Enerjinin Yüksek Olması Ruhu Güzelleştirir, Güzel Ruh İse Bedeni Güzelleştirir

Enerjinin Yüksek Olması Ruhu Güzelleştirir, Güzel Ruh İse Bedeni Güzelleştirir Enerjinin Yüksek Olması Ruhu Güzelleştirir, Güzel Ruh İse Bedeni Güzelleştirir

Psikolog ve Psiko-Enerji Terapisti Romina Gasımzade, Ruh-Zihin-Beden üçlüsünün önemini Klass’a anlattı..

İnsan vücudunun temeli psikolojidir. çünkü hastalık ilk önce zihinde başlar, sonra ruhu etkiler, ruh da bedeni etkiler. Psikolog ve Psiko-Enerji Terapisti Romina Gasımzade, Ro-Sa Life Style kliniğinde kişilerin psikolojik problemlerine çözüm ortağı olarak onları sağlıklı zihin ve beden yolculuğuna çıkartıyor. Kişiyi doğru enerji ile doğru psikolojiye kavuşturmanın ruhu güzelleştirdiğini ve bunlar için kişilerin doğru yönlendirilmesi gerektiğini belirten Romina Gasımzade, ruh-zihin-beden üçlüsünün önemini ve Ro-Sa Life Style kliniklerinde verdikleri hizmetlerini Klass’a anlattı.

 

“Ben burada insanların ruhunu doyurmaya çalışıyorum. önce ruhun içindeki mutluluk alanını ve kişinin enerjisini keşfetmeye çalışıyorum. çalıştığım her kişide farklı enerjiler görebiliyorum. Beyin hücrelerinin (dopamin, endorfin) gerçekten yenilendiğini fark edebiliyorum. Bunlar çalışmaya başlayınca da kişinin enerjisi inanılmaz yükselmeye başlıyor. Eğer enerjimiz düşükse negatiflikler bize bulaşır ama enerjimiz yüksekse bizden uzak olur. Enerjinin yüksek olması ruhu güzelleştirir, güzel ruh bedeni güzelleştirir.”

“Şüphe bedenimiz için en tehlikeli durumlardan bir tanesidir. çünkü bu beyinde bir sürü mekanizmayı bozuyor. Bununla beraber takıntılar oluşuyor. Şüphenin olduğu yerde hiçbir zaman güven yoktur. Güven yoksa huzur yoktur. Beynimiz birbirini tamamlayan kodlardan oluşur.”

Romina Hanım, kliniğinizde danışanlarınıza ruhsal ve kişisel gelişim alanlarında destek oluyorsunuz. öncelikle kötü bir psikolojik ruh hali insanın vücudunu nasıl etkiliyor ve tedavi yöntemleri nasıl oluyor, sizden bunları öğrenebilir miyiz?

İnsan vücudunda en temel şey psikolojidir. çünkü her şey öncelikle ruhta başlıyor. Ruhta başladığı için de eğer burada bir sorun yaşıyorsak tamamıyla bu bizim vücudumuzu ve dış görüntümüzü etkiliyor. çünkü hastalık ilk önce zihinde başlar, sonra ruhu etkiler, ruh da bedeni etkiler. Yani ruh-zihin-beden olarak buna kutsal üçlü diyoruz.

 

“BOĞAZINDAN SüREKLİ ŞİKAYET EDEN KİŞİLER ASLINDA RUHUNA BAKTIKLARI ZAMAN KENDİNİ GüVENDE HİSSETMEYEN KİŞİLERDİR”

Psikolojik düzeltmelerin yapılmasının bedenle nasıl bir bağlantısı var?

İnsanların yanlış beslenmeleri, yanlış düşünceleri vücutta tıkanıklıklar oluşturuyor. Detoks ile vücutta oluşan tıkanıklıkları arındırıyoruz. Bunun yanında ruhun da bir bedeni var. Ruhun bedeni direkt hormonal bezlerinin üzerine yerleşiyor. Buradaki çalışmalar psikolojik olarak engellendiği zaman dolaşım sistemi de bozuluyor. Dolaşım sistemi bozulduğu zaman bu sefer vücuttaki bölgelerde hastalıklar başlıyor. Mesela boğazımız çok sık ağrıyorsa ruhumuzun üstündeki hastalık tiroit bezinin üstüne yerleşmiş demektir. Tiroit bezine ruhumuzun 5’inci merkezi diyoruz. Bu da bize huzuru, kendimizi ifade edebilme, güven enerjisini ifade ediyor. Hastalıklar beden ile kendini çok fazla tamamlıyor. Mesela güven konusu insan için çok önemli. Şüphe bedenimiz için en tehlikeli durumlardan bir tanesidir. çünkü bu beyinde bir sürü mekanizmayı bozuyor. Bununla beraber takıntılar oluşuyor. Şüphenin olduğu yerde hiçbir zaman güven yoktur. Güven yoksa huzur yoktur. Beynimiz birbirini tamamlayan kodlardan oluşur. Bu da tiroit bezlerinin üstünde oluşuyor. Boğazından sürekli şikayet eden kişiler aslında ruhuna baktıkları zaman kendini güvende hissetmeyen kişilerdir. Dediğim gibi sorun ilk başta ruhta başlıyor. Her şeyi ilk önce zihinde kuruyoruz. Ve bu kurgu da ruhu etkiliyor. Ama ruhun temelinde özgürleşmek vardır. Aslında ruh bedende hiçbir zaman durmuyor, sürekli gezmeyi seviyor. Sadece zihindeki problemler ruhu bedende tutabiliyor. Panik atak dediğimiz durum ruhun bedende sıkışmış halidir. Ruhu güçlendirip onu özgürlüğe kavuşturduğun zaman panik atak adında bir hastalık ortada kalmıyor. çünkü bu tamamıyla kendi bedenimizdeki ruhu zapt etmemizdir. Beden, zihin ve beyin dünyaya aittir. Ama ruh dünyaya ait değil. Bir zihin doldurduğumuz zaman o yer çekimine doğru gidiyor. Yaşlanmanın da en büyük sebebi yere doğru yaklaşmaktır, yer çekimidir. Depresyonun tanımı yere yaklaşmaktır.

 

Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Temmuz sayısında..