Nihat Bey, Doğa Sigorta sizin yönetim kurulu başkanlığını yaptığınız büyük bir sigorta şirketi. Kurulduğu 2014 yılından itibaren kısa sürede yükselen bir marka oldu. Doğa Sigorta’nın kısa sürede bu denli büyümesini sağlayan unsurlar nelerdir?
Doğa Sigorta, %100 yerli ve milli bir şirkettir. Bunun avantajlarını yaşadık ve yaşıyoruz. Yerli ve milli bir şirket olmakla beraber uluslararası bir kimliğimiz de var. İş ortaklarımızla yaptığımız iş birlikleriyle şirketimiz sürekli kendisini hizmet anlamında geliştiren ve müşterisine mağduriyet yaşadığı dönemlerde en hızlı yetişen şirketlerden biri oldu. Sigortacılıkta en önemli şey güven ve aldığınız hizmet kalitesidir. Yaşadığınız kazalardan sonra en kısa sürede hasarınızın tazmin edilmesini veya bir an önce sağlığınıza kavuşmayı istiyorsunuz. Bu hizmeti en iyi ve hızlı şekilde veren şirketler bu güveni sağlamış oluyor. Biz de ilk günden beri var olan bu güveni sağlamak için var gücümüzle çalıştık ve çalışmaya devam ediyoruz. Alt yapımızı sürekli geliştirerek değişen sisteme hızla ayak uyduruyoruz. Bugün çok iyi verdiğiniz bir hizmet yarın yetersiz bir hizmet haline gelebiliyor. Eğer gelişen teknolojiye uyum sağlamazsanız “ben iyi hizmeti” veriyorum deme şansınız olamaz. Kendimizi bu anlamda da sürekli güncelliyoruz. Çalıştığımız iş ortaklarımızdan da bunu istiyor ve onlara bu anlamda destek olmaya çalışıyoruz. İlk amacımız müşterilerimize en iyi ve en kaliteli hizmeti vermekti. Bunu başarabildiğimiz için şirketimizin itibarı ve güvenilirliği arttı. Doğa Sigorta’nın kısa sürede sektörün en iyi şirketleri arasına girmesinin en önemli nedeni bu.
“KALİTELİ HİZMET VEREN MİLLİ BİR ŞİRKET OLDUĞUNUZDA TÜRK İNSANI VE ACENTELER SİZİ DAHA ÇOK SAHİPLENİYOR”
Yerli olmak yükseliş trendi yakalamanızda size nasıl bir katkı sağladı?
Karar verme mekanizması çok daha hızlı bir şekilde işliyor. Bunda şirket yönetiminin de etkisi var. Şirketi dinamik bir şekilde yönetmek istiyoruz, her departmanın karar alma mekanizmasının daha hızlı ve daha etkin olması için çalışıyoruz. Şirketimiz bir karar alırken birimlerin etkinliği onların da hızlı karar almasına ve hızlı aksiyon almasına neden oluyor. Biz sigortacılık sektörüne girdiğimizde bu alanda çok fazla milli şirket kalmamıştı. Kamu şirketleri bile kısmen de olsa yabancı şirketlerle ortaklık yapıyordu. Kaliteli hizmet veren milli bir şirket olduğunuzda Türk insanı ve acenteler sizi daha çok sahipleniyor. Bu anlamda milli olmanın olumlu yansımalarını gördük.
2020 yılı sizin için nasıl geçti?
