Yüksek lisans eğitiminin yarım dönemini Stuttgart Üniversitesi’nde tamamladıktan sonra çeşitli mimarlık firmalarında mimar ve iç mimar olarak görev alarak residence, ofis, kafe ve restoran gibi pek çok projenin tasarımını ve uygulamasını üstlenen ve farklı konseptler geliştiren Ahu Yüksel, Artero Design markası ile de dünya markalarına iç mimarlık ve mimarlık çözümleri sunuyor. İşini büyük bir tutkuyla yaparak mesleğine olan sevgisini “Hayatın her anını aşkla yaşıyor ve her mekânı aşk ile tasarlıyorum” ve “Aşk ile yapılan her şey çok değerlidir ve eğer işinize aşıksanız başarı kaçınılmazdır” cümleleriyle ifade eden Artero Design Kurucusu Mimar Ahu Yüksel ile mimarlığa olan ilgisinin nasıl aşka dönüştüğünü, işini tutkuyla yapmasının kendisine sağladığı avantajları ve genel anlamda aşkın kendisi için anlamını Fairmont Quasar İstanbul’un muhteşem atmosferinde Klass okurları için konuştuk.
Ahu Hanım, mimarlığa olan ilginiz nasıl başladı ve nasıl aşka dönüştü?
Mimarlığa olan ilgim küçük yaşlarda başladı. Oyuncaklarıma ev yapmaktan tutun o zamanlar bile mimarlık terimini bilmesem bile evimizin dekorasyonuna müdahale ederdim. Ailemin konumlandırdığı eşyaları sürükleyerek yer değiştirip kendime sürekli farklı yaşam alanları çıkarmayı seviyordum. Ailemin desteği ile tasarım ve mimarlığa olan aşırı ilgimden dolayı en iyi okullarda eğitim aldım ve Stuttgart Üniversitesi’nde uluslararası iç mimari bölüm yüksek lisans eğitim sürecinde, çok değerli hocam Mr. Eberhard Holder’ın bir cümlesi beni çok etkiledi: “Hayatınızı etkileyen en etkin sanatlardan bir tanesi mimarlıktır.” Çünkü uyuduğunuz, yemek yediğiniz, kitap okuduğunuz, müzik dinlediğiniz, film izlediğiniz, çalıştığınız kısacası gün içinde eylemde bulunduğunuz tüm mekanlar mimarlığın birer parçasıdır. Ve bende bu olayın farkına vardığımda mimarlığa olan tutkum yoğunlaştı ve aşka dönüştü.
Yaptığınız mesleğe tutkuyla bağlı olmak size nasıl avantajlar sağladı?
Her mesleğin zor yanları vardır ama işinize aşıksanız asla yorulmazsınız. Her zaman en iyisini en güzeli yapmak istersiniz ve bu da daha çok üretken olmanıza sebep olur. Ne demişler, hayatta sevdiğin ve istediğin işi yaparsan asla çalışmış ve yorulmuş olmazsın.
Son dönemde sürdürülebilir mimari anlayışı daha çok dile getiriliyor. Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz?
Belirtmek isterim ki tasarım sürecinde bizim temel amacımız, doğaya ve çevreye saygılı tasarımlar yapmaktır. Bu sebepten dolayı iç mekânda sürdürülebilir ve çevre dostu yerel malzeme kullanma taraftarıyız. Ayrıca bir çevre dostu olarak yüksek lisans eğitimi tez çalışmamı iç mimarlık ve özellikle hastane tasarımlarında sürdürülebilir ve nano malzemelerin etkilerini inceleyerek tamamlamış bulunmaktayım ve proje süreci malzeme seçiminde hassasiyet göstererek daha duyarlı yaklaşmaktayım.
‘AŞK İLE YAPILAN HER ŞEY ÇOK DEĞERLİDİR VE EĞER İŞİNİZE AŞIKSANIZ BAŞARI KAÇINILMAZDIR’
Peki genel anlamda aşkın sizin için anlamı nedir?
Tutkulu olmaktır aşk, engel tanımamaktır. Bu herhangi bir kişiye veya yapılan işe duyulan aşk olabilir. En derinden istemek ve mücadele etmektir. Aşk ile yapılan her şey çok değerlidir ve eğer işinize aşıksanız başarı kaçınılmazdır.
Yaptığınız projelerin sizin için anlamı nedir? Bir projeyi tamamlayıp son halini gördüğünüzde neler hissediyorsunuz?
Çalıştığımız tüm projeler benim için çok özel ve değerli. Her proje fikirlerimizi, hayallerimizi, yapmak isteklerimizi gösteriyor ve tarzımızı yansıtıyor. Sanki iç dünyanızı dışa vurguluyor ve onu görüyorsunuz, bu anlatılmaz bir duygu.
İnstagram: arterodesign