Ben Şu An İris İçin Bir Kaplanım ve Bir Kaplanın Yavrusuna Asla Dokunamazsınız

Ben Şu An İris İçin Bir Kaplanım ve Bir Kaplanın Yavrusuna Asla Dokunamazsınız Ben Şu An İris İçin Bir Kaplanım ve Bir Kaplanın Yavrusuna Asla Dokunamazsınız

Ayşegül Kayabay en özel annelik duygularını, kızı İris Kayabay ise annesine olan sevgisini ve örnek aldığı yönlerini Klass’a anlattı...

Sosyal yaşam dünyasının sevilen isimlerinden ünlü resim koleksiyoneri Ayşegül Kayabay, gözünden bile sakındığı, hayatının anlamı ve kendisini tamamladığına inandığı kızı İris Kayabay’a olan en özel annelik duygularını Anneler Günü’ne özel dile getirdi. Kızı İris’in doğumuyla gerçek dünya ile yüzleştiğini ve bugün çok iyi bir evlada sahip olduğunu söyleyen Ayşegül Kayabay, zaman zaman kızından öğrendiği şeyler olduğuna vurgu yaptı. ünlü iş adamı olan eşi Fikret Kayabay’ın vefatından sonra kızı İris Kayabay’a yaşadığı tüm zorluklara rağmen hem anne hem baba olabilen Ayşegül Kayabay ve güzel kızı İris Kayabay, anne-kız sürdürdükleri yaşam mücadelelerini ve mutluluk sırlarını Klass’a anlattı.  

 

Ayşegül Kayabay: “Bir anne olarak kızımın bağımsız bir birey olmasını istiyorum. Hiçbir şeye ve hiçbir kişiye bağımlı olmasını istemiyorum. Sadece sevdiklerine bağlı olsun. Ve açıkçası ondan beklentim mutlu bir birey olması… Benim için başarı demek mutlu olmak demek. Mutluysa başarmıştır.”

 

İris Kayabay: “Annemin çok güçlü birisi olduğunu düşünüyorum ve en çok bu yönünü örnek alıyorum. çünkü hem anne hem baba rolünü çok başarılı bir şekilde yapabiliyor. Bu da çoğu kişinin yapamayacağı bir şey. Bana babamı aratmıyor gerçekten. Birçok işe aynı anda koşturabiliyor, birçok cephede savaşabiliyor. Ben de bu yönlerini takdir ediyorum.”

 

İris Kayabay: “Hediyenin maddi değil manevi olmasının daha değerli olduğunu düşünüyorum. Anneme anneler gününde mektup yazıyorum genelde… Hediyenin kalıcılığı benim için daha önemli.

Ayşegül Kayabay: Mektupları beni çok fazla duygulandırıyor, ağlatıyor. Bu kadar güzel mektuplar yazılamaz. Hayatımın sonuna kadar saklayacağım çünkü çocuklarına da göstersin istiyorum.”

 

 

Ayşegül Hanım, dünyalar güzeli bir kızınız var. Anne olduktan sonra hayatınızda neler değişti? Nasıl bir Ayşegül Kayabay vardı ve İris dünyaya geldikten sonra nasıl bir Ayşegül Kayabay oldu?

Ayşegül Kayabay: Ayşegül Kayabay aslında gerçek dünyayı hiç tanımadı. İris doğduğunda gerçek dünya ile yüzleştim diyebilirim. Tabi ki evimize mutluluk, bereket, huzur getirdi. Hayatıma gelmesiyle birlikte gerçekten benim dünyam değişti. Ve Allah beni evlat konusunda lütuflandırdı diye düşünüyorum. çocuk yetiştirmek bıçak sırtında yürümek gibi. Hatta tek başına bir anne olarak çocuk yetiştirmek hiç kolay değil. Ama tüm zorluklarına rağmen dünyanın en büyük zevki ve mutluluğu da ona sahip olmak. Allah’ın sayesinde rahmetli eşimle en büyük eserimiz.

 

Peki, hayata bakış açınız değişti mi?