Her yıl belli oranlarda büyüme hedefleri koyuyoruz. Hedeflerimizi koyarken sadece büyümeyi değil karlılığı da hesaba katıyoruz. Bizim için önemli olan, müşterilerimize gerekli hizmeti en iyi şekilde sunduğumuz sürdürülebilir bir büyüme.” İstikrarlı bir büyüme trendinde olmak istiyoruz. 2019 sonunda 2020 için hedeflerimizi belirlemiştik. Bunların içinde belli oranda büyüme hedefleri, hizmet kalitemizi ve tanınırlığımızı artırma hedefleri ve kurumsal hedefler vardı. 2020’de beklenmedik bir şekilde bütün dünya bir pandemi dönemi yaşadı, hala da yaşıyoruz. Biz pandemiyle birlikte hızlı bir şekilde aksiyon aldık, ilk günden itibaren evden çalışma dönemine geçtik. Alt yapımız da buna uygundu. Bu yapıyı da güncelledik. Personelimiz, acentelerimiz, iş ortaklarımıza da bu yapıyı kullanma olanağını sağladık. Personelimiz ve iş ortaklarımız bulundukları yerden hizmet vermeye devam ettiler. İlk ay kısa süreli bir endişe yaşamamıza rağmen hızlı bir şekilde toparlandık. Kısmen yaşadığımız kayıpları da hızlı bir şekilde telafi ettik. 2020’de 2019’un sonunda koyduğumuz hedeflerin neredeyse tamamına ulaştık. 2021 hedeflerimizi pandemi yokmuş gibi koyduk ama aksiyonlarımızı pandemiye göre aldık. Pandemi bence bir çağ değişimi getirdi. Ayakta kalmanın yolu da çağa uyum sağlamak ve kendinizi güncellemek.
2021 yılı sizin için nasıl başladı? Bu yıldan beklentileriniz neler?
2021’e iyi bir başlangıç yaptık. İlk iki ayda herhangi bir sorun yaşamadık. Mart ayı çok daha iyi geçti. Altıncı aydan sonra pandeminin etkisinin azalmaya başlayacağını düşünüyorum. Yeni normale geçilmesiyle beraber esnafın nefes alacağını, yüz yüze eğitimin de kısmen de olsa başlayacağını düşünüyorum.
“SİBER SALDIRILARA YÖNELİK ÜRÜNLERİMİZ VAR”
Doğa Sigorta olarak sizin sektördeki en önemli farkınız nedir?
Yangın ve konut sigortalarından, otomobil ve sağlık sigortalarına kadar birçok ürünümüz var. Ferdi kaza ve nakliyat sigorta seçeneklerimiz de mevcut. Sektörde ürünlerin ismi aynı olsa da içeriğinde farklılıklar olabiliyor. Pandemiden önce en çok konuştuğumuz iki konu vardı. Bunlardan biri iklim değişikliği biri de siber saldırılardı. Siber saldırılara yönelik de ürünlerimiz var. Bu konuda bir banka ile anlaşma yaptık. Banka aracılığı ile yapılan döviz işlemlerinde sistemsel olarak yaşanan sıkıntılarda sigortalının zararını karşılayacak bir ürünümüz var. Para havalesi yapan kişiler de siber saldırılara uğrayabiliyor. Bu tür saldırılarda belli bir limite kadar kişilerin zararını karşılayabiliyoruz. Müşterilerimize bazı poliçeleri ayrı ayrı, bazılarını paket halinde sunuyoruz. Dünyada beklenmedik iklim olayları yaşanmaya başladı. Doğal afetler de büyük hasarlara sebep olabiliyor. Sigorta şirketleri bunlara karşı da ürünler geliştiriyor. Bizler bu afetleri belki engelleyemeyiz ancak kayıplarınızı karşılayabiliriz. İstanbul’da bir deprem olması durumunda sigorta sektörü burada oluşacak zararı karşılayabilecek güçte. Biz de gücümüzü koruyabilmek için kendimizi sürekli güncelliyor ve yeni ürünler oluşturuyoruz. Çıkardığınız bir ürünü müşteriye ulaştırmak ve kullanmasını sağlamak da önemli. Hasar olmasını elbette istemeyiz ama insanların hasarlarını en iyi şekilde karşılayabilmek bize duyulan güvenin artmasını sağlıyor. Salgın hastalık sigortasını da poliçelerine dahil eden ender şirketlerden birisiyiz. Mart ile haziran ayları arası kaskoda bir yıla varan hasarsızlık indirimimiz var. Bu kampanyayı sektörde gerçekleştiren ilk firmayız.