Anne Olunca Güçlendim, Planlı Ve Programlı Yaşamaya Başladım

Anne Olunca Güçlendim, Planlı Ve Programlı Yaşamaya Başladım Anne Olunca Güçlendim, Planlı Ve Programlı Yaşamaya Başladım

Auvıntage markasının sahibi güzel oyuncu Ahu Yağtu iş ve özel yaşamına dair en samimi duygularını Klass’a anlattı

 

Modellik, sunuculuk ve oyunculuk derken küçük yaşlardan bu yana süregelen vintage tutkusunu kendi adını taşıyan AuVintage markası ile bütünleştiren Ahu Yağtu hem oyunculuk kariyerinde hem de iş kadını kimliğiyle yoğun ve heyecanlı günler geçiriyor. Paramparça dizisindeki başarılı performansıyla büyük beğeni toplayan güzel oyuncu, moda dünyasına yaptığı yatırımla da dikkatleri üzerine çekiyor. Ayrıca anne olan ve anneliğin kendisini daha duygusal ama çok daha güçlü bir kadın yaptığını belirten Yağtu, barındırdığı iş kadını, oyuncu ve annelik kimliklerini Klass okurları için anlattı.

 

 

 

“AuVintage olarak dünya standartlarında bir marka olmayı hedefliyoruz. Vintage ürünleri çok sevdiğim ve bu kültürü bir meslek haline getirdiğim için Türk insanının yanı sıra dünyadaki diğer vintage tutkunlarına hitap etmeyi amaçlıyorum. Dolayısıyla auvintage.com’u profesyonel bir şekilde tüm dünyaya tanıtmak istiyorum. Bunun için de yakın zamanda sitemizin İngilizce versiyonu devreye girecek.”

 

“Candan karakteri oynadıkça, hikayesi yazıldıkça ortaya çıktı. Candan’ın diziye başladığı noktayla şu anki konumu bambaşka. Candan her zaman sert, hırslı, kendine güvenen ve dik bir kadın oldu. Ancak dizinin son bölümlerinde karşımıza duygusal ve aşık bir Candan çıkıyor. Bir karakterde bütün bu duyguları yaşatıyor olmak çok keyif verici bir durum.”

 

“Anne olduktan sonra çok fazla planlı ve programlı yaşamaya başladım. Sevgi açığa çıktığı için her şeye daha anlayışlı ve sevgi dolu olarak yaklaşmaya başladım. Anne olunca güçlendiğimi ve duruma daha hakim olduğumu da gördüm. Ama daha duygusal ve daha hassas bir kimliğe büründüm.”

 

“çocuğun yetiştirilmesinde aile eğitiminin önceliğine inanıyorum. Ben de oğlum Kemal’i kendi bildiklerimle en iyi şekilde büyütmeye çalışacağım. Neyi isterse, neyi seçerse onu yapsın. Ama özetle kendine güvenen, insanları ve kendini seven, iyi bir birey yetiştirmek istiyorum.”

 

Ahu Hanım, 2015’i uğurlamaya sayılı günler kala bu yılın sizin adınıza nasıl geçtiğine dair kısa bir değerlendirme yapabilir misiniz?

2015 benim açımdan çok yoğun geçti. Paramparça dizisine dahil olmamla birlikte o yoğunluk arttı. Zaten oğlum Kemal ve AuVintage adlı showroomumuz ile oldukça yoğun bir tempoya sahiptim. Bunlara bir de set eklenince günlük tempom iyice hızlandı. üç yılın ardından set ortamına geri dönünce pek çok kişiyle tanıştım. Bu benim için önemli bir şeydi. Bu, bana çok güzel bir enerji ve motivasyon getirmiş oldu. Lokasyonumuzun değişmesiyle de bu motivasyon pekişti. önceden Bebek’te yaşıyordum ve işlerimi, alışverişimi hep burada hallediyordum. Dolayısıyla Bebek’e geri dönmüş olmak çok keyif veriyor. İnsanın kendini ait hissettiği bir yer vardır. Ben de Bebek’e geri dönerek bunu gerçekleştirdiğime inanıyorum.

 

Showroomunuzda oluşturduğunuz konseptten bahsedecek olursanız neler söylersiniz?

