Emine Melda Yeter : “Başarıya İnanılmayan Yolların Sonu Hep Hüsrandır”

Emine Melda Yeter : “Başarıya İnanılmayan Yolların Sonu Hep Hüsrandır” Emine Melda Yeter : “Başarıya İnanılmayan Yolların Sonu Hep Hüsrandır”

Amik Çırçır Prese Yönetim Kurulu Üyesi Emine Melda Yeter, İş Hayatındaki Başarı Sırlarını Ve Sosyal Yaşantısını Klass’a Anlattı Amik Çırçır Prese Yönetim Kurulu Üyesi Emine Melda Yeter, iş hayatındaki başarısıyla ön plana çıkan bir isim. Yıllardır iş dünyasında bulunan kardeşleri ile birlikte aile şirketlerini yöneten Emine Melda Yeter, iş hayatı serüveninden, aile ve özel hayatına kadar hemcinsleri için adeta idol bir kişilik. Başarının anahtarını çok çalışmak, güvene dayalı ilişkiler kurmak, yeni hedefler belirlemek ve yenilikleri uygulamak olarak tanımlayan başarılı iş kadını, milletin refahını artırmayı da en büyük amaçlarından biri olarak görüyor. Genç yaşta başarmanın mutluluğunu yaşayan Yeter, sorumlulukların bilincinde olunması gerektiğini vurgulayarak yönetici koltuğunun rehavetine kapılmadan çalışmanın önemini belirtiyor. Sosyal sorumluluk projelerinde yer alarak ihtiyaç sahiplerine destek olmanın öneminden bahseden Yeter, daha çok iş insanının bu konuda duyarlı olması gerektiğini düşünüyor. Sosyal yaşantısında spor yapmaktan, yüzmekten ve jimnastik yapmaktan büyük keyif aldığını ifade eden başarılı iş kadını, aile gezilerinden, yeni yerler keşfetmekten, farklı kültür ve lezzetleri denemekten büyük keyif aldığını söylüyor. Amik Çırçır Prese Yönetim Kurulu Üyesi Emine Melda Yeter ile iş hayatındaki başarı sırlarını, sosyal yaşantısını ve gençlere tavsiyelerini Klass okurları için konuştuk.  


Melda Hanım, çok genç yaşta iş dünyası ile tanıştınız, bize kendinizden bahseder misiniz?
İş dünyasına üniversiteyi bitirdikten sonra atıldım. Çok genç yaşta iş hayatına atılmamın artıları benim için çok fazla. Çünkü genç yaşımda aldığım sorumluluklar beni tez zamanda olgunlaştırıp inşa etmek istediğim hayatı bana sundu. Şirketimizi çok daha iyi yerlere taşıyıp büyütmek için hepimiz büyük fedakârlıklar yaptık. Şimdi hem yurt içinde hem de yurt dışında faaliyet gösteren şirketlerimiz var. Bizim için en önemlisi de bu şirketlerde çalışıp akşam evine sıcak ekmek götüren çalışanlarımızın memnuniyetidir.
‘HER ZAMAN YENİ
HEDEFLERİM VARDIR’

Sizce başarının anahtarı nedir?
Milletimize çok daha fazla istihdam sağlayarak, onların refah düzeylerini yükseltmek. Çünkü ancak refah düzeyi yüksek bir millet mutlu olabilir. Ve mutlu insanlar ancak gelecek nesillere sağlıklı bir yol haritası çizebilir. Çok çalışmak öncelikli prensibimdir. Titiz ve detaycı kişiliğim her zaman kontrolün elimde olmasını istememe neden oluyor. İş hayatımda güvene dayalı ilişkiler kurarım. Karşımdaki kişilerin de menfaatlerini düşünerek çalışırım. Her zaman yeni hedeflerim vardır. Bu beni heyecanlandırır. Yenilikleri takip edip; kendi şirketlerimde bu yenilikleri uygulamayı severim.

