Ayşegül Mermer : Nafaka Tartışmaları: Toplumsal Yargılar Mı, Hukuki Gerçekler Mi?

Mermer Hukuk Bürosu Kurucusu Ünlü Ve Başarılı Avukat Ayşegül Mermer, Nafaka Tartışmalarına Dair Önemli Detayları Klass’a Anlattı Mermer Hukuk Bürosu Kurucusu, ünlü ve başarılı Avukat Ayşegül Mermer, nafaka meselesinin uzun süredir gündemde olduğunu ancak son yıllarda “nafaka adaletsizliği” söylemleriyle daha görünür hale geldiğini belirtiyor. Özellikle “ömür boyu nafaka” kavramı üzerinden gelişen tartışmaların, toplumsal cinsiyet temelli bir çatışmaya dönüşme riski taşıdığının altını çizen Mermer, süresiz nafaka uygulamasının bazı erkekler açısından ciddi mağduriyetler doğurduğunu ifade ediyor. Ancak tartışmanın sadece erkeklerin yaşadığı mağduriyetle sınırlı olmadığını ifade eden Mermer, boşanma sonrası hayatta kalmaya çalışan kadınların da büyük zorluklarla karşı karşıya olduğunu ve özellikle çocuklu ve yaşça ilerlemiş kadınlar için bu sürecin daha da zorlayıcı olduğuna dikkat çekiyor. Ayşegül Mermer’e göre çözüm, nafakanın ne tamamen süresiz kalması ne de katı bir şekilde süreye bağlanmasında. Her boşanma davasının kendi özel koşulları içinde, evliliğin süresi, ekonomik durum, çocukların varlığı ve kadının iş gücüne dönüş kapasitesi gibi kriterlerle değerlendirilmesi gerektiğini ifade ediyor. Bu değerlendirmelerin esnek ve adil biçimde yapılması gerektiğini savunuyor. Mermer Hukuk Bürosu Kurucusu, ünlü ve başarılı Avukat Ayşegül Mermer, nafakanın bir ceza değil, tarafların yeni hayatlarına geçişini kolaylaştıran adil bir denge unsuru olduğunu hatırlatarak nafaka tartışmalarına dair önemli detayları Klass okuyucularıyla paylaşıyor.
Nafaka konusu uzun süredir hem adliye koridorlarında hem de kamuoyunda gündemde. Ancak son yıllarda “nafaka adaletsizliği” söylemi etrafında şekillenen bir hareketlilik söz konusu. Özellikle “ömür boyu nafaka” kavramı, birçok erkeğin sesi haline geldi. Bu durum toplumsal cinsiyet temelli bir çatışmaya da dönüşme riski taşıyor.
‘SÜRESİZ NAFAKA CİDDİ MAĞDURİYETLERE YOL AÇABİLİYOR’
Süresiz nafaka uygulaması gerçekten de mağduriyet yaratıyor mu?
Elbette, bazı durumlarda süresiz nafaka ciddi mağduriyetlere yol açabiliyor. Özellikle kısa süreli evliliklerin ardından yıllarca süren nafaka ödemeleri hem ekonomik hem de psikolojik anlamda yıpratıcı olabiliyor. Emekli olmuş, yeniden evlenmiş ya da gelir seviyesi düşmüş kişilerde bu yük daha da ağırlaşıyor. Maalesef bu tür örneklerle sıkça karşılaşıyoruz.
Peki bu mesele sadece erkeklerin yaşadığı bir mağduriyet mi? Kadınlar açısından tablo nasıl?
Hayır, nafaka tartışmasının bir diğer cephesinde ise boşanma sonrası hayatını yeniden kurmaya çalışan kadınlar var. Uzun yıllar evli kaldığı için iş hayatından uzak kalmış, çocukların bakımını üstlenmiş ve maddi anlamda eşine bağımlı hale gelmiş kadınlar, boşanmayla birlikte birdenbire kendi ayakları üzerinde durmak zorunda kalıyor. Bu dönüşüm kolay değil. Özellikle çocuklu ya da yaşça ilerlemiş kadınlar için bu süreç daha da uzun sürebiliyor. Süreli nafaka uygulamasında bu kadınların geçim zorluğu yaşaması kaçınılmaz olabiliyor.
‘NAFAKA SİSTEMİ NE TAMAMEN SÜRESİZ KALMALI NE DE MUTLAK SURETTE SÜREYLE SINIRLANDIRILMALI’
Sizce nasıl bir sistem adil olur? Nafaka süresiz mi olmalı, yoksa mutlaka bir süresi mi olmalı?
Aslında mesele tam da burada düğümleniyor. Nafaka sistemi ne tamamen süresiz kalmalı ne de mutlak surette süreyle sınırlandırılmalı. Her boşanma kendi özel koşulları içinde değerlendirilmelidir. Evliliğin süresi, tarafların ekonomik durumu, çocukların varlığı, kadının iş gücüne dönüş kapasitesi gibi unsurlar esnek ve adil bir şekilde mahkemelerce ele alınmalı.
Çözüm öneriniz nedir?
Tarafların mağduriyetini azaltacak sosyal destek mekanizmaları güçlendirilmeli. Nafaka bir ceza değil, yeni bir hayata geçişi kolaylaştıran bir denge unsuru olarak görülmeli. Bu mesele bir cinsiyet savaşı değil, adalet arayışıdır. Kadını da erkeği de koruyan, bireyin onuruna ve yaşam koşullarına uygun çözümler üretmek hepimizin sorumluluğu. Nafaka bazen bir ödeme değil, hayatı yeniden kurmak için gerekli olan bir nefes süresidir.