İçerisinde depo alanları da bulunan showroomumuzu ofis olarak tanımlayabilirim. İnsanlar online alışveriş yaparken ikinci el ve vintage ürünleri detaylı olarak inceleyemiyorlardı. Beğendikleri ürünleri yakından görmek, onlara dokunmak ve üzerlerinde görmek istiyorlardı. Bunun üzerine showroomumuzu hayata geçirmeye karar verdik. Dolayısıyla showroomumuz ikinci el ve vintage ürünleri yakından görmek isteyenlere hizmet verdiğimiz bir alan oldu. Moda severler ağırlıklı olarak auvintage.com adresinden alışveriş yapıyor. Ancak bunun yanı sıra dileyenler showroomumuza da gelerek beğendikleri parçaları satın alabiliyorlar.

 

Peki, hem showroomunuzda hem de internet sitenizde satışa sunduğunuz vintage ürünleri nasıl temin ediyorsunuz?

İnternet sitemizde “Satmak İstiyorum” adlı bir bölümümüz bulunuyor. Kişiler form dolduruyorlar ve satmak istedikleri ürünün fotoğrafını gönderiyorlar. O ürünleri alıp inceliyoruz ve satışa uygun olanların fotoğraflarını çekerek internet sitemize koyuyoruz. Bunun yanı sıra tasfiyesi yapılan bir evden çıkan kıyafetleri de alabiliyoruz. Bunun için bize telefonla da ulaşabiliyorlar. Bir evin tasfiyesinde kıyafetlerle ilgilenirken mobilya gibi diğer ürünler için de çevremizdeki antikacılara ve bu işi yapanlara yönlendiriyoruz. Ev tasfiyeleri meşakkatli ve uzun süreli olabiliyor. çünkü çok fazla eşya çıkabiliyor. Geçenlerde Suadiye’de bir evin tasfiyesini gerçekleştirmemiz üç günümüzü aldı. Dolayısıyla vintage ürünleri ait olduğu dönemin çizgisini yansıtan eskitemedikleri parçaları internet sitemizde meraklılarıyla buluşturmak isteyenlerin yanı sıra ellerinde bize vermek istedikleri ürünler olanların evlerine giderek de temin ediyoruz. ürünleri konsinye olarak alıyoruz.

 

“VINTAGE TUTKUM YILLAR öNCESİNE DAYANIYOR”

Au Vintage’ın köklerine inecek olursak Ahu Yağtu’nun vintage tutkusu nasıl başladı?

Vintage tutkum yıllar öncesine dayanıyor. Babaannemin elinde büyüdüm. Onun sayesinde küçük yaşlardan itibaren vintage ürünlere ilgi duymaya başladım. Babaannemin ve ailemizin diğer kadınlarının eşyalarını yavaş yavaş toplamaya başladım. 2006 yılında Bebek’te ilk butiğimi açtım. Daha sonra da Galata’ya taşındık ve ardından Bebek’e geri döndük. auvintage.com ile de bu serüven devam etti.

 

Peki, size dönem olarak hangi yıllar daha çok hitap ediyor?

Bazıları nefret etse de vatkalarıyla, ağır makyajlarıyla, kabarık saçlarıyla ve dönemin şarkılarıyla 80’leri çok seviyorum.

 

“AU VINTAGE OLARAK DüNYA STANDARTLARINDA BİR MARKA OLMAYI HEDEFLİYORUZ”

Au Vintage markanızla ilgili nihai hedefleriniz nelerdir? Au Vintage’ı nerede görmek istiyorsunuz?

Au Vintage olarak dünya standartlarında bir marka olmayı hedefliyoruz. İnsanlar zamanla vintage kültürünü tanımaya başladı. Kimi sevdi kimi uzak durdu. Ancak ben vintage ürünleri çok sevdiğim ve bu kültürü bir meslek haline getirdiğim için Türk insanının yanı sıra dünyadaki diğer vintage tutkunlarına hitap etmeyi amaçlıyorum. Vintage ve ikinci el ürün konusunda Amerika dünyada ilk sırada yer alıyor. özellikle Los Angeles’da bu tarz çok fazla butik ve marka bulunuyor. Ancak bu işi online olarak profesyonel anlamda yapan çok az insan var. Dolayısıyla auvintage.com’u profesyonel bir şekilde tüm dünyaya tanıtmak istiyorum. Bunun için de yakın zamanda sitemizin İngilizce versiyonu devreye girecek.

 

2016 yılında sizi nasıl bir yolculuk bekliyor olacak?

