Bizim Hedef Kitlemiz Sadece Türkler Değil Bütün Dünya Ülkelerinin Vatandaşları

Bizim Hedef Kitlemiz Sadece Türkler Değil Bütün Dünya Ülkelerinin Vatandaşları Bizim Hedef Kitlemiz Sadece Türkler Değil Bütün Dünya Ülkelerinin Vatandaşları

Hastalarına ayrıcalıklı bir sağlık hizmeti sunan Medilab'ın Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Gürbüzer, bundan altı yıl önce geldiği Londra'da hayallerini gerçekleştirerek kurduğu London Assistance Limited şirketini sağlık turizmi alanında en çok başvurulan ve güven duyulan sağlık kuruluşlarından birisi haline getirdi. Yılda dört bin hastaya hizmet verdiklerini belirten başarılı yatırımcı Orhan Gürbüzer, bundan sonraki süreçte sağlık dışındaki sektörlerde de yeni projelerle Türkiye'ye döviz girdisi sağlamaya devam edeceklerini ve Türkiye’nin Avrupa'da sahip olduğu imajı ve saygınlığı daha üst noktaya taşımayı amaçladıklarını söylüyor. Medilab ve London Assistance Limited'in Kurucusu ve Yönetim Kurulu Bakanı Orhan Gürbüzer ile verdiklerini sağlık hizmetini ve Londra'da gerçekleştirmeyi düşündüklerini yeni projelerini Klass okurları için konuştuk.  

Orhan Bey, yurt içinde sağlık alanında yaptığınız yatırımları İngiltere'ye taşıyarak sağlık turizminde önemli bir başarıya imza attınız. Öncelikle Londra'ya hangi amaçlarla geldiğinizi sorabilir miyiz?
Altı yıl önce Londra'ya gelirken bir hayalle, bir hedefle gelmiştim. Bu hedefimi ilk yılda tutturdum. Düşündüğümüzün üzerinde bir ivme kazandık. İlk başta Ankara Anlaşması ile sağlık turizminde faaliyet göstermek için gelmiştik, şimdi yeni projelerle Türkiye'ye döviz girdisi sağlamayı hedefliyoruz. 

Kurulduğunuz günden itibaren burada ne gibi hizmetler verdiniz?
Londra'dan Türkiye'ye birçok hasta göndermeye başladık. İkinci sene ismimiz daha da büyüdü ve yılda bin hasta sayısına ulaştık. Son altı yılda da dört bin hastaya ulaştık. Bu hastaların yüzde 70'i bize saç ve diş implantı için başvurmuştu. Daha sonra obezite, boy uzatma, kalp ve birtakım cerrahi operasyonlarla ilgili talepler de almaya başladık. İngiltere'de NHS çok ileri tarihlere randevu veriyor dolayısıyla sağlık hizmetinden yararlanmak çok kolay olmuyor. Türkiye bu konuda dünya çapında büyük bir ivme kazandı. Özel sektörün burada çok büyük bir payı var. Hastanelerimiz, doktorlarımız, çalışan personelimiz oldukça ileri düzeyde. Hastalar bizden çok uygun fiyatlara hizmet alıyor. Türkiye bu alanda hem ekonomik hem de kaliteli bir hizmet veriyor. 


Türk ürünlerinin satışı ile ilgili yeni bir projeniz var. Bu projenizden de bahsedebilir misiniz?
Türk markaları son zamanda burada büyümeye başladı. Bu bizim için gurur verici bir durum. Biz de organik ve kaliteli market ürünlerini Türkiye'den getirmeye karar verdik. İlk dükkanımızı Londra'da önümüzdeki eylül ayında açmayı düşünüyoruz. Bunlar özel ürünler olacak. Çok iyi bağlantılar kurarak, organik ürünleri Türkiye'den getirip Londralıların zevkine sunacağız. Bu İngiltere’de yaşayan Türklerin de saygınlığını artıracaktır. İngiltere’de 900 bin civarı Türk yaşıyor. Bizim hedef kitlemiz sadece Türkler değil bütün dünya ülkelerinin vatandaşları. Londra dünya mutfağı bakımından zengin bir yer. Bu nedenle yapmamız gereken şey Türk ürünlerini de burada satarak Türkiye'nin bu pazarda yer almasını sağlamak.


Ürünlerinizi açacağınız bir markette müşterilerin beğenisine sunacaksınız. Nasıl bir lokasyonda hizmet vereceksiniz? Gelecekte şubeleşmek gibi bir düşünceniz var mı?
Bizim eylül ayında açmayı düşündüğümüz market İngiltere'nin en önemli caddelerinden birisi olan King's Road Chelsea'de olacak. Burası oldukça iyi bir cadde. Orada da bazı Türk markalarını görebiliyorum. Bundan dolayı da çok mutluyum. İlk beş yıldaki hedefimiz yeni bir şube daha açmak ve 10 yıl içinde de 10 şubeye ulaşmak istiyoruz. Bu çok zor gibi gözükse de aslında burada bunu yapmak çok kolay. Zor olan başlangıçtır, gerisi çorap söküğü gibi geliyor. Türk ürünlerini daha sonraki dönemde İngiltere ile sınırlı kalmayarak bütün Avrupa'ya açmak istiyoruz. Ben hayal kurmayı çok önemseyen bir insanım. Einstein'in de dediği gibi "Mantık sizi A noktasından B noktasına götürür. Hayal gücü ise her yere.


"TÜRK KİMLİĞİNİ VE İMAJINI DAHA İYİ BİR NOKTAYA TAŞIYABİLİRİZ"
Böyle bir proje yapma fikri aklınızda nasıl oluştu?
Türkiye ile İngiltere'nin bu konuda yaptığı özel ticari anlaşmalar var. Bu ticari anlaşmalar birtakım fırsatlar doğurdu. İngilizler Brexit sürecinden sonra Avrupa marketinden çıktılar, böylelikle yeni marketlere ihtiyaç duyuyorlar. Eminim Türkiye'de bu marketlerden payını alacaktır. Doğru işleri doğru zamanda yaparsak buradaki Türk kimliğini ve imajını daha iyi bir noktaya taşıyabiliriz. Son yıllarda Türk ürünleri burada sadece kebapla anılıyordu. Türk deyince insanların aklına sadece kebap geliyordu. Bu algı son zamanlarda tamamen değişmeye başladı. Çok güzel Türk restoranları açılmaya başladı.


Bundan sonraki hedefleriniz nelerdir? Yeni projeleriniz olacak mı?
Sağlık turizmi kolumuzu da geliştirmek istiyoruz. İleride bir proje üreterek sağlık turizmini organik yiyecek-içeceklerle birleşip yeni bir konsept yaratmayı düşünüyoruz. Bunun üzerinde çalışmalarımız var. Bu alanda büyük bir potansiyel görüyoruz. Sterlin’in Türk Lirası karşısındaki değeri neredeyse 12 kat. Ürünlerimiz ucuz olduğu için bunu bir bakıma avantaja dönüştürebiliriz. Türkiye'ye döviz sağlamak çok önemli bir konu. Bunu kendimize bir misyon olarak belirledik. Kendi kazancımızdan ziyade Türkiye'ye döviz kazandırmak bizim için çok önemli. Bunun haricinde de yapmamız gereken bazı projeler var. Bazı Türk markalarını burada büyütmemiz, distribütör olarak faaliyet göstermemiz gerekir.



 

Orhan Gürbüzer