Yoğun iş hayatının ardından uzun yıllar ara verdiği müzikle yeniden bir araya gelen Zehra Su Olgun, severek seslendirdiği ve özenle seçtiği şarkılarıyla notaların dili oluyor. Repertuarında yaklaşık 5000 şarkı olan, birçok müzik tarzını seslendirebilen ve “Aşk Defteri-Vintage” albümüyle birlikte 80’lerin ruhunu yeniden yaşatan Zehra Su Olgun, müziğe olan tutkusunu sosyal sorumluluk projeleriyle birleştiriyor. Albümünü hem kendi için hem de insanları mutlu etmek amacıyla yaptığını belirten Zehra Su Olgun, müzik tutkusunu, yeni albümünü ve kendisine dair bilinmeyenleri Klass’a anlattı.
Zehra Hanım, çocuk yaşlarda büyük bir tutkuyla tanıştığınız ve uzun yıllar ara vermek zorunda kaldığınız müzikle yeniden bir araya geldiniz. Uzun bir ara verdikten sonra yeniden albüm yapma isteği nasıl oluştu öğrenebilir miyiz?
Bazen çok sevdiğiniz şeyleri istemediğiniz bir şekilde yarım bırakmak zorunda kalırsınız. Ama o sevdiğiniz ve yarım bıraktığınız şeyleri aslında hayallerinizle cebinizde taşırsınız. Onlar farkında olmadan sizinle yolculuk ederler ve bir gün gelir onun varlığını fark edersiniz ve yola birlikte devam edersiniz. Benim için de öyle oldu ve 15 yıl sonra yeniden müzikle bir araya geldim. Müzik benim için bir nevi aşk… Onunla birlikte olmaktan mutluluk duyuyorum.
“MüZİKLE AŞK YAŞIYORUM”
Peki, böylesine tutkuyla bağlı olduğunuz bir şeye neden bu kadar uzun bir süre ara verdiniz?
Yoğun bir iş kadınıydım ve hayatımda önemli bir aşk vardı. Aşk her zaman var olabilen bir şey değil. İnsanın kalbinde bir mayın vardır ve o mayın bir kere patlar diye düşünüyorum. Tabi bu biraz da göreceli bir şey. Gerçek aşkı bilmeyen insanlar defalarca kez aşık olduğunu zannederler ama aşk defalarca kez yaşanacak bir şey değildir diye düşünüyorum. Gerçek aşk bir kere olur ve çok zor olur. Ben böyle bir yolculuk yaptım ve o arada belki de gerçek aşkım olan müzikten uzak kaldım. O aşk bitti ve yerini farklı bir sevgi, saygıya dönüştürdü. Ben de şimdi yeniden müzikle aşk yaşıyorum.
Hangi tarz müzikleri seslendiriyorsunuz?
Aslında belli bir tarzım yok diyebilirim. çünkü çocukluğumdan itibaren hafif bir batı müziği, sanat müziği, halk müziği gibi çoğu tür müziği dinleyerek beslendiğim için her tarza yatkınım. Sevdiğim bir şarkıyı ya da istenilen bir şarkıyı detonesiz okuyabilecek kadar rahatım. Şu anki yaptığımız albüm vintage-eski 45’likler içeriyor. Aylin Urgal, Ayla Dikmen, Semiramis Pekkan gibi isimlerin okuduğu güzel şarkılar yer alıyor. Eski 45’liklerde hafif batı müziğini yaparken sonunda da bir tane halk müziği pop folk halinde söylenirmiş. Burada da rahmetli Neşet Ertaş’ın “Bahçe Duvarı” şarkısını biraz Balkan, biraz Kırşehir sazıyla mix yaptık. Albümde 10 tane severek, isteyerek okuduğum şarkılar yer alıyor ve “Aşk Defteri-Vintage” albümüm 80’lerin ruhunu yansıtıyor.
Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Şubat sayısında..