A. K. : Daha gerçekçi, reel olmaya çalıştım. Tam olarak başardığımı yine de söyleyemem. çünkü hayatın gerçeklerini çok geç öğrendim. Güzel günler çok hızlı geçti bitti. Zaman zaman babası göremediği için çok büyük bir yıkım hissediyorum kendi adıma… Onun bizi koruduğuna inanıyorum. Ama suç onun çünkü hayatı hep bana toz pembe yaşattı ve onunlayken her şey hayal gibiydi. Benim için hiç kötü insan yoktu. Bu dünyada herkes iyiydi, herkes benim gibiydi. Ama değilmiş. Bazen o gerçeği gördüğünüz halde reddediyorsunuz. Kendinize de inkar ediyorsunuz ama bir şekilde çarpa çarpa hayat size öğretmek istediğini öğretiyor.

 

“İRİS, çOK İYİ BİR EVLAT, BAŞARILI BİR öĞRENCİ, İYİ BİR BİREY. HATTA ZAMAN ZAMAN BENİM ONDAN öĞRENDİKLERİM OLUYOR”

Kızınıza hem anne hem de baba oldunuz. Onun için nasıl bir gelecek hayal ettiniz? Onu nasıl yetiştirmeye dikkat ettiniz?

A.K. : İris gerçekten çok iyi bir evlat, başarılı bir öğrenci, iyi bir birey. Hatta zaman zaman benim ondan öğrendiklerim oluyor. İris’e çok fazla bir şey yaptığımı da düşünmüyorum. Yoldaki bazı dönemeçlerinde ona yön vermeye çalışıyorum. Yoksa o kendi yolunu bulabiliyor. çok bilinçli bir çocuk. Şimdi TEOG sınavları var. İnşallah arzu ettiği yerleri kazanır. Bir anne olarak kızımın bağımsız bir birey olmasını istiyorum. Hiçbir şeye ve hiçbir kişiye bağımlı olmasını istemiyorum. Sadece sevdiklerine bağlı olsun. Ve açıkçası ondan beklentim mutlu bir birey olması… Benim için başarı demek mutlu olmak demek. Mutluysa başarmıştır. Dilerim ki hakikaten mutlu bir birey olarak hayatına devam eder. Kızımın mutlu olacağı yolların, önünün açılması en büyük dileğim. Kızıma ve sınava girecek tüm evlatlara başarılar diliyorum. İris ne istediğini bilen bir genç kız. Ben de ona elimden gelen tüm desteği sonuna kadar vereceğim.

 

“BEN ŞU AN İRİS İçİN BİR KAPLANIM VE BİR KAPLANIN YAVRUSUNA DOKUNAMAZSINIZ. EĞER DOKUNURSANIZ KAPLAN SİZİ PARçALAR”

Eşinizi kaybettikten sonra çok zor zamanlar geçirdiniz. İris’in bugün bu halini görmek sizi hayata bağlıyor olsa gerek…

A.K. : çok zor günler yaşadım. Ben eşim Fikret’i kaybettiğimde emekleyen bir çocuk olduğumu fark ettim ve kalkıp yürümeye çalıştım. Sendeledim ama yürümeyi başardım. Bu arada eşimin ailesi tarafından hiç destek görmediğim gibi İris’le beraber korkunç büyük haksızlıklara uğradık. Bunun savaşını verdim ve hala da vermeye devam ediyorum. Bu da beni ayrıca yordu. Hiçbir destekleri olmadıkları gibi çocuğumun haklarını tarumar ettiler. Bu durumu yargı yoluyla aşmaya çalıştım ve tabi her zaman herkesi kendim gibi bildiğim için ilk avukatımdan maalesef korkunç bir haksızlığa uğradım. Ve karşı tarafa geçtiğini gördüm. Allah bizi çok büyük bir uçurumdan döndürdü. Şimdi çok iyi bir ekiple yoluma devam ediyorum. Yavrumun haklarını söke söke alacağımı biliyorum. Onun huzuru ve rahatlığı içerisindeyim. Herkes hakkettiği cezayı alacak. İnsan yavrusu için her şey olabiliyor. Ben şu an onun için bir kaplanım ve bir kaplanın yavrusuna dokunamazsınız. Eğer dokunursanız kaplan sizi parçalar.

