Aslı Sipahi : “Oğlum Dünyaya Geldikten Sonra En Büyük Önceliğim O Oldu”
Sosyal Yaşam Dünyasinin Ünlü İsmi Asli Sipahi, Annelik Duygusunu, Binicilikteki Başarilarini Ve Hobilerini Klass’a Anlatti Binicilik alanında Türkiye’nin sayılı isimlerinden birisi olan, bu alanda Türkiye ve Balkan şampiyonlukları bulunan Aslı Sipahi, sporcu kişiliğinin yanı sıra tasarımcı yönüyle de tanınıyor. Orkinos balığından yaptığı bileklikle Vogue dergisinde yer alan ilk Türk tasarımcı olmanın gururunu yaşayan Aslı Sipahi, mücevherin kendisi için bir hobi ve vazgeçilmez bir tutku olduğunu söylüyor. Aynı zamanda bir anne olan ve 14 yaşındaki oğlu Kerem ile birlikte mutlu bir hayat sürdüren Aslı Sipahi, oğlunun dünyaya gelmesinden sonra hayattaki en büyük önceliği haline geldiğini söylüyor. Sosyal yaşam dünyasının ünlü ismi Aslı Sipahi ile binicilik kariyerini, oğlu ile olan ilişkisini, bakım rutinlerini ve özel yaşamını Klass okurları için konuştuk.
Geçmişte milli binicilik kariyerim oldu. Daha önce uzun süre binicilik sporuyla uğraştım. Üç kere Türkiye şampiyonu, iki kere Balkan şampiyonu oldum. Ülkemi gururla temsil ettim. Yeni dönemde de biniciliğe devam ediyorum. 14 yaşında bir erkek evladım var. En büyük önceliğim bir anne olmak. Onun dışında işletme mezunuyum. Daha önce tasarımları bana ait olan bir mücevher dükkanım vardı. Kişiye özel bir şekilde tasarımlar yapıyordum. Pandemi dolayısıyla onu kapattım. Şu anda yakın arkadaşlarım için çizimler yapıp hobi şeklinde devam ediyorum.
“ATA BİNMEK İKİ CANLININ YAPTIĞI TEK SPORDUR”
Biniciliğe nasıl başladınız?
Biniciliğe 11 yaşında babamın çok istemesiyle başladım. Hocam rahmetli Aldo Baldini’ydi. Gelmiş geçmiş en büyük binicilerden bir tanesidir. Onun öğrencisiyim. Benim üzerimde çok emeği vardır. Ata binmek iki canlının birlikte yaptığı tek spordur. Siz o anki duygularınızı ata geçirebildiğiniz gibi o da size duygularını geçirebiliyor. Oğlum da harika ata biniyor. Kendisi profesyonel futbol da oynuyor. Tercihini futboldan yana kullandı. Çok koyu bir Fenerbahçeli.
Oğlunuzla nasıl bir ilişkiniz var?
Oğlum ile beraber yemek yapmayı çok severiz. Vakit geçirmeyi, seyahat etmeyi çok severiz. Onunla arkadaş gibi olduk. Çok katı bir anne değilimdir ama belli çizgilerim vardır. Saygılı olması benim için çok önemlidir, eğitim hayatı çok önemlidir. Onunla güzel bir hayat yaşadığımızı söyleyebilirim.
“HAYATTA HİÇBİR ZAMAN BİTMEYECEK AŞKIM KEREMDİR”
O dünyaya geldikten sonra hayatınızda neler değişti?
Ben öncesinde kişilik olarak hep kendimi ön planda tutmayı severim. Oğlum dünyaya geldikten sonra en büyük önceliğim o oldu. Her zaman onun geleceğini ve sağlığını düşünüyorum. Benim için hayatımdaki en önemli varlık. Bu hayatta hiçbir zaman bitmeyecek aşkım Keremdir.
Formunuzu nasıl koruyorsunuz? Sporla aranız nasıl?
Haftada üç gün pilates yapıyorum. Haftanın dört günü at binmeye gidiyorum. Antrenmanlarım oluyor. Onun dışında da evde vakit buldukça koşu ve yürüyüş yapıyorum. Genel olarak tek öğün besleniyorum. Sadece akşam yemeği yiyorum.
Bakım rutinleriniz nelerdir?
Arkadaşlarım bana bu konuda çok güler ve hatta kızarlar. Benim çok az makyaj eşyam ve bakım kremim vardır. Çok fazla makyajdan hoşlanmam. Genel olarak hayatımda da hafif bir makyaj yapmayı tercih ederim. Aylık olarak düzenli gittiğim dermatoloğum vardır. Kendisi cilt bakımlarımı yaparak uygun kremlerimi verir. Her gördüğüm ürünü kullanmam. Meşhur oldu diye, trend oldu diye cildime sürmem. Kolajeni daha çok doğal yollardan almayı tercih ederim. Estetiğe karşı değilim ama abartılmasına da sıcak bakmıyorum. Doğal olmayı severim.
“ORKİNOS BALIĞINDAN YAPTIĞIM BİLEKLİK VOGUE DERGİSİNDE ÇIKTI”
Mücevher merakınızın olduğunu biliyoruz.
O merak nasıl başladı?
Tasarım mezunuyum. Mücevher benim için vazgeçilmez bir şeydir. Her kadının sahip olması gereken bir şey olduğunu düşünüyorum. Çok ağır parçaları eşofmanla bile takabilirim. Taktığım zaman da çok mutlu oluyorum. Benim hayatımda çok önemli bir yer kapsıyor. Tasarım yaparken bütünlüğe bakıyorum. Renk girmeyi, değişik malzemeler kullanmayı çok seviyorum. Orkinos balığından yaptığım bileklik Vogue dergisinde çıkmıştı. İlk Türk tasarımcı olarak orada yer almak bana çok büyük bir onur vermişti. Klasiklerden vazgeçmeden biraz da sıra dışı olmayı seviyorum. İleride belki bir koleksiyon çıkarabilirim. Ayrıca mozaik tablolar yapıyorum. Şu anda 34 tane oldu. Mayıs ayında bir sergi açıp bunlardan elde edilen geliri depremzedelere bağışlamayı planlıyorum. Bu da benim bir hobim. Sürekli olarak bir şeylerle uğraşmayı seviyorum. Yemek yapma konusunda da iyi olduğum söylenir. Çok programlı ve organize bir insanımdır.
“KLASİK BİR RUHUM VAR”
Moda ile de çok ilgili bir insansınız. Hangi markaları tercih ediyorsunuz?
Hakan Akkaya benim çok samimi arkadaşımdır. Özel günlerimde kıyafetlerimi o diker. Ama onun haricinde dünya markalarından sevdiğim tasarımcılar elbette var. Trendleri takip etmeyi çalışırım. Fakat trend diye de bana yakışmayan bir şeyi asla giymem. Zamansız parçalar her zaman tercihimdir. Biraz klasik bir ruhum var.
Arkadaşlık ilişkilerinizde nasıl birisinizdir?
Çok sosyal bir insanımdır. Dostluklar benim için çok kıymetlidir, hayatımdaki en önemli şeylerden bir tanesidir. Dostlarımı ailem gibi görürüm. Çok eski yıllardan beri görüştüğüm insanlar vardır. Yenileri de ekleniyor. Sosyal yönüm kuvvetli olduğu için kolay arkadaş edinebilirim ama bunun dostluğa dönüşmesi zaman alır. Dostluğa dönüşünce de o kişiyi aileme eklemiş olurum.