MC ART Mimarlık Kurucusu Melec Çakmak ve eşi Gayrimenkul sektörünün önde gelen isimlerinden başarılı İş İnsanı Umut Çakmak, Avusturya’da iş hayatlarındaki başarılarıyla ