''Esteticium ile yurtiçinde ve yurtdışında kuracağımız merkezlerle estetik alanında öncü bir marka olmak''
İnşaat, turizm, enerji, bilişim ve organizasyon sektörlerinde yaptığı büyük yatırımlarla bilinen Astra Group, şimdi de uzun zamandır üzerinde çalıştığı bir alan olan sağlık ve güzellik sektörünün öncü markalarından olacak Astra Sağlık birimiyle sektöre adını altın harflerle yazdırmaya hazırlanıyor. Astra Sağlık’ın bu alandaki en büyük yatırımı estetik hastaneler zinciri. Esteticium adı altında güzelliğin tüm bileşenlerini içine alan estetik hastaneler zinciri oluşturmaya başlayan Astra Sağlık, İstanbul’dan sonra bu zinciri kısa zamanda Ankara, İzmir, Antalya gibi büyükşehirlerde ve yurtdışında kuracakları merkezlerle devam ettirerek estetik alanında öncü bir marka olmayı hedefliyor. Ayrıca Academic Hospital gibi saygın hastanelerin içerisinde açtığı estetik merkezlerini en iyi şekilde yürütmeye devam edeceklerini söyleyen Astra Sağlık Genel Müdürü ömer özgür Atay, estetik ve güzellik alanındaki tüm üst düzey sağlık hizmetlerini, kuracakları hastaneler zincirini, sağlık turizmi hizmetlerini ve gelecek hedeflerini Klass okurları için anlattı.
“Esteticium adı altında güzelliğin tüm bileşenlerini içine alan estetik hastaneler zinciri oluşturuyoruz. Amacımız İstanbul’dan sonra bu zinciri kısa zamanda Ankara, İzmir, Antalya gibi büyükşehirlerde ve yurtdışında kuracağımız merkezlerle devam ettirmek ve estetik alanında öncü bir marka olmak.”
“Bizim asıl hedefimiz; Türkiye’de henüz uygulanmayan yepyeni bir sistemi hayata geçirmek. Merkezlerimize gelen misafirlerimiz için estetik ve güzellik ihtiyaçlarını da kapsayan sağlıklı yaşam konseptini oluşturmak ve yönetmek. Kişiye göre şekillenen estetik, güzellik ve sağlıklı yaşam kategorilerindeki tüm istek ve gereksinimleri belirleyerek kişilere özel çözümler sunmak ve istenildiği süre boyunca danışmanlık yapmak.”
ömer Bey, Türkiye’nin önemli gruplarından Astra Şirketler Grubu’nun sağlık ve estetik alanındaki yatırımlarının başındaki isimsiniz. Kendinizden ve grubun yatırımlarından biraz bahseder misiniz?
Astra Group’un inşaat, turizm, enerji, bilişim, organizasyon sektörlerinden sonra yatırım yaptığı Astra Sağlık biriminin Genel Müdürüyüm ve aynı zamanda doktorum. Sağlık ve güzellik sektörü uzun zamandır projeksiyonunu yaptığımız ve üzerine çok kafa yorduğumuz bir alan. Şimdi planladığımız projeleri hızla gerçekleştirme yolundayız. Bu alandaki en büyük yatırımımız estetik hastaneler zinciri. Ayrıca Academic Hospital gibi saygın hastanelerin içerisinde açtığımız estetik merkezlerini yürütüyoruz. Bunun yanı sıra sağlık turizmi alanında da büyük çaplı operasyonlar kurguluyoruz.
“ESTETICIUM ADI ALTINDA GüZELLİĞİN TüM BİLEŞENLERİNİ İçİNE ALAN ESTETİK HASTANELER ZİNCİRİ OLUŞTURUYORUZ”
Yakında hizmete açılacak olan Esteticium projesinden bahseder misiniz?
