Cerrahi işleme gerek duyulmadan, kısa sürede sonuç alınan medikal estetik uygulamaları gün geçtikçe gelişiyor. Yurt içi ve yurt dışında alanında gelişen teknolojileri yakından takip ederek hastalarına hizmet sunan Sağlıklı Yaşam Yönetimi ve Medikal Estetik Hekimi Dr. Sevgi Ekiyor, medikal estetik ile sağlıklı yaşam yönetimini bir arada uygulayarak hastalarının problemlerini bütünsel bir şekilde ele alıyor. Kişinin önce cildini sağlığına kavuşturan Sevgi Ekiyor, gün geçtikçe artan taleplerle beraber, kliniğinde en yeni estetik işlemleri danışanlarına başarıyla uyguluyor. Bu uygulamaların en yeni ve en dikkat çekenlerinden biri olan Nükleofill DNA Işıltısı ile Sevgi Ekiyor, danışanlarının cildinde mükemmel cilt yenilenmesi için nemlendirme etkisi, serbest radikal temizleyici etki, biyo uyarıcı etki ve daha uzun süreli kalıcılık ile dikkat çekici bir gençleşme etkisi elde ediyor. Sağlıklı Yaşam Yönetimi ve Medikal Estetik Hekimi Dr. Sevgi Ekiyor ile son günlerin trend uygulaması Nükleofill DNA Işıltısı’nı Klass okurları için konuştuk.
Sevgi Hanım, öncelikle bize ‘Nükleofill DNA Işıltısı’ nedir anlatır mısınız?
Saf DNA (DNA Işıltısı) cildi gençleştirmek ve sağlığını koruma altına almak için geliştirilmiş, yüksek konsantrasyonda doğal polinukleotitler içeren yenilikçi canlandırıcı, biyo-uyarıcı jel serisidir. Saf ve yeni nesil DNA fragman zincirleri içerdiğinden, alerjik reaksiyonlar dahil yan etkisi olmayan enjekte edilebilen forma sahiptir.
“üç SİNERJİK ETKİSİ İLE CİLTTE OLUŞAN KAYIPLARIN HIZLI VE DOĞAL BİR ŞEKİLDE YERİNE KONMASINI SAĞLAR”
Peki, DNA Işıltısı’nı diğer uygulamalardan ayıran özellikler nelerdir? Cilde ne gibi faydalar sağlar?
DNA Işıltısı nemlendirme, serbest radikal temizleme ve biyo-uyarıcı olmak üzere üç sinerjik etkisi ile diğer ürünlerden ayrışarak ciltte oluşan kayıpların hızlı ve doğal bir şekilde yerine konmasını sağlar, ideale yakın bir destek ve yenilenme sürecini başlatma etkisi gösterir.
Saf DNA Işıltısı, yüksek miktarda suya bağlanma yeteneği sayesinde, “Elektrostatik sünger” gibi davranır ve dokulara derin nemlendirme sağlayarak hücresel sağlık için yararlı bir ortam oluşturur. Ciltte yaşla, çevresel faktörlerle veya yetersiz bakımla azalan nem miktarının tekrar artmasını sağlar. Yaşlanma ve zararlı dış etkenler serbest oksijen radikallerinde artışa neden olur. Bu serbest radikaller doku hasarından sorumludur. Güçlü nemlendirmenin yanında, kimyasal yapısı sayesinde serbest radikalleri hapsederek anında “temizleyici antioksidan” bir etki yapar. Aynı zamanda hücre dışındaki enzimler tarafından metabolitlere çevrilmesiyle serbest radikallere karşı korumayı arttırır. Cilt canlılık ve parlaklık kazanır. Bu etkilerin her ikisi de hücrelerin rejenerasyonu ve metabolik aktivitesi için uygun fizyolojik ortamı sağlayarak uzun süreli biyo-canlandırıcı etkileri yeniden oluşturur. Saf DNA’nın önemli ve diğer tedavilerden ayırıcı özelliği biyo-uyarıcı etkisidir. Biyo-uyarıcı etki hem nükleotitlerin fibroblastların hücre zarı reseptörlerini aktive etmesiyle, hem de enzimatik işlemi sırasında ortaya çıkan metabolitleri sayesinde olmaktadır. Bundan dolayı yavaş ve sürekli bir etki gösterir. Bunu kısaca söylemek gerekirse deri altını uyarır ve gerekli doku üretimini arttırır.
“TüM YAŞ VE CİLT TİPLERİNE UYGULANABİLEN SAF DNA, GüçLü BİR LIFTING ETKİSİ DE GöSTERİR”
Hangi yaş aralığında hangi cilt tipine uygulanabilir?
Saf DNA’nın oluşturduğu ideal fizyolojik ortam ve biyo-uyarım sayesinde aktive olan fibroblastlar, ciltte eksilen kolajen-1’i üreterek, elastikiyeti artırır ve ürüne özgü sıkılaştırıcı ve yaşlanma karşıtı biyo-canlandırıcı etki gösterir. Tüm yaş ve cilt tiplerine uygulanabilen Saf DNA, güçlü bir lifting etkisi de gösterir. Olgun ciltlerde kolajeni arttırarak deri elastikiyetini geri kazandırır. Genç bireylerde kullanımı ise elastikiyet kaybını yavaşlatır.
Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Ekim sayısında...