Ekizoğlu Yapı olarak kentsel dönüşüm projeleri yapıyoruz. Firmamızı 2008’de kurduk. İstanbul’un çeşitli semtlerinde inşaatlar ürettik ve üretmeye devam ediyoruz. Bugüne kadar anahtar teslim otel, hastane, klinik, kentsel dönüşüm, restoran ve kafe projeleri üstlendik. Kendimize ait bir yapı marketimiz var. Bu bize diğer firmalarla göre avantaj sağlıyor. Aynı zamanda Türkiye’de önemli markaların tedarikçiliğini yapıyoruz. Her şantiyemizde şantiye şefi bulunduruyoruz.
Pandemi dönemi inşaat sektörüne nasıl yansıdı?
Covid-19 sebebiyle gelen talepler farklılaştı. Aileler artık müstakil, bahçeli yaşama geçmeye başladı, doğaya yöneldi. İstanbul ve İstanbul dışından, Bodrum ve Antalya’dan bu yönde teklif ve talepler aldık. Balkonlu evler insanların olmazsa olmazı haline geldi. Pandemi süreci çalışma şeklini de değiştirdiği için konutların yapısı da değişti. Özellikle beyaz yakalıların bir çalışma odası ihtiyacı doğdu. Projelerimizi üretirken bu hususlara dikkat etmeye çalıştık. Daha çok odalı, geniş evler rağbet görmeye başladı. Doğal yaşam ön plana çıktı.
Önümüzdeki dönemde ne tür projeleriniz olacak?
Ben aynı zamanda kentsel dönüşüm uzmanıyım. Türkiye çok genç bir nüfusa sahip. Dolayısı ile yeni, konforlu yapılara ihtiyaç çok fazla. Yenilenmesi gereken, kentsel dönüşüme girmesi gereken evlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Biz dönüşümü ekonomik kazançtan öte bir misyon olarak benimsedik. Türkiye ve İstanbul’daki deprem gerçeğini göz önünde bulundurduk. Bu konuda üzerimize düşeni en iyi şekilde yerine getirmeye çalışacağız.
Şu anda yapım aşamasında olan projeniz var mı?
Bağdat Caddesi’ne yakın bir noktada, Şenesenevler’de başlamak üzere olduğumuz bir proje var. Ayriyeten Bağdat Caddesi üzerinde görüştüğümüz binalar var. Şu anda konut ve villa ağırlıklı çalışmayı düşünüyoruz. Yerinde dönüşüm ile kentsel dönüşüm çok karıştırılan kavramlar. Bizim yaptığımız projeler daha çok yerinde dönüşüm.
“ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI HIZLICA BİNALARI GÜÇLENDİRMEYE VE DAHA GÜVENLİ BİR HALE GETİRMEYE ÇALIŞIYOR”
İnsanların binalarda deprem konusunda nelere dikkat etmesi gerekiyor?
Yapı stoklarımız 1999 depreminden önce yapıldı. 1999 yılından önceki yapı yönetmeliği çok farklı ve çok eski. 7 şiddetindeki bir depreme dayanıklı değil. Dolayısıyla çevre ve şehircilik bakanlığı hızlıca binaları güçlendirmeye ve daha güvenli bir hale getirmeye çalışıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının getirdiği yeni yasa ile her isteyen bina yapamıyor. İnşaat bizim aile mesleğimiz. Bakanlık bu konuda bir kısıtlama getirdi. Bu da bizim gibi büyük firmaların önünü açtı.
“BİNAYI YAPAN FİRMALARIN TECRÜBESİ VE EKONOMİK YETERLİLİKLERİ ÇOK ÖNEMLİ”
Bir kişi oturduğu binanın dayanıklı olduğu nasıl anlayabilir?
1999 depreminden sonra yapılan binalarda 2001 yönetmeliği devreye girdi. Bu yapıların ruhsat alabilmesi için 2001 deprem yönetmeliğine uygun bir şekilde yapılması gerekliydi. Bu tarihten sonra yapılan binalar nispeten oturmaya uygun. Bunların haricinde müteahhit seçimi önemli. Sektöre giriş nispeten düzenlendiği için binayı yapan firmaların tecrübesi ve ekonomik yeterlilikleri çok önemli.
Gayrimenkul fiyatlarındaki artışı neye bağlıyorsunuz?
Yapı malzemelerine son bir yılda, üretim olmadığı için yüzde 70-80 oranında zam geldi. Dolayısı ile bu zamlar yapı maliyetlerine de yansıdı. Bu da ister istemez fiyatların artmasına sebep oldu. Bunun yanında faizlerin nispeten yüksek olması da konutların fiyatlarını etkiliyor diyebiliriz. Bu konuda devletten çözüm bekliyoruz. İnşaat Türkiye’de birçok iş kolunu arkasından sürükleyen lokomotif bir sektör olduğu için faiz indiriminin inşaat sektörüne ve tüm Türkiye ekonomisine olumlu yansıyacağını düşünüyoruz.
İNSTAGRAM:mustafaekizofficial