2016 yılının yaşadığım sürecin devamı olacağını tahmin ediyorum. Ancak buraya daha çok mağaza mantığında bakan insanlar bazı yenilikler görmek istiyorlar. Bebek’e çok fazla yolu düşen insan oluyor. Buraya iş veya yemek yemek için gelen çok sayıda insan var. Dolayısıyla sıcak satış anlamında Bebek’teki sirkülasyonunun artacağını düşünüyorum. Bunun için önümüzdeki yıl showroomumuzla alakalı projelerin üzerine yoğunlaşacağız. Bu ayın başında Morini’de mini bir defile yapmayı planlıyoruz. Bu defile sayesinde Au Vintage’ın ürün gamında neler olduğuna, vintage ürünlerin günlük kıyafetlerle nasıl kombinlendiğine, şu an çok moda olan 70’lerin esintilerinin günümüz trendleriyle nasıl kullanılabileceğine dair insanların fikir sahibi olmasını sağlayacağız. Bunların yanı sıra internet sitemizin İngilizce versiyonunun çalışmaları devam ediyor. Zaten dünyaya satış yapıyorduk. Ancak bunu daha da pekiştirmek istiyoruz. İnternet sitemizde birtakım markalarla iş birliklerimiz oluyor. Bunlarla ilgili yeni çalışmalarımız var. Bunların dışında AuVintage adlı bir Youtube kanalımız bulunuyor. Kişilere stil önerileri verdiğimiz bu kanalda “Vintage nedir, ne değildir, nasıl kullanılır?” gibi bilgileri paylaşıyoruz. Bunların yanı sıra günlük rutinlerimle ilgili konuları işliyoruz. Youtube kanalımızda paylaştığımız videoları önümüzdeki yıl da gerçekleştireceğiz. Tabii Paramparça dizisinin de çekimleri 2016 yılında devam edecek.

 

“DİZİNİN SON BöLüMLERİNDE KARŞIMIZA DUYGUSAL VE AŞIK BİR CANDAN çIKIYOR”

Paramparça dizisinde canlandırdığınız Avukat Candan oldukça iddialı bir karakter. Karakterinizi canlandırmadan önce nasıl bir hazırlık süreci geçirdiniz?

Candan zaman içerisinde gelişen bir karakter. Diziye çok hızlı girişi yaptım. Neredeyse bana haber verildikten bir gün sonra setteydim. Dolayısıyla karakteri çok fazla irdeleme şansım olmadı. Candan karakteri oynadıkça, hikayesi yazıldıkça ortaya çıktı. Candan’ın diziye başladığı noktayla şu anki konumu bambaşka. Candan her zaman sert, hırslı, kendine güvenen ve dik bir kadın oldu. Ancak dizinin son bölümlerinde karşımıza duygusal ve aşık bir Candan çıkıyor. Bir karakterde bütün bu duyguları yaşatıyor olmak çok keyif verici bir durum. Senaryo elimize haftalık geldiği için bir sonraki bölümde neler olacağını ben de çok merak ediyorum.

 

Başarılı bir iş kadını ve oyuncusunuz. Ayrıca renkli bir sosyal hayatınız var. Peki, annelik kimliğinizi nasıl tanımlarsınız?

Anne olduktan sonra çok fazla planlı ve programlı yaşamaya başladım. Sevgi açığa çıktığı için her şeye daha anlayışlı ve daha sevgi dolu olarak yaklaşıyorum. Anne olunca güçlendiğimi ve duruma daha hakim olduğumu gördüm. Tabii bunda yaşın ve edinilen tecrübelerin de etkisi var. Ancak diğer taraftan da duygusallaşıp hassaslaşabiliyorsunuz. Bazı olaylar sizi çok fazla etkileyebiliyor. örneğin son yaşanan terör olaylarına çok üzüldüm, çok ağladım. önceden de üzülüyordum ancak bu kadar büyük tepkiler vermiyordum. Ancak anne olunca daha duygusal ve daha hassas bir kimliğe büründüm. Tabii bir taraftan da güçlendiğimi kabul ediyorum.

 

“KENDİNE GüVENEN, İNSANLARI VE KENDİNİ SEVEN İYİ BİR BİREY YETİŞTİRMEK İSTİYORUM”

Oğlunuz Kemal için nasıl bir gelecek hayal ediyorsunuz? Onu yetiştirirken nelere dikkat ediyorsunuz?

çocuğun yetiştirilmesinde aile eğitiminin önceliğine inanıyorum. Hepimizin ailesi bizleri en iyi şekilde büyütmeye çalıştı. Ben de oğlum Kemal’i kendi bildiklerimle en iyi şekilde büyütmeye çalışacağım. Ancak oğlumla ilgili “Gelecekte şu işi yapsın, böyle olsun” gibi düşüncelerim, hırslarım yoktur. Neyi isterse, neyi seçerse onu yapsın. Ama özetle kendine güvenen, insanları ve kendini seven iyi bir birey yetiştirmek istiyorum.