Mustafa Bey, pandemi döneminde HIPP olarak ne gibi zorluklar yaşadınız. Bu süreç sizi nasıl etkiledi?
Pandeminin ekonomik etkilerinin yanında psikolojik ve sosyo-ekonomik etkileri de oldu. İnsanlar evde kaldıkları için çocuklarını kendi imkanları ile besleme fırsatları oldu. Pandeminin biberon formülünden ziyade daha çok ek gıdalar üzerinde olumsuz etkileri oldu. Bütün bunlar aslında genel şartlara baktığınız zaman baş edilebilir şeyler. Planlarınızı buna göre değiştirebilir, bazı şeyleri kısmak zorunda kalırsınız veya revize edersiniz. Fakat özellikle pandemi döneminde Türkiye’de yaşanan ekonomik sıkıntılar başka birtakım sorunları beraberinde getirdi. Üreticilerin ve tüketicilerin satın alma gücü azaldı. Kurların çok fazla değişkenlik göstermesinden dolayı fiyatların dengeye gelmemesi, özellikle ithal ürünlerde sıkıntılar oluşturdu. Biz de bunları her firma gibi fazlasıyla hissettik. Bunu sadece HIPP değil, bütün bebek maması firmaları hissetmiştir.
Peki, bu süreçte firma olarak nasıl bir yol izlediniz? Gelecek dönemle ilgili projelerinizden bahsedebilir misiniz?
Biz son iki yıl içerisinde daha çok işimizi devam ettirebilmek, tedariği sağlamak gibi konulara daha çok konsantre olmak zorunda kaldık. Biz aslında son derece yenilikçi, piyasaya yeni ürünler getiren, yeni bir atmosfer sağlamaya çalışan bir firma olarak biliniyoruz. Yanlış bir zamanda yanlış bir ürün getirmemek adına projelerimizi bir miktar ötelemek zorunda kaldık. Hem bu niyetle öteledik hem de konsantre olmamız gereken başka konular oldu. 2022 yılında hayata geçirmeyi düşündüğümüz anne-bebek kozmetiği tarafında bazı projelerimiz var. Aynı zamanda biberon formülleri tarafında ve diğer ürünlerimiz üzerinde değişiklikler yaptık. Bir ürün grubunu Türkiye’de ürettirmek gibi bir projemiz de var. Ona da yılbaşı itibariyle başlayacağız.
Anne-bebek kozmetiği alanındaki projenizi anlatabilir misiniz?
Tamamen yeni bir ürün grubu ile geliyoruz. Ürünlerimiz görsel olarak değişecek, içerik ve kalite yönünden de daha üst seviyeye çıkacak. Gerçekten premium sınıfına dayanmış bir ürün olarak önümüze çıkacak. Biz yine de annelerin, ebeveynlerin ulaşabileceği bir fiyat yapısıyla en iyi ürünü piyasaya çıkartmayı hedefliyoruz. Bu yıl pandemi döneminde hamile kozmetiğine de başladık. Şu ana kadar Türkiye’ye gelmemiş bir ürün grubuydu. Hamile çatlak kremi ve masaj yağı ile hamile annelerle buluştuk. Hamileyken bizi denesin, anne olunca da kendi bebeğine güvenle kullansın diye bu ürün grubunu çıkardık. Aileye bu şekilde bambaşka bir deneyim yaşatmış oluyoruz.
HIPP markasının çevreye olan duyarlılığı ve bu kapsamdaki çalışmalarında da değinebilir misiniz?
HIPP olarak suda çözünen ve doğaya zarar vermeyen reçeteler kullanıyoruz. Mikroplastikten arındırılmış yüzde 90’ın üzerinde geri dönüşüm oranı olan ambalaj malzemeleriyle birer lansman yapıyoruz. İklim krizinin çok konuşulduğu bir dönemde böyle bir ürün aileler için çok daha kıymetli ve anlamlı olacak. Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için çalışıyoruz. Ambalaj malzemesi içerisinde kullandığımız kaşık gibi yardımcı malzemelerde plastiğin azaltılması, tüm karton ambalajların geri dönüştürülebilir bir şekilde üretilmesi, ambalaj boyutlarının küçültülerek malzemeden kaçınılması gibi birçok detayı tekrar gündeme getiriyoruz.