Estetik, plastik cerrahi ve ortopedi sektöründe rejeneratif ürünlerin Türkiye’de satışını gerçekleştirerek çalışmalarına başlayan Global Biyomedikal, yeni bir oluşumla hayata geçirdiği G CELL markası ile yüzde yüz yerli üretimin yeni temsilcileri arasında yer alıyor. Yerli marka olarak sektörlerindeki deneyimlerin üstüne koyarak bilinenlerin üstünde bir kalite ile ürünlerini hazırladıklarını belirten Global Biyomedikal CEO’su Seyithan Hökenek, markalarının ve ürünlerinin özelliklerini Klass’a anlattı.
“G CELL markası altında sadece bir üründen hem ülkemize hem de dünyadaki diğer ülkelerin ihtiyaçlarına cevap verebilecek hale geldik. Hedefimiz 24 milyon dolarlık ithalatın tamamını Türkiye’de bırakmak”
“Saç tedavisinde kullandığımız markamız “G CELL Otolog Doku Süspansiyonu”. Hastaların saç dökülmeleri varsa bu tedavi sayesinde saç dökülmesini durdurabiliyoruz. Seyrek veya zayıf saçları varsa bunları güçlendirip daha gür ve daha sık saçlara sahip olmalarını sağlayabiliyoruz.”
Seyithan Bey, Global Biyomedikal olarak Türkiye’ye çok özel ve çok farklı ürünler getiriyorsunuz. Aynı zamanda da yeni yatırımlarınız da söz konusu. öncelikle sizin firmanızın özelliği ve farkları nelerdir?
Medikal firmalar Türkiye’de genelde daha çok invaziv tedavilerde etkili olacak ürünler getirirler. Bunlar plak, vida, protez gibi ürünlerdir. Ancak biz Global Biyomedikal olarak kurulduğumuzdan bu yana sadece biyolojik ve rejeneratif ürünler getirmeye gayret ettik. Estetik sektöründe, plastik cerrahi sektöründe, ortopedi sektöründe rejeneratif ürünler olan PRP, mezenkimal kemik iliğinden kök hücreleri, yara bakımı ve saç tedavisi ürünleriyle geniş bir kitleye hitap ederek hem firmamızı hem de ithal ettiğimiz ürünleri Türkiye’de güzel bir şekilde temsil etmeye çalıştık. Ancak bundan sonra bugüne kadar ithal ettiğimiz ürünlerin yanında ülkemize bir şey kazandırmak ve kendi markamızı oluşturmak istedik. çünkü ithal ederken Türkiye’den çok para yurt dışına çıkmış oluyordu. Bir Türk markasını dünyada temsil etmek isteğiyle bu yola çıktık. O yüzden G CELL markasını oluşturduk. Bu markanın altında birkaç tane ürün ürettik. %100 olarak her şeyini Türkiye’de üretiyoruz. Bu marka ile hareket ederek biyomedikal sektöründe ihtiyacın olduğu her yerde olmaya gayret göstereceğiz.
“YERLİ MARKA OLARAK DİĞER üRüNLERDEN üSTüN öZELLİKLERİMİZİN OLDUĞUNU DüŞüNüYORUZ”
G CELL’deki ürünlerin özelliklerinden bahsedebilir misiniz?
G CELL’deki “G” aslında Global kelimesini temsil ediyor. Hücresel ürünler yaptığımız için de yanına “CELL” ekledik. Bu isimle sadece rejenaratif ürünler adı altında üreteceğimiz ürünlere yoğunlaşacağız. Bizim istatistik kurumu ile yaptığımız bir çalışmada ortopedi sektöründe eklem için enjeksiyonlarda Türkiye’nin her sene yaklaşık 24 milyon dolarlık bir kaybı olduğunu gördük. Yani bu tek bir ürün için Türkiye’deki medikal firmaları olarak 24 milyon dolarlık bir ürün ithal ettiğimizi gösteriyor. Biz de piyasadaki bu ihtiyacı öncelik alarak yağ dokusundan kök hücre enjeksiyonu adında bir ürün ürettik. Türkiye içerisinde bu 24 milyon doların çok büyük bir payını almayı düşünüyoruz. çünkü yerli marka olarak diğer ürünlerden üstün özelliklerimizin olduğunu düşünüyoruz ve Marmara üniversitesi’nde yaptığımız çalışmalarla da bunu kanıtladık. Uygulama ve pratiklik açısından da ciddi avantajlarımız var. Dolayısı ile G CELL markası altında sadece bir üründen hem ülkemize hem de dünyadaki diğer ülkelerin ihtiyaçlarına cevap verebilecek hale geldik. Hedefimiz 24 milyon dolarlık ithalatın tamamını Türkiye’de bırakmak ama şimdilik büyük bir bölümünü almayı düşünüyoruz. Aynı zamanda G CELL’in saç tedavisi ürünü var. Dünya’da tek bir marka vardı ve bu markaya bir alternatif yoktu. Gerek teknolojik olarak gerekse girişimsel olarak bugüne kadar fazla bir teşebbüste bulunulmamıştı. Biz de bunu Türkiye’ye kazandırmak istedik. özelliklerini de çok iyi bildiğimiz için artı özellikler katarak Türkiye’de o pazarın tamamını almayı hedefliyoruz. Bunu yapacak alt yapımız ve ekibimiz de mevcut. Saç tedavisinde kullandığımız markamız “G CELL Otolog Doku Süspansiyonu”. Hastaların saç dökülmeleri varsa bu tedavi sayesinde saç dökülmesini durdurabiliyoruz. Seyrek veya zayıf saçları varsa bunları güçlendirip daha gür ve daha sık saçlara sahip olmalarını sağlayabiliyoruz. Aynı zamanda ekim yapılması gereken hastalar oluyor. Bu hastalarımızda ekim bazen çok başarılı olamıyor. Saçlar güzel ekilmesine rağmen hastanın ekilen saçlardan ziyade derisinin altında kalmış zayıf hücrelere de ihtiyacı olabiliyor. Bu tedaviyi ekimle kombine olarak da kullanabiliyoruz. Böylece ekimin kalitesini çok ciddi bir biçimde artırıyoruz çünkü ekilen saçların yanında altta kalmış zayıf hücreleri de canlandırıp üste çıkmasını sağlıyoruz. Bu hastalar için yeni saç ama bizim için zaten var olan sadece yüzeye çıkmasını sağladığımız saçlar oluyor. Bir de biz Türkiye’ye foto aktivasyon adında yeni bir teknoloji kazandırdık. Eskiden hastaya bu tarz ürünler uygulandığı zaman hücrelerin aktivasyon süresi yaklaşık 1,5-2 ay olurdu. Ancak biz bunu hastaya uygulamadan önce foto aktivasyon teknolojisi sayesinde ürettiğimiz cihaza bu teknolojiyi entegre ettik ve hastalara artık aktif bir kök hücre veriyoruz. Böylece hastaların iyileşme süreci hızlanıyor aynı zamanda ekilen hücrelerin kalitesi ve kalıcılığı da daha fazla oluyor.
Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Ekim sayısında..