Deniz turizmine yaptığı yatırımlar, lüks yat ve tekne sektöründe sunduğu hizmetler ile başarısı her daim konuşulan DenDen Denizcilik A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Köseoğlu, örnek aile yaşantısıyla da ön plana çıkan bir isim. İlk görüşte âşık olduğu Gülcan Köseoğlu ile güzel bir arkadaşlık ile başlayan ilişkilerini zamanla evlilikle taçlandıran ünlü iş adamı “Gülcan benim gurur ve mutluluk kaynağım.” diyor. 22 yıldır çalıştığı hemşirelik mesleğinden ayrılarak DenDen Denizcilik bünyesine katılan ve attığı bu adımla yaşamında yeni bir sayfa açan Gülcan Köseoğlu ise “Dünyaya bir daha gelsek tereddütsüz bir şekilde yine birbirimizi bulurduk.” diyerek duygularını ifade ediyor. Birbirlerine her zaman destek olmayı ve hoşgörüyü prensip edinen bir çift olan Tamer Köseoğlu ve Gülcan Köseoğlu ile mutlu birlikteliklerinin sırrını Klass okurları için konuştuk.
20 yılı aşkın bir süre mutlu bir birliktelik sürdürüyorsunuz. İki oğlunuz ile mutlu bir aile yaşantısı sürdürüyorsunuz. Bize öncelikle aşkınızın nasıl başladığını anlatabilir misiniz?
GÜLCAN KÖSEOĞLU: 1992 yılında Sağlık Meslek Lisesi’nden mezun oldum. İlk atamam Kastamonu’nun Cide ilçesine oldu. Cide Devlet Hastanesinde hemşire olarak göreve başlamıştım. Tamer Bey ile de orada tanıştık. Güzel bir arkadaşlık sonrasında güzel bir ilişkimiz oldu. Tamer Bey benim kalbimi kazanmak için çok uğraştı. Hastanedeki bütün ihalelere katıldı, bana çiçekler gönderdi. En sonunda aklımı aldı ve kalbimi kazandı. 1997 yılında evlendik ve İstanbul’da yaşamaya başladık. İki çocuğumuz oldu. Biri Berat Berkay Köseoğlu,21 yaşında. Diğeri de Eray Eymen Köseoğlu, o da 14 yaşında. Mesleğimde tam 22 yıl çalıştıktan sonra Tamer Bey bana “Benim de sana ihtiyacım var, gel beraber çalışalım.” dedi. Yaklaşık dört yıl önce tüm haklarım saklı bırakarak hemşirelikten ayrıldım. Böylece sağlık sektöründen turizm sektörüne geçmiş yapmış oldum ve benim için tamamen farklı bir süreç başladı. Bu mesleğe adım atmamla birlikte hayatım ve düşüncelerim değişti. Benim için çok güzel bir tecrübe oldu. Tamer Bey genelde Tuzla’da tekne üretimi ile uğraşırken ben zamanımı ofiste geçiriyorum.
TAMER KÖSEOĞLU: Gülcan Hanım o zaman hastanede çalışıyordu. Ailemizin Cide’de ekmek fırını vardı. Ben de Gülcan Hanım orada çalıştığı için hastanenin ekmek ihalesini almak için epey mücadele verdim. Sonuçta başardım ve böylece Gülcan Hanımı daha sık görme imkânım oldu. Dünyaya bir daha gelsem yine Gülcan Hanım ile evlenirim. O benim gurur ve mutluluk kaynağım.
“EŞİMİN SAYESİNDE BURALARA GELDİK”
Tamer Bey, Denden Denizciliği kurma sürecinizi anlatabilir misiniz? İş hayatındaki başarınızda ailenizin payı ne oldu?
T.K: Biz çekirdek bir aileyiz. Eşimin sayesinde buralara geldik. Ben evliliğimizin ilk yıllarında kaptanlık yapıyordum. Belli bir süre sonra kaptanlığı bırakıp kendi işimi kurmaya karar verdim. Denden 1 adında bir tekne aldım. Tekneyi aldığım arkadaşımızın küçük bir kızı vardı. İsmi Deniz’di. İsmi sorulduğunda Deniz diyemediği için denden diyordu. Bana “Teknenin ismini denden koyabilir misin?” dedi. Bu ricasını kırmayarak teknenin adını denden koydum. O gün bugündür bu isim bize uğurlu geliyor. Bütün riskleri göze alarak bu tekneyi aldım. İşletmeye başladıktan 6 ay sonra ikinci tekneyi aldım. Üçüncüsü, dördüncüsü derken çok güzel bir filo oluştu. İşinizi iyi yapıyorsanız ve haklı kazanç elde ediyorsanız Allah da size yardım ediyor. Biz daima büyüklerimizin bize verdiği nasihatleri uygulamaya çalıştık. 22 yıldır annem ve babamla birlikte yaşıyorum. Çocuklarımıza da bu kültürü aşılamaya çalışıyoruz. Çok şükür ki işlerimizde de başarılı olduk. Büyükada ve Kınalıada’da iki tane deniz ambulansımız var. Şu anda Tuzla’da yapım aşamasında olan 32 metrelik bir teknemiz var. Onu önümüzdeki yaz yüzdürmeyi düşünüyoruz.
“AŞKIMIZ, SEVGİMİZ HİÇBİR ZAMAN BİTMEDİ”
Çocuk sahibi olduktan sonra hayatınızda neler değişti?
G.K: Tamer Bey beni hiçbir zaman yalnız bırakmadı. Bana her zaman destek oldu. Annesi de bana her konuda çok yardımcı oldu. Anne olmanın acemiliğinden dolayı ilk çocukta epey zorlu bir süreç geçirdim. Çok şükür ki bunu beraber aştık. İkinci çocukla daha bilinçli bir şekilde hareket ettik. Aşkımız, sevgimiz hiçbir zaman bitmedi. İlk gün nasılsa halen o şekilde devam ediyor. Dünyaya bir daha gelsek tereddütsüz bir şekilde yine birbirimizi bulurduk.
TAMER KÖSEOĞLU: Gülcan Hanım ilk çocuğumuza hamileyken Şişli Etfal’de Kadın Doğum Kliniği’nde çalışıyordu. Altıncı ayında sancıları başlayınca kendi çalıştığı servise kendisi yatmak zorunda kaldı. Eymen 8 aylıkken doğdu, büyük oğlumuz da öyle. Tabii ki çocuk sahibi olmak bambaşka bir duygu. Mutluluğumuzun pekişmesi için bir çocuğumuzun olmasını istedik. Çocuğunuz doğunca hayata bambaşka bir şekilde bakmaya başlıyorsunuz. Çocuk olmadan bunu anlayamıyorsunuz. Evlilik çocukla beraber evlilik oluyor. İkinci çocukta da aynı duyguyu hissettik. İki tane pırıl pırıl, iyi evlat yetiştirdiğimizi düşünüyorum. İkisi de çok saygılı. Tabii ki burada Gülcan Hanım’ın emeği daha fazla. Her girdiğimiz ortamda onlardan dolayı takdir ediliyoruz.
Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Şubat sayısında...