O dönem çocuklara bakacak kimse olmadığı için bankadaki işimden ayrılmak zorunda kaldım. O zamanın şartlarında bu hem benim hem de ailem için doğru bir karardı. Bir müddet evde çocuklarla vakit geçirmek bana iyi gelmişti. Ancak daha sonra çok sıkılmaya başladım. Bunun üzerine birkaç yıl Jolly Tur’un bünyesinde çalıştım. O dönem benim için çok güzel ve keyifli geçti.

 

Sinan Bey, hem turizm dünyasında hem de futbolda aktif olarak uzun yıllar görev aldı. Peki, bu süreçte Sinan Bey’in bu yoğun temposuna ayak uydurmak sizin için zor olmadı mı?

T.V.: Zor olmaz mı? Sinan Bey’i iş seyahatleri dolayısıyla uzun süre göremediğimiz oluyordu. Onun yokluğunu çocuklarla kapatmaya çalışıyordum. çocukların eğitimiyle, sağlık problemleriyle hep ben ilgileniyordum. Her şeylerine ben koşturuyordum. Benim de tempom eşim gibi yoğundu. Dolayısıyla zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyordum.

 

Eşiniz çocuklarınızın ve Jolly Tur’un bugünlere gelmesinde sizin büyük katkınızın olduğunu ifade ediyor. Bunun için büyük fedakârlıklar yaptınız. İçinizde ukde olan bir şey oldu mu?

T.V.: Kendi hayatımı doyasıya yaşayamadım. Şimdi arzu ettiğim gibi yaşamak istesem buna sağlık sorunlarım izin vermiyor. Ayrıca bir yaştan sonra gençliğin verdiği çılgınlık olmuyor.

 

Peki, turizmci bir iş adamının eşi olmak nasıl bir duygu?

T.V.: Turizmci eşi olmanın zevkli yanları var. örneğin; eşim turizmci olmasaydı belki de dünya üzerindeki birçok yeri görme şansım olmazdı. Onun sayesinde yurt içinde ve yurt dışında birçok noktaya seyahat ettim. çok zevkli bir sektör olan turizm sayesinde hem gezdik hem eğlendik hem de çok fazla insan tanıdık.

 

“EŞİMLE GEZMEKTEN, SİNEMAYA GİTMEKTEN BüYüK KEYİF ALIYORUZ”

Eşinizle birlikte yapmaktan keyif aldığınız şeyleri bir de sizin ağzınızdan dinleyebilir miyiz?

T.V.: Eşimle gezmekten, sinemaya gitmekten büyük keyif alıyoruz. Eşimin de belirttiği gibi sık sık yurt dışına gidiyoruz. Roma’yı çok seviyoruz. Ancak ben çok hareketli bir şehir olan Barcelona’yı da çok seviyorum. Barcelona renkliliğiyle beni daha çok cezbediyor.

 

Peki, size göre mutluluğunuzun sırrı nedir?

T.V.: Sinan Bey ile 43 yıldır evliyiz. Bu süre kulağa çok uzun gelse de yıllar göz açıp kapayıncaya dek çok çabuk geçti. Her evlilikte olduğu gibi eşimle anlaşamadığımız zamanlar oldu. Ancak eşimle iki saat dahi küs kalmadık. Bu durum biraz da eşimin sayesinde oldu. Sinan Bey, kinci değildir; eli açıktır. Ona istediğiniz bir şeyi kolaylıkla yaptırabilirsiniz. Tabii ben de ondan bugüne kadar olmayacak hiçbir şey istemedim.

 

Sinan Vardar’ın sevgili ve fedakar eşi olmanızın yanı sıra iş dünyasının başarılı isimleri Mete Vardar ile Mert Vardar’ın da annesisiniz. Peki, bir anne olarak çocuklarınızı yetiştirirken nelere dikkat ettiniz?