Peki, özel hayatınız?
Spor yapmak en büyük hobimdir. Yüzerim, jimnastik yaparım. Ne yazık ki eve iş getirenlerdenim. Evde de boş vakitlerimde çalışırım. Ancak ailece çıktığımız geziler; benim en keyif aldığım zamanlardır. Her zaman yeni yerler görmeyi ve yeni lezzetler, yeni kültürler keşfetmeyi severim. Dost toplantılarını severim. Dostlarla geçirilen vakit, dolu vakittir benim için. Gittiğim yerlerin yöresel lezzetlerini denemeden asla dönmem. Aynı zamanda o yörelerin tarihi yapılarını, popüler restoran ve beachleri de ziyaret etmeye çalışırım. Tatil benim için tam olarak deşarj olmaktır. Ne tamamen dinlenmek ne de tamamen gezip eğlenmek. En sevdiğim tatil şekli gezmek, yeni yerler keşfetmek, eğlenmek ve aynı zamanda tabii ki biraz da dinlenmek…

‘YÖNETİCİ KOLTUĞUNUN REHAVETİNE KAPILIP SORUMLULUKLARINIZI YERİNE GETİRMEZSENİZ DİBE ÇÖKERSİNİZ’
İş dünyasında yer almak nasıl bir duygu?
Öncelikle şöyle; duygularıma klasik bir cevapla dem vurmak istiyorum ‘çok güzel bir duygu’. Genç yaşta emek vererek bir şeyler başarmanın mutluluğu paha biçilemez. Ama tabii bunun getirdiği sorumluluklarda var. Yönetici koltuğunun rehavetine kapılıp sorumluluklarınızı yerine getirmezseniz dibe çökersiniz. Ben bunu hiçbir zaman yapmadım. Sorumluluklarımın daima bilincinde oldum. Bulunduğum mevkiye emek vererek geldiğim gibi o emeklerimi zayi etmemem gerektiğinin de bilincinde oldum.

İş hayatında kadın olmak zor mu?
Kadın önce kendine samimi ve dürüsttür. Kendini tüm hatalarıyla, yenilgileriyle, zayıflıklarıyla kabul eder, saygı duyar, sever, sahiplenir. Kendine bakar, yaralarını iyileştirir. Empati yapar, değer verir, topluma duyarlıdır. Kendini yeniler, önyargılı değildir, eşitlikçidir. İnsanı, hayvanı, doğayı sever, bu sevgiyle ruhunu besler, geliştirir. İyi insan olmanın en başında güler yüz geliyor ve onlar sizin iyi niyetli olduğunuzu gördüğünde onlar da size aynı şekilde yaklaşıyorlar. Dolayısıyla ben çok fazla zorluk yaşadığımı söyleyemem. Kolaylıklar açısından da şöyle bir şey var, insanlar size daha nazik yaklaşıyorlar, tek başına gezen bir iş kadınıysanız. Tabii ki farklı yaklaşımlarda bulunmak isteyenler de olabilir mutlaka ama o tamamen sizin de koyacağınız sınırlarla alakalı bir şey.

‘GÖNÜLLÜ OLARAK YER ALDIĞIM BİRÇOK YARDIM VE STK KURULUŞLARI VAR’
İşinizden arta kalan zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Genelde sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyorum. Gönüllü olarak yer aldığım birçok yardım ve STK kuruluşları var. İhtiyaç sahipleri vatandaşlarımıza el uzatıp yaralarına bir nebze olsun derman olmaya çaba gösteriyorum. Bu da insani görevimizi yaptığımız için kendimizi iyi hissetmemize vesile oluyor. Keşke bu konuda iş insanlarımız veya maddi durumu iyi olan insanlarımız daha çok duyarlı olsalar da çok daha fazla insana el uzatabilsek.

Sizi örnek almak isteyenlere ne gibi
tavsiye verebilirsiniz?

İş hayatlarına atılmadan önce mutlaka okullarını bitirsinler. Üniversite kimliği edindikten sonra yeteneklerine göre iş alanlarını ve hedeflerini belirleyip o doğrultuda yürüsünler. Her şeyden önce inançlı olsunlar. Başarıya inanılmayan yolların sonu hep hüsrandır. İnanıp çabaladıktan sonra başarı kaçınılmaz olur zaten.