Esteticium adı altında güzelliğin tüm bileşenlerini içine alan estetik hastaneler zinciri oluşturuyoruz. Bahçeşehir’de üç dönüme yayılan bir alanda konumlandırdığımız ilk merkezimizi Eylül ayında hizmete açacağız. Bahçeşehir’i, Ataşehir ve Levent’te açacağımız ikinci ve üçüncü hastanelerimiz izleyecek. Amacımız İstanbul’dan sonra bu zinciri kısa zamanda Ankara, İzmir, Antalya gibi büyükşehirlerde ve yurtdışında kuracağımız merkezlerle devam ettirmek ve estetik alanında öncü bir marka olmak.
“BİZİM ASIL HEDEFİMİZ, MİSAFİRLERİMİZ İçİN ESTETİK VE GüZELLİK İHTİYAçLARINI DA KAPSAYAN SAĞLIKLI YAŞAM KONSEPTİNİ OLUŞTURMAK VE YöNETMEK”
Bu merkezlerde ne tür hizmetler sunulacak?
Plastik cerrahinin tüm operasyonları, dolgu, botoks, PRP, mezoterapi, ameliyatsız yüz germe gibi medikal estetik uygulamalarının yanında saç ekimi, bölgesel zayıflama, lazer epilasyon, medikal cilt bakımı, fizik tedavi, beslenme ve diyet hizmetlerinin tümünü sağlayacağız. Bu estetik ve güzellik uygulamalarını en son teknoloji cihazlar ve profesyonel ekibimizle gerçekleştirmenin yanında bizim asıl hedefimiz; Türkiye’de henüz uygulanmayan yepyeni bir sistemi hayata geçirmek. Merkezlerimize gelen misafirlerimiz için estetik ve güzellik ihtiyaçlarını da kapsayan sağlıklı yaşam konseptini oluşturmak ve yönetmek. Kişiye göre şekillenen estetik, güzellik ve sağlıklı yaşam kategorilerindeki tüm istek ve gereksinimleri belirleyerek kişilere özel çözümler sunmak ve istenildiği süre boyunca danışmanlık yapmak.
Logonuzda güzelliğin matematiksel ifadesi olan altın oran sembolünü kullanmışsınız…
Estetikte yaptığımız işin en zarif anlatımı olduğu için Esteticium’un logosunu oluştururken bu kavram bize ilham kaynağı oldu. Altın oran; güzelliğin evrensel formülü olarak bilinir. Doğadan gelen bu formül, günümüze kadar eskiçağlardan şu an kullandığımız teknolojik tasarımlara kadar tarih boyunca sanatçı ve tasarımcılara ilham vermiştir. Eski Mısır rölyeflerinde, Antik Yunan ve Roma sanat eserlerinde oldukça belirgin olan ve altın oran olarak ifade edilen bu uyum prensibi, 1,618 olan Phi sayısına dayanır. Mimari tasarımlar ve plastik sanatlar hep doğadaki bu uyum yasalarını takip ederek estetik olana ulaşmaya çalışır. Bir sanat eseri ya da doğada izlemekten hoşlandığımız, keyif aldığımız güzelliklerin temelinde ‘Altın Oran’ın izleri vardır. Bu matematiksel kalıp, insan bedeninde ideal oranı hesaplamak için de kullanılmıştır. Günümüzde bu oran estetik operasyonların planlamasında kullanılıyor. Bize göre de estetik doğala yakın olmak, doğalı yakalamakla eşdeğer. Dolayısıyla logomuzda da bizi en güzel anlatan bu simgeyi kullanmayı tercih ettik.
Son yıllarda estetiğe olan talebin hızla artmasını neye bağlıyorsunuz?
