Uzun yıllara dayanan estetik alanındaki tecrübelerini Nişantaşı’ndaki yeni ve sıra dışı kliniğinde hizmete sunan Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Op. Dr. Naci çelik, danışanlarının estetik uygulamalarını bütünsel bir şekilde ele alarak gerçekleştiriyor. Dünya trendlerini hem estetik hem de teknolojik olarak yakından takip eden Op. Dr. Naci çelik, eğitimlerini verdiği uygulamaların yanı sıra yeni ve farklı bir uygulama olan J Plasma ile de danışanlarının estetik problemlerini kısa sürede ve minimum ağrı ile gerçekleştirdiğini belirtiyor. İşlemlerini kişinin doğallığını bozmayacak şekilde gerçekleştirebilmenin önemine değinen Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Op. Dr. Naci çelik, kliniğinde verdiği hizmetleri Klass’a anlattı.
“Danışanlarımı bir bütün olarak değerlendiriyorum. Dolayısıyla estetiği ile ilgili problemi olan hastalara istediği işlem dışında ve bazen ona ek olarak başka müdahaleler önerebiliyorum. Bu da hastaları hem süreç boyunca rahatlatıyor hem de sonuçtan daha mutlu olmalarını sağlıyor.”
Naci Bey, uzun bir süredir Anadolu Yakası’nda yer alan kliniklerinizde estetik alanında verdiğiniz hizmetleri şimdi yeni bir adreste Nişantaşı’nda veriyorsunuz. öncelikle sizi tanımak istersek Naci çelik Kimdir?
1995 yılında Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahiye başladım ve 2002 yılında ONEP kliniğine girdim ve estetik cerrahiyle tanıştım. 17 yıldır yoğunlukla estetik cerrahi yapıyorum. Uzun bir süre Anadolu yakasında kendi kliniklerimde çalıştım ve yakın zaman içinde Nişantaşı’ndaki yeni adresimizde Dr. Naci çelik kliniğimizin açılışını yaptık.
“DANIŞANLARIMI BİR BüTüN OLARAK DEĞERLENDİRİYORUM”
Estetik cerrahi son yıllarda tüm dünyada çok popüler ve çok geniş bir alan. Her gün yeni bir ameliyat veya yeni yöntemler duyuyoruz. Sizin özellikle alanında uzman olduğunuzu düşündüğünüz veya uğraştığınız bir alan var mı?
Estetik cerrahi bir bütünü ele alır. Ben yüz estetik cerrahiyim, burun cerrahiyim ya da liposakşın cerrahiyim diyerek kendimi kısıtlamaya hakkım yok. Danışanlarımı bir bütün olarak değerlendiriyorum. Bu çeşitlilik bana daha çok hareket alanı veriyor. Dolayısıyla estetiği ile ilgili problemi olan hastalara istediği işlem dışında ve bazen ona ek olarak başka müdahaleler önerebiliyorum. Bu da hastaları hem süreç boyunca rahatlatıyor hem de sonuçtan daha mutlu olmalarını sağlıyor.
“BEN BAZI YöNTEMLERİN TüRKİYE’DE VE DüNYADA DA EĞİTİMCİSİYİM.”
Sizi ön plana çıkartan özellikleriniz nelerdir?
Ben bazı yöntemlerin Türkiye’de ve dünyada da eğitimcisiyim. Mesela Fransız Askı’nın eğitimlerini veriyorum. Fransız Askı Yöntemi ile yüz germe işlemindeki gibi hemen hemen aynı sonucu elde edebiliyorsunuz. Sadece yüz germe operasyonu gibi riskleri olmuyor. Yüz germenin risklerini çok çok azaltıyorsunuz. Kesiler çok daha düşük tutulabiliyor. Hastalarda çok daha az iz kalabiliyor. Bu iyileşme süreci açısından çok önemli. Bu uygulama bilinen ip askı yöntemleriyle hiç benzerliği olmayan bir uygulama. Burada doğallığı yakalamak da önemli bir husus. Baktığınız zaman şimdi yapılan uygulamalar doğallıktan çok uzak gibi. Bunlar problemli ameliyatlardır. Ben popo büyütme ameliyatları da çok yapıyorum ama bunların dozunu mantıklı miktarlarda ayarlamak gerekir. Gelen hastanın kalçasına 200-250 cc protez koyunca belki de çok güzel bir görüntü yakalayabilecekken gelen kişi bazen 1000 cc isteyebiliyor. Ben bu şekilde kişiye yakışmayacak durumları kabul etmiyorum. Yine hastalar elinde birtakım fotoğraflar ile bize geliyorlar. Ama bu görüntü o kişiye yakışmayacak bir görüntü oluyor. Ben yine bunları kabul etmiyorum. Estetik uygulamalarımı kişinin doğal görüntüsünü bozmayacak şekilde gerçekleştirmek istiyorum. Yaptığım iş önce beni tatmin etmeli. Kişinin istediğini değil vücudunun olması gerektiği ameliyatı yapıyorum.
Röportaj: Erdi Kartal
Fotoğraflar: Mert Can Alşahin
Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Nisan sayısında..