T.V.: Her anne içgüdüsel olarak evlatlarını sahiplenir; onlar için en iyisini ister. Ben de çocuklarımın her zaman başarılı olmaları için uğraştım. Dolayısıyla bütün anneler eşlerinin arkasında ve çocuklarının başında olmalılar. çok şükür ki gelinlerimiz Neylan ile Seda da torunlarımızı çok güzel yetiştiriyorlar.

 

43 yıllık evliliğinizde en unutamadığınız anınızı bizimle paylaşır mısınız?

S.V.: Evliliğimizde bazı dönüm noktalarımız oldu. örneğin Vural öger ile birlikte Jolly Tur’u kurduğumuz zaman eşim Tülin Hanım’ın çok desteği oldu. Hayatım boyunca 3-4 tane önemli ve doğru karar verdim. Genel müdür olduğum şirketten ayrılarak Vural öger ile birlikte turizmde çok ses getiren işlere imza attık. Türkiye’ye milyarlarca dolar kazandırdık. Bunun yanı sıra Jolly Tur ile Rusya pazarına girerek önemli yatırımlar yaptım. Hem o dönemde hem de öger Tur’dan ayrıldığım zaman eşim bana her yönden destek oldu. Tabii çocuklarımızın ve torunlarımızın doğduğu anlar da bizim için çok özel ve unutulmazdı.

T.V.: Evlendikten sonra yaklaşık üç yıl eşimin annesi ve babasıyla birlikte oturduk. O dönem Sinan Bey Konyaspor’a transfer olmuştu. 1974 yılının Temmuz ayında Mete’ye hamileydim. Ayrıca o yıllarda Kıbrıs Harekatı yapılmıştı. Eşimden bir süre haber alamamıştık. O zaman kendimi çok çaresiz hissetmiştim. O anı hiç unutamam.

 

“İNSANIN HAYATTA EN YAKINI EŞİDİR”

Evliliğini uzun yıllar başarılı bir şekilde sürdüren bir çift olarak gençlere mutlu bir evlilik için neler tavsiye edersiniz?

T.V.: Gençler elindekinin kıymetini bilmeli ve azla yetinmeyi öğrenmeliler. Birbirlerine her zaman sevgili ve saygılı olmalılar. özellikler kadınlar eşlerini her konuda desteklemeliler. Günümüzde ekmek parası kazanmak kolay değil. Bu yüzden eşlerin birbirlerine kol kanat germesi çok önemli.

S.V.: “Bir evi dişi kuş yapar” derler. Hakikaten öyledir. Büyük oğlumuz Mete’nin eşi Neylan ile küçük oğlumuz Mert’in eşi Seda oğullarımıza aynı Tülin Hanım’ın bana davrandığı gibi davranıyorlar. Bu açıdan her iki gelinimle de gurur duyuyorum. Biz Vardar ailesi olarak oğullarımızla, gelinlerimizle, torunlarımızla çok mutluyuz. Bizim gibi mutlu bir aileye sahip olmak isteyen gençlere eşleriyle her şeyi açık konuşmalarını tavsiye ediyorum. Eşler birbirinin sırdaşıdır; mutluluklarını da sorunlarını da birbirleriyle paylaşmalılar. Bu nedenle her şey çok şeffaf olmalı. çünkü insanın hayatta en yakını eşidir.  Gençlerin ayrıca mutlu bir hayat için yılmadan çalışmaları ve cesur olmaları gerekir. örneğin ben 10 yıl boyunca futbol oynarken aynı zamanda memuriyet de yaptım. Memuriyetten ayrılarak turizm sektörüne atıldım. İyi ki de bu kararı vermişim. Tabii başarıya ulaşmamda eşimin desteği büyük rol oynadı. Bu nedenle mutlu bir hayatı paylaşmak isteyen eşlerin birbirini hem maddi hem de manevi yönde desteklemeleri gerekir.

 

Fotoğraflar: Yavuz Kaynar