Nedim Bey, siz başarılı doktorluğunuzun yanı sıra motorsiklete olan ilginizle de tanınan bir isimsiniz. Sizdeki bu motorsiklet tutkusu nasıl başladı?
2002 yılından bu yana medikal estetik dalı ile ilgili çalışıyorum. Biz bu sektöre başladığımızda sayımız oldukça az idi. Dolayısıyla kongreden kongreye, ülkeden ülkeye sürekli eğitim peşinde koştum. Açıkçası hiçbir hobiye zaman ayıramadım ama hep içimde bir yerlerde özgürce hareket edebileceğim bir zemin arayışı vardı. Antalya’da yaşadığım yıllarda su sporları ve yelken ile ilgileniyordum zaman buldukça, ama motor hep kafamın bir kenarında oldu. Uzun yıllar cesaret edemedim. Geçmişte yaşadığım acı bir trafik kazasının da etkisiyle hep uzaktan gıpta ile baktım motorsiklet kullananlara. 2019 yılının sonlarında bir cesaret ile ilk motorsikletimi satın aldım. Hem acemilikten hem de bahsettiğim çekinceden dolayı; ben bundan düşmem nasıl olsa diyerek o dönemde yeni piyasaya sunulan 4 tekerli çok güzel bir makina aldım. Bisiklete bile doğru dürüst binmediğim için konunun uzmanlarından dersler aldım. Tam binmeye başlamıştım ki bazı sağlık sorunları yaşadım, ardından pandemi başladı. Yasaklar derken nerdeyse bir yıl motorculuk işi kaldı. Pandemide birtakım sosyal hayata, kişisel gelişim süreçlerine dair dersler aldım ve pandemi biterse uygulamak üzere radikal kararlar aldım (bir ara bitmeyecek gibi hissettim). Yoğun çalışma temposunu, iş ortaklığımı vs. bırakıp daha sakin, daha kendime zaman ayıracak bir yaşam düzeni kuracağım sözünü verdim kendime. Ardından ağır bir Covid geçirdim. Bu defa yaşarsam kesin aldığım kararları uygulayacağım sözü verdim. İyileşir iyileşmez de tekrar motorsiklete binmeye başladım, daha korkusuz, daha istekli olarak.
‘İSTANBUL’DA TRAFİKTE ARTIK PEK ZAMAN HARCAMIYORUM İKİ TEKERİN ÖZGÜRLÜĞÜ SAYESİNDE’
Motorsiklet aşkı hayatınıza neler kattı?
Net olarak söyleyebilirim ki en değerli varlığımız olan ama bir türlü anlayamadığımız zamanın değerini anladım. Artık boşa geçecek bir dakika bile zamanım yok. Dolayısıyla İstanbul’da trafikte artık pek zaman harcamıyorum iki tekerin özgürlüğü sayesinde. Motorsiklet kullanırken trafik koşulları gereği 2-3 kez daha dikkatli olmak durumu nedeniyle sanki algılarım açıldı. Normalde yolda giderken görmediğim pek çok şeyi görüyorum artık. Sonra hiç tanımadığınız, bir daha da muhtemelen göremeyeceğiniz diğer motorcularla selamlaşmaya, duraklamalarda sohbete başladığımı fark ettim. Yani bireysel bir keyif ve hobi sizi sosyalleştiriyor. Tabii ki mesleği motor kullanmak olan kişilerin durumu muhtemelen farklıdır. Benimkisi 50 yaşından sonra gelen hobinin aşka dönüşmesi sadece. Bir de net olarak söyleyebilirim ki aidiyet duygusu gelişiyor ve tüm motorcularla aynı takımda olduğunuzu hissediyorsunuz
Motosiklet sürerken hiç unutamadığınız bir anınız oldu mu?
İlk motorumun dört tekerli olduğunu söylemiştim. Kolay olduğunu düşündüğüm ama çok zorlandığım bir motordu. Çok dikkat çekiyordu ama bu şekilde havalı havalı giderken Fulya Darphane yokuşunda düştüm sonra da motoru kaldıramadım. Çevredeki insanların yardımı ile kenara çektim. Hiçbir hasar yoktu ama tekrar binmeye cesaret edemedim. Çekici çağırarak eve dönmüştüm, karizma yerlerde idi.
Bu zamana kadar hangi motorsikletleri kullandınız? Şu an hangi motosiklet modelini kullanmaktasınız?
İlk olarak Qooder almıştım. Dört tekerli kullanması kolaydır bu deyip aldığım motor. Sürmesi çok keyifli ama hem oldukça büyük olduğu için trafikte araba modunda seyir yapıyordum. Hani o ünlü motorcu deyişi vardır ya, ‘aralardan derelerden geçmek’ öyle bir şansı yok Qooder motosikletin. Sonra kısa bir dönem Ducati Scrambler kullandım. Deli fişek bir motordu, benim gibi acemiye fazla olan bir makinaydı. En son İstanbul trafiğinin bana göre çözümü olan scooter motor aldım. Her yere girip çıkabildiğim, hafif kolay kontrol edilen bir motorsiklet scooter serileri. Az benzin tüketen, benzinlikte depoyu fulleyelim derken rakamsal ürperme yaşamadığınız bir motor türüdür.
Bu tutkunuzla ilgili olarak ilerleyen süreçlerde bir hayaliniz ya da hedefiniz var mı?
Motorsikletin getirdiği özgürlük hissi gelişiyor tabii ki. Biraz daha büyük Enduro diye tabir edilen bir motor daha alıp uzun yollara, başka şehirlere, ülkelere gidesim var. Ayrıca karavana karşı bir ilgim vardı zaten şimdi hedef halinde. Bir karavan ve üstüne yükleyebileceğim bir motorsiklet sahibi olup ülkemizin ve dünyanın güzel yerlerini gezmeyi hayal ediyorum.
İnstagram: drnedimbudakoglu