Teknolojinin gelişmesiyle artık memnun olunmayan fiziksel özelliklerin değiştirilmesi çok kolay ve acısız hale geldi. Estetik; korkulan, çekinilen bir kavram olmaktan tamamen çıktı. çoğu operasyondan sonra hastalar işlerine, sosyal yaşamlarına hiç ara vermeden devam edebiliyorlar. Bazı operasyonların süresi o kadar kısaldı ki kişiler öğle aralarında bu sorunlarını çözüyorlar. Tabii ki kişinin olduğu haliyle mutlu olması önemli fakat kimse istemediği bir burunla, kırışıklıklarıyla, yüz lekeleriyle ya da veremediği kilolarla hayatına devam etmek zorunda değil. Daha güzel, daha genç ve fit görünmeyi istemek herkesin en doğal hakkı.
Birazda teknolojinin estetikteki öneminden bahseder misiniz?
Sağlık alanında kullanılan teknolojilere her geçen gün yenileri ekleniyor. Bu yenilikler operasyonlarda hastanın hayatını kolaylaştırıyor, hizmet verimliliği ve tanı güvenilirliğini arttırıyor. Fakat her yeni teknolojinin tedavide çözüm olacağına inanmak yanlış olur. Ancak belli testlerden geçirilmiş, denenmiş, olumlu sonuçları ispatlanmış teknolojilerle profesyonel ekipler birleşince başarılı sonuçlar alınıyor.
“ERKEKLERİN SAç EKİMİ DIŞINDA EN çOK MEME, KARIN BöLGESİ VE YANLAR İçİN TALEBİ OLUYOR”
Artık erkekler de bu alandaki gelişmeleri yakından takip ediyorlar. En çok hangi operasyonları tercih ediyorlar?
Erkeklerin estetik uygulamalara karşı ön yargısı gerçekten büyük ölçüde değişti. Onlar da kendileriyle ilgili beğenmedikleri yerlerini değiştirmek için istekliler. Kendi özgür kararıyla gelen erkeklerin yanı sıra eşinin ya da sevgilisinin ricası üstüne gelenler de var. Nadiren karı koca da gelenler oluyor. Erkeklerin saç ekimi dışında en çok meme, karın bölgesi ve yanlar için talebi oluyor. Saç ekimi ve lazer epilasyona olan talepleri ise son üç yılda on kat arttı. Bu çok ciddi bir oran.
Estetik operasyonlar ya da medikal estetik uygulamaları kendini uzman sıfatıyla tanıtan kişilere güvenerek yaptıran hastalar var. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir?
Herhangi başka bir ameliyat söz konusu olduğunda hastane ve doktor çok detaylı araştırılıyorken, estetik alanında konuya ne yazık ki aynı titizlikle yaklaşılmıyor. Hala birçok operasyon ameliyathanelerde plastik cerrahlar tarafından değil merdiven altı olarak tabir ettiğimiz yerlerde, konuyla ilgili profesyonel bilgisi olmayan kişiler tarafından yapılıyor. Tabii sonrasında istenmeyen durumlar, ciddi komplikasyonlar doğabiliyor. Estetik cerrahi işlemlerini alanında uzman plastik, rekonstrüktif ve estetik cerrahlar yapmalı.
Dünyada sağlık turizminde Türkiye’nin geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye; sağlık alanındaki teknolojisi, hizmet kalitesi ve bütçeleri birlikte değerlendirildiğinde, sağlık turizminde rakiplerine göre avantajlı bir noktada yer alıyor. Buna; ülkemizin turistik cazibe merkezlerinden biri olması da eklenince sağlık turizmi için gelen hasta sayısı her geçen yıl katlanıyor. Fakat şunu da belirtmek gerekir ki bu alana tamamıyla kar etmek için yönelen, profesyonellikten uzak, merdiven altı firmalar da var. Bu durum memnuniyetsiz hasta yaratmakla kalmıyor, sağlık turizminde güzel işler yapan kurumlarla birlikte ülkenin imajını da zedeliyor. Bizim sağlık turizmi alanındaki yatırım kararımızın en birincil etkeni misafirin kendi evinden teslim alınmasıyla başlayan tüm operasyon sürecinin maksimum memnuniyetle tamamlanmasını sağlamak ve Türkiye’yi sağlık turizminde ilk sıraya yerleştirmek.