Bünyesinde bulundurduğu otomotiv grubu, enerji grubu, spor grubu ve dahil olduğu projeler ve ortaklıklarıyla Türkiye’nin önde gelen şirket toplulukları arasında yerini alan Asaş Group günden güne başarı grafiğini arttırıyor. Her biri kendi alanında başarılı olan grup şirketleri arasında yerini alan Clupsporium ise sporu yaşam biçimi haline getiren kişilere kusursuz bir hizmet anlayışı dahilinde hizmet veriyor. ‘Bir insan spor yaparken ne kadar mutlu olur’ sorusuyla yola çıkan ve sunduğu hizmetlerle mutlak mutluluğu yakaladıklarını belirten Asaş Group Yönetim Kurulu Başkanı Saffet çerçi, insan sağlığına hizmet eden spor komplekslerinin hizmet anlayışını, başarılarının sırrını ve gelecek hedeflerini Klass okurları için anlattı.
“Clubsporium, bir spor köyü gibi. Sadece Clubsporium’un yolu var. Sadece buraya ait otopark var. Bir süre sonra insanlar fitness’tan bıkabiliyorlar ama burada fitness yapılan alanlar çok ferah olduğu için bıkmıyorlar. çünkü 1500-2000 metrekare tek bir alan var ve her tarafı açık.”
“Sürekli “Spor yapılırken daha nasıl mutlu olunur?” diye düşünüyoruz ve hala tatmin olmuş değiliz. Onu araştırıyoruz. ‘Bir insan burayı evinden daha çok nasıl özler?’ diye düşünecekleri hale getirmeye çalışıyoruz. Bu ekonomik şartlarda kolay değil ama spor kulüpleri devletimiz tarafından daha fazla desteklenmeli.”
“Devlet gerçekten sağlıklı bir toplum olduğu zaman ilaç ve sağlık giderini yüzde 50 oranında azaltabilir. çünkü ciddi bir şekilde haftada 3-4 gün spor yapan insanların hastalığa yakalanma oranı yüzde 1; bunu ben değil dünyaca ünlü Kalp Uzmanı Mehmet öz söylüyor. Tansiyonu, şekeri, kolesterolü olmayan bir insan spora başladığı zaman bunlara yakalanma şansı yüzde 1. çok büyük bir genetik rahatsızlığı yoksa bir ömür hastalığa yakalanma riski yok.”
“Spor kulübü huzur demek, sağlık, mutluluk, adrenalin demek, daha derin düşünürsen her şey demek. Ticaretini geliştirebiliyorsun, çevreni geliştirebiliyorsun, kendini geliştirebiliyorsun, ruhunu geliştirebiliyorsun ama hangi gözle baktığına bağlı.”
Clubsporium, Türkiye’deki en büyük spor tesislerinden bir tanesi. Biri Bostancı Clubsporium, diğeri de 30.000 metrekare alanıyla Türkiye’nin en büyük spor merkezi Akatlar Clubsporium. Sizce insanlar burayı neden tercih etmeliler? Buranın en büyük farkı nedir ve neden bu kadar büyük bir tesis yaptınız?
Şu anda spor tesisleri sosyalleşmenin en önemli merkezlerinden biri oldu. İnsanlar şehir hayatlarında sosyalleşmek için parklar, bahçeler arıyorlar. Ama artık o kadar güvensiz ki ortamlar… Ama spor kulüplerinde biz güvenlikleri için üyelerimizin bir aşama sonrası belki de Gbt’sini bile isteyeceğiz. çünkü bu sosyal kulüplerde insanlar gelip sosyalleşiyor ve en büyük arkadaşlıklar burada doğuyor. Benim burada şahit olduğum yüzlerce evlilik var. Kendi personelim de dahil kulüp üyeleri de dahil yüzlerce evlilik hikayesinin başlangıç noktası oldu burası. İnsanlar Clupsporium’da bıkmadan usanmadan büyük bir zevkle spor yapıyorlar. çünkü diğer spor kulüpleri genelde alışveriş merkezlerinin içinde, merdiven altlarında, rezidansların en üst katlarında, ama Clubsporium’a sadece Clubsporium olduğu için geliyorsunuz. Yani burası bir spor köyü gibi. Sadece Clubsporium’un yolu var. Sadece buraya ait otopark var. Başka yerlerdeki gibi alışveriş merkezine gelen kişilerle aynı yerde arabalar karışmıyor. Bir süre sonra insanlar fitness’tan bıkabiliyorlar ama burada fitness yapılan alanlar çok ferah olduğu için bıkmıyorlar. çünkü 1500-2000 metrekare tek bir alan var ve her tarafı açık. Bir güvenlik problemi olsa (deprem, yangın vb.) bir adım sonra dışarıdasın.
