Ayşegül Mermer : “Hayatimin Sonuna Kadar Hayvanlarin Yaşam Haklari İçin Mücadele Edeceğim”

Ayşegül Mermer : “Hayatimin Sonuna Kadar Hayvanlarin Yaşam Haklari İçin Mücadele Edeceğim”  Ayşegül Mermer : “Hayatimin Sonuna Kadar Hayvanlarin Yaşam Haklari İçin Mücadele Edeceğim”

Mermer Hukuk Bürosu Kurucusu Ünlü Avukat Ayşegül Mermer,  Hayvanlara Olan Sevgisini Klass’a Anlatti Mermer Hukuk Bürosu Kurucusu Ünlü Ve Başarılı Avukat Ayşegül Mermer, Hayvan Sevgisi Ve hayvan hakları konusunda gösterdiği örnek duruşu ve bu alanda gerçekleştirdiği çalışmalar ile takdir toplayan bir isim. Yaşamın sokaktaki hayvanlar için hiç de kolay olmadığının her fırsatta altını çizen başarılı avukat, hayatı boyunca hayvanların yaşam hakları konusunda mücadele edeceğini, bu konuda asla ödün vermeyeceğini ve hayvanlara eziyet edenlere, öldürenlere, insan öldürmüş gibi ceza verilmedikçe içinin soğumayacağını söylüyor. Minik dostlarını çok sevdiğini belirten Mermer, bu özel ayda bütün annelerin ve anne gibi hisseden, minik dostlarına da annelik yapanların anneler gününü kutlarken, hayvanlardan çok şey öğrendiğini, öğrenmeye de devam edeceğini dile getiriyor.  Mermer Hukuk Bürosu Kurucusu Ayşegül Mermer ile hayvan sevgisini ve hayvan hakları konusundaki mücadeleci duruşunu Klass okurları için konuştuk.  

Ayşegül Hanım, siz hayvan sevgisi ve bu konudaki hassasiyeti ile takdir toplayan bir isimsiniz. Minik dostlarınızla da çok özel bir iletişiminiz var. Evcil hayvan sahiplenmenin ebeveyn olma güdüsü ile bir alakası olduğunu düşünüyor musunuz?
Evcil hayvanı olanlar beni çok iyi anlayacaktır. Aslında hayvanların da duygusal tepkileri ve acı hissiyatları olduğunu, empati, sosyal bağlar, adalet duygusu ve yardımseverlik gibi insana özgü niteliklere benzer davranışlara sahip olduklarını bilen gören insanlar desem daha doğru olacak. Tam da bu nokta da şunu söylemek isterim. Maalesef bazılarımız ben ve benim gibi düşünen insanların duygusunu “yerine koyma “duygusu olarak görmekteler. Ebeveyn olma güdüsünü bu şekilde tatmin ettiğimizi düşünürler. Oysa durum hiç de böyle değildir. Benim hayvan sevgim çocukluğumdan bu yanadır. Çocukken sokakta gördüğüm her hayvanı kucaklayıp eve getirirdim.
Evcil hayvanlarınızla aranızda güçlü bir bağ olduğunu biliyoruz. Sevgi içeren bu bağı okuyucularımızla da paylaşır mısınız?
“Hayvanlar sessiz dostlarımızdır, bize sevgi ve anlayış sunarlar.” George Eliot böyle der. Bir hayvanın sevgisi, koşulsuz ve saf bir sevgidir. Hayvanlarla olan ilişkimiz, insanlığımızın bir ölçüsüdür diye düşünüyorum. Bir hayvanın gözlerine baktığınızda, saf bir ruhun ve sevginin izlerini bulursunuz. Bir hayvanın sevgisi sadece evimizi değil, kalbimizi de doldurur.
Ayşegül Hanım, iş hayatınızın çok yoğun olduğunu biliyoruz. Minik dostlarınıza vakit ayırabiliyor musunuz?
Yaptığım iş stresli ve yoğun çalışıyorum. Hayvanlarla vakit geçirmek stresimi azaltıyor, mutluluğumu ve huzurumu artırıyor. Benim için en güzel terapi doğa ve hayvanlar. O kadar gözleri masum, yürekleri sıcak ki onlarla geçen her an bana huzur veriyor. Can dostlarımla geçen her an bir hazine benim için. Onlarda hissediyorum gerçek sevgiyi. Ayrıca hayvanlara karşı sevginin insanlarda empati yeteneğini geliştirdiğine ve toplumsal ilişkilerde daha anlayışlı ve yardımsever bireyler olmamızı sağladığına inanıyorum.

‘BENİM İÇİN EN GÜZEL TERAPİ DOĞA VE HAYVANLAR’

Minik dostlarımızın çocuklar gibi olduğunu söylediniz. Şu anda kaç tane evcil hayvanınız var ve başka evcil hayvan sahiplenmeyi düşünüyor musunuz?
Kedilerin ve köpeklerin 2-3 yaşındaki bir çocuktan hiçbir farkı yok. Evinde onlarla beraber yaşayan herkes bunu bilir. Evde şu an iki kedim var. Evin bireyleri gibiler. Köpek dostlarımda oldu. Onlar öldükten sonra bir daha köpek sahiplenmedim. Ancak sokakta yaşayan tüm hayvanların sahipleri biziz, onlar sahipsiz değil.

Anneler Günü ve bugünün en güçlü duygusu olan sevginin sizin için ne anlam ifade ettiğini bizimle paylaşır mısınız?
Anneler günü, annesi yanında olanlara gün, annesi olmayanlara hüzün günü. Bütün annelerin ve anne gibi hisseden, kedisine, köpeğine de annelik yapanların anneler günü kutlu olsun. Anne olmak isteyen ama olamayan, annesini kaybeden, çocuğunu kaybeden annelerin ve tüm anneliğin kutsallığını anlayanların ‘Anneler Günü’ kutlu olsun.

Ayşegül Hanım, sokaktaki ve barınaktaki hayvanlarla ilgili neler yapıyorsunuz?
Yaşamın sokaktaki hayvanlar için hiç de kolay olmadığını biliyoruz. Sınırsızca market alışverişlerinin yapıldığı, aşırı gıda tüketimlerinin gerçekleştirildiği özellikle her gün aldırış etmeden yanlarından geçip gittiğimiz bu canların önemli bir kısmı, açlık, susuzluk ve bakımsızlıktan hayatlarını kaybediyorlar. Tabii bir de insanlar tarafından uygulanan akıl almaz şiddet ve işkenceler yüzünden de hayatlarını kaybetmektedirler. Hayatımın sonuna kadar hayvanların yaşam hakları için mücadele edeceğim. Hayvanlara eziyet edenlere, öldürenlere insan öldürmüş gibi ceza verilmedikçe içim soğumaz.

Minik dostlarınızı sahiplenme sürecinden bahseder misiniz? Evcil hayvan sahiplenmeye nasıl karar verdiniz? 
Hep söylediğim gibi ben çocukluğumdan beri hayvanları çok severim ve hep bir baktığım hayvan dostum oldu. Şimdiye kadar evimde beslediğim köpekleri hep sokaktan buldum, barınaktan aldım. Yani bana ihtiyacı olan bana geldi. Üniversite döneminde sokaktan Maltes Teriere cinsi bir köpek bulmuştum. 16,5 yıl yaşadı benimle. Ölümünün ardından ona yazdığım mektup sanırım tüm duygularımı anlatacaktır.