 

“BABASINA DAHA çOK BENZİYOR; CİDDİYETİ, HAYATA KARŞI DURUŞU, KONTROLü… MUAZZAM KONTROLLü BİR çOCUK”

İris şu an genç kızlığına doğru adım attı, çok güzel bir kız oldu. Peki onu kendinize mi yoksa eşinize mi benzetiyorsunuz?

A.K.: İris çok planlı ve programlı, iyi bir sporcu ve yüzücü. Mükemmelliyetçi bir çocuk. Ben de bu kadar mükemmeliyetçi bir çocuğum olduğu için kendimi hem şanslı hissediyorum hem de ürperiyorum. çünkü ben öyle değilim. Ben daha hayatı yeni tanımaya başladım. Bu özellikleriyle İris babasına daha çok benziyor; ciddiyeti, hayata karşı duruşu, kontrolü… Muazzam kontrollü. Bu kontrol zaman zaman onu yoracak diye düşünüyorum ama o hep başarılı olur

 

İris Kayabay: Aslında ben tüm bunları kendimi mutlu etmek için yapıyorum. çünkü başkasını memnun etmeye çalışmanın kendimizi yormaktan başka bir şey olmadığını düşünüyorum.

 

A.K.: Buna katılıyorum. çünkü yıllardır hep başkalarını memnun etmeye çalıştım. Şimdiki çocuklar çok bilinçli. Biz hayatımız boyunca hep birileri kırılmasın diye yaşadık. Ve hayatın bir noktada bir illüzyondan ibaret olduğunu da gördüm. Aslında hiçbir şey tam olarak gerçek değil.

 

Anne-kız birlikteyken neler yapmaktan keyif alırsınız?

A.K.: İris ile birlikteyken spor yapmaktan, sinemaya gitmekten, açık hava yürüyüşleri yapmaktan keyif alıyoruz. Ayrıca küçük kısa seyahatler yapıyoruz. İki tane köpeğimiz var. Onlarla vakit geçirmeyi çok seviyoruz. Bu sene çok fazla yapamadık ama beraber resim yapmayı da çok seviyoruz. Bu sene TEOG sınavından dolayı biraz ara verdik. Bazen hafta nasıl başlıyor nasıl bitiyor anlamıyorum. Ama beraber olmaktan ikimiz de son derece keyif alıyoruz. Birbirimizin dünyasını fazlasıyla doldurduğumuzu düşünüyorum. Hatta o kadar dolu ki o dünyalara başkaları giremiyor.

 

Peki, İris nasıl bir çocuk?

A.K. : çok sakin, mükemmeliyetçi, gerçekten temiz, titiz, düzenli, pırıl pırıl bir kızdır. Tam bir prenses. Konuşacağı yeri bilir.

 

“HAYAT DOLU BİR ANNEM VAR. SüREKLİ POZİTİF ENERJİSİYLE HEM KENDİNİ HEM DE BAŞKALARINI MUTLU EDER”

İris Hanım, nasıl bir anneniz var biraz da sizden duyalım?

İ.K.: Hayat dolu bir annem var. Sürekli pozitif enerjisiyle hem kendini hem de başkalarını mutlu eder. Mesela moraliniz yerinde değilse annemle bir kahve içmeniz hemen moralinizi yerinize getirebilir.

 

“ANNEMİN çOK GüçLü BİRİSİ OLDUĞUNU DüŞüNüYORUM VE EN çOK BU YöNüNü öRNEK ALIYORUM. BANA BABAMI ARATMIYOR”

Annenizin en çok hangi yönlerini örnek alıyorsunuz kendinize?

İ.K.: Annemin çok güçlü birisi olduğunu düşünüyorum ve en çok bu yönünü örnek alıyorum. çünkü hem anne hem baba rolünü çok başarılı bir şekilde yapabiliyor. Bu da çoğu kişinin yapamayacağı bir şey. Bana babamı aratmıyor gerçekten. Birçok işe aynı anda koşturabiliyor, birçok cephede savaşabiliyor. Ben de bu yönlerini takdir ediyorum.