Clubsporium’un muhteşem kortları, havuzları var. Onlardan da bahseder misiniz?
Clubsporium Türkiye’nin en iyi kapalı kortlarına sahip. çünkü ısıtmalı, nizami boyut, ışıklandırmalı ve çelik konstrüksiyondan oluşuyorlar. Rüzgara, depreme, tabii afete dayanıklılar. Havuzlarımız beach clup gibi. Hijyene, güvenliğe çok önem veriyoruz. Bir de dünya üzerinde yeni çıkan tüm spor aktivitelerini takip ediyoruz ve burada uyguluyoruz.
“üYELERİMİZİN çOĞU YABANCI UYRUKLU”
En çok yabancı hoca da sizde çalışıyor herhalde. Neden yabancı hocaya ağırlık veriyorsunuz?
Dönem dönem yabancı hocalar çalışıyor burada. çünkü üyelerimizin çoğu yabancı uyruklu. çalışanlarımızda özellikle İngilizce arıyoruz; sebebi bu. çok Musevi üyemiz var ve çok mutlular. Museviler mutlu oldukları, huzurlu oldukları yerleri çok benimserler ve burayı da çok sahiplendiler. Sağ olsunlar bizimle çok iyi ilişki geliştirdiler, bizi çok sahiplendiler ve kulübümüze çok katkı sağladılar. Biz de onlarla mutlu oluyoruz. Bu da bizim işletme düşüncemizin bir parçası.
Tesisinizde Türkiye’nin en büyük spa merkezi bulunuyor. Burada nasıl bir hizmet veriyorsunuz?
Aradığınız her türlü spor aktivitesini burada buluyorsunuz. Hangi kulübe giderseniz gidin buraya oranla mutlaka eksik bir şeyler bulursunuz. Birine gidersiniz kapalı havuz yok, birinde açık havuz yok, birinde kapalı kort yok, birinde açık kort yok, birinde squash yok, birinde spa yok… Burada ayrıca Türkiye’nin en büyük spa merkezi bulunuyor. 3000 metrekare alanda Singapurlu bir grup olan Verita Health işletiyor. Sadece spa olarak değil sağlıklı yaşam adına her şeyi sunan bir grup.
“TüRKİYE’NİN BüTüN ARABA FİRMALARI BURAYA SPONSOR OLDU.”
Clubsporium, yaşayan bir şehir gibi. Kuaförü, mücevher mağazası bile var. öyle ince düşünülüp tasarlanıp hayata geçirilmiş. Peki bunca hizmet fiyat politikanıza nasıl yansıyor?
Clubsporium’un bünyesinde Sir Winston Cafe&Restaurent, Starbucks, Türkiye’nin önde gelen kuaför salonlarından birisi, mücevher mağazası ve spor salonları bulunuyor. Sponsorlarımız çok güçlü. Türkiye’nin bütün araba firmaları buraya sponsor oldu. çünkü bu kulübe günde bazen 1000-1200 kişi girip çıkıyor. Bu çok büyük bir sayıdır. Kişinin üç günde bir geldiğini düşünürsek ayda 10 bin kişi gelmiş olur. O yüzden çok sponsorluk talebi geliyor bize. Evet burası Türkiye’nin en pahalı kulüplerinden biri ama her türlü aktivite olduğu için bu sınıfa giriyor. çok özel soyunma odaları var. çamaşırlarınızı bırakıyorsunuz yıkanıp geri geliyor. Bizim dikkat ettiğimiz en önemli konulardan biri de hocaların kalitesi. Personel Trainer denilen sistem burada çok gelişmiş bir şekilde sunuluyor. Türkiye’de Personel Trainer anlamında en iyi ciro yapan kulüplerden biri burası. Bu da kulübe olan ilgiyi ve kulübün gücünü gösteriyor. En son teknolojik aletleri takip ediyoruz ve makinelerimizi güncelliyoruz.
“DEVLETİMİZİN SPOR KULüPLERİNE çOK DAHA BüYüK DESTEK VERMESİ LAZIM”
İnsan böyle bir tesisteyken çıkmak istemez…
“Spor yapılırken daha nasıl mutlu olunur?” diye düşünüyoruz ve inanın hala tatmin olmuş değiliz ve sürekli araştırmalar yapıyoruz. Burayı “Bir insan burayı evinden daha çok nasıl özler?” diye düşünecekleri hale getirmeye çalışıyoruz. Bu ekonomik şartlarda kolay değil ama devletimizin bu spor kulüplerine çok daha büyük destek vermesi lazım. Geçenlerde bir bakanımız gelmişti ona da anlattım. Yani kurumsal firmalar personellerini toplu olarak spor kulübüne gönderdikleri zaman vergiden düşemiyorlar. Bunu düştükleri zaman beyaz ve mavi yakalılara kulüp üyeliği verir ve bunu da vergiden düşer. Personellerini sosyalleştirmiş olur ve o personel o şirket için vazgeçilmez olur. Personeline kulüp üyeliği veren bir şirketteki insanların verimiyle hiç bunları düşünmeyen bir şirketin verimliliği bir olur mu? Yani bu bile bir aktivitedir. Bunu yapmayı düşünen firmalar var ama vergiden düşemiyorlar.
“DEVLET GERçEKTEN SAĞLIKLI BİR TOPLUM OLDUĞU ZAMAN İLAç VE SAĞLIK GİDERİNİ YüZDE 50 ORANINDA AZALTABİLİR”
Devletin aslında sağlıklı bir toplum yetiştirmek için bunları desteklemesi gerekmiyor mu?
Devlet gerçekten sağlıklı bir toplum olduğu zaman ilaç ve sağlık giderini yüzde 50 oranında azaltabilir. çünkü ciddi bir şekilde haftada 3-4 gün spor yapan insanların hastalığa yakalanma oranı yüzde 1; bunu ben değil dünyaca ünlü Kalp Uzmanı Dr. Mehmet öz söylüyor. Tansiyonu, şekeri, kolesterolü olmayan bir insan spora başladığı zaman bunlara yakalanma şansı yüzde 1. çok büyük bir genetik rahatsızlığı yoksa bir ömür hastalığa yakalanma riski yok. Ben satışçıların bazen 100-200 lira yüzünden üye olmayan kişilere “Bugün 100-200 liraya kıyamadınız ama hem bu vakti hem de bu parayı ileride hastane yataklarında geçireceksiniz, bunun 100 katını vereceksiniz” demelerini istiyorum. Böyle bir kulübü 100-200 lira için kaybeden profili de istemiyoruz biz. Burada sağlıktan daha değerli ne var? Tek gözünüzü bütün servetinize değişir misiniz?
“SPOR KULüBü HUZUR DEMEK, SAĞLIK, MUTLULUK, ADRENALİN DEMEK, DüŞüNEBİLİRSEN HER ŞEY DEMEK”
Bir spor salonunda ne önemlidir size göre?