 

A.K.: Hiçbir zaman yıkılmam. Yıkılsam da çok çabuk toplarım kendimi. Mesela bazen her şeyi durdururum sonra toparlanırım yeniden başlarım. Ama İris gerçekten çok farklı bir çocuk. Maşallah diyorum.

 

İ.K.: Senin sayende… çünkü bana her şeyin en iyisini yapmaya çalışıyorsun.

 

A.K.: Gerçekten çocuk bir mucize ve ben bu çocukların dünyaya bir nedenle geldiklerine inanıyorum. Bize yol göstermek için burada olduklarını düşünüyorum. Bizim yolumuzu tam olarak bilmediğimizi düşünüyorum. Bize çocuklar yolumuzu gösteriyor. Aslında onlar bizi eğitmeye gelmiş gibiler, eksiklerimizi doldurmaya gelmişler, eksik parçalarımızı tamamlamaya gelmişler. İris olmadan önce yarımdım diye düşünüyorum. Daha bu sabah geçmişe bir baktım Fikret ile ilk flört ettiğimiz zamanlara… Gezdik, tozduk ve zaman öyle hızlı geçti ki… Ama baktığımda 27 yıl ve ben 27 yılı ne çabuk tükettim. Tabi bunun 27’si Fikret ile geçmedi. 8 yıldır biz kızımla bir mücadele veriyoruz ama ben 27 yıl önce de böyleydim demek bana çok yakın geldi. Bu kadar hızlı geçmiş olduğuna inanamıyorum. Göz açıp kapayıncaya kadar her şey olup bitiyor. Zamanın ne kadar hızlı aktığını şu an çok daha iyi anlıyorum. Kızımı topuklu ayakkabılarla görmek… O artık çok güzel bir genç kız oldu. Ve ben onunla gurur duyuyorum. 

 

Peki, İris Hanım siz kendiniz için nasıl bir hayat hayal ediyorsunuz?

İ.K.: Mutlu, sağlıklı, huzurlu ve başarılı bir hayat hayal ediyorum. En sevdiğim derslerden birisi Fen ve ben Genetik Mühendisi olmayı düşünüyorum. çünkü bu konuya gerçekten merakım var ve kendimi buna yatkın hissediyorum. Detaycıyım ve inceleyip araştırmayı seviyorum.

 

A.K.: Bu tamamen yaşam biçimine de yansıdı aslında. İris tamamen doğal besleniyor. Ben alışverişimin tamamını pazardan yapıyorum. Marketten mecbur kalmadığım sürece sebze meyve almıyorum. Tamamen nerede natürel bir şey varsa yumurta, süt, siyez bulgurları, kara buğdaylar… Genetiği bozulmamış her şeyi bizim evimizde bulabilirsiniz. İris tamamen kendi isteği doğrultusunda doğal bir şekilde besleniyor.

 

İ.K.: Kendimi zorunlu hissettiğim için değil beni mutlu ettiği için yapıyorum. Bu tarz beslenme bana daha kaliteli bir yaşam sunduğu için böyle bir hayat tarzı belirledim kendime.

 

Ayşegül-İris Kayabay ikilisi için Anneler günü nasıl geçer? Sürprizler olur mu?

A.K.: Olmaz mı, her zaman teyzesiyle bana bu tuzakları kurarlar. Teyzesiyle alırlar her şeyi. Yemeğe götürürler, güzel hediyeler alırlar…İris bana şiirler yazar, mektup yazar…

 

İ.K.: Hediyenin maddi değil manevi olmasının daha değerli olduğunu düşünüyorum. Anneme anneler gününde mektup yazıyorum genelde… Hediyenin kalıcılığı benim için daha önemli.

 

A.K.: Mektupları beni çok fazla duygulandırıyor, ağlatıyor. Bu kadar güzel mektuplar yazılamaz. Hayatımın sonuna kadar saklayacağım çünkü çocuklarına da göstersin istiyorum.

 

 

Fotoğraflar: Uğur Atun

Mekan: çırağan Sarayı