Sağlık, sosyallik, ruh sağlığı… Ruh sağlığı burada düzelen üyeler var. Bana gelip “Allah razı olsun, böyle bir spor kulübü açmışsın. Bize iyilik yapmışsın aslında” diyenler oluyor. Ama ben gerçekleri söylüyorum. İnsanlar bunu nasıl algılar, ne derece yapar onu da bilemem. Her insanın kafa yapısı farklı. Bunu çok güzel anlatırız, dinlerler ama kapıdan çıktıktan sonra hiçbir şey anlamamış, dinlememiş gibi olurlar. Ama bunu spor yapanlar çok iyi anlıyorlardır. Bir spor kulübünde ne önemlidir? Biz burada bir insanın rahatsız olmamasına özellikle bayanların rahatsız olmamasına çok önem veriyoruz. çünkü spor kulüplerinde bazen çok kötü şeyler de duyabiliyoruz. Onun için burada farklı şeyler olmasın diye uçuk üyelerin, insanları rahatsız edebilecek düzeydeki üyelerin çok sessiz bir şekilde üyeliğini iptal ediyoruz. Hatta bu konuyla ilgili bizi şikayet edenler de oldu. Ama bayanları rahatsız ediyordu. Bunun dışında rahatsız eden bayanlar da var. Spor kulübü huzur demek, sağlık, mutluluk, adrenalin demek, düşünebilirsen her şey demek. Ticaretini geliştirebiliyorsun, çevreni geliştirebiliyorsun, kendini geliştirebiliyorsun, ruhunu geliştirebiliyorsun… Ama hangi gözle baktığına bağlı. Olaylara baktığın açı önemli. Her şeyin özü bu.
Siz ticaret hayatında iyi ve sevilen biri olmayı başaran nadir insanlardansınız. İyi niyetinizden hiç zarar görmüyor musunuz? Bize biraz hayat felsefenizden de bahseder misiniz?
Vefa duygusu bilirsiniz ki imanla alakalıdır. Vefa duygun ne kadar güçlüyse iman duygun da o kadar güçlüdür. Ne olursa olsun asalet ve cehalet insanın karakterini çok etkiliyor. Okumamış olmak cehil olduğun anlamına gelmiyor. İnsan cehaleti çok farklı bir şey. Bazen hırslar insan ahlakının önüne geçebiliyor. öyle adamlar gördüm ki Kabe’ye adım attığında toprağa eğilip, öpüp, ağlayan ama ticarette bunları sahtekarlığa kullanan... Ben her zaman iyi niyetlilikten yana oldum. Belki bunu kötüye kullanan insanlar karşıma çıktı ve ama ben yolumdan hep emindim. İyi niyetli olduğun sürece kimse hakkında kötü düşünemezsin. Bir de hayattaki tecrübelerim bana hangi seviyeye gelirsen gel, hangi yaşta olursan ol mutlaka bir üstüne ihtiyacın olduğunu öğretti. Birinin aklına ihtiyacımız mutlaka var. Bizim içinde olduğumuz olaylara dışarıdan bakabilecek bir göze mutlaka ihtiyacımız var. En doğru bildiğin kararı verirken bile birine sormak, danışmak gerekir diye düşünüyorum. Sen yine bildiğini yap ama istişareden de vazgeçme. Her zaman Allah’a sığınırım. Bir insan günün 24 saatinde Allah’ı hatırlamazsa çok fazla günah işlemeye meyillidir. Her şeyin Allah’tan geldiğini bilmek sana 24 saatinde zikir etmeyi sağlıyor. Yaşadığın her zorlukta veya her güzel şeyde Allah’ın yaptığını bilmek lazım. Ona göre hareket etmek lazım. Kötü insanı da Allah yaratmıştır. Allah adaletini zalimlerle sağlar. Benim yaptığım bir hatayı zalimin birini bana musallat ederek hatamı düzelttirir. çünkü Allah’ın eli kolu yok. Allah sadece ‘Ol’ der ve olur. Bu kadar kötü insanın olmasında bile bir hikmet var aslında.
Fotoğraf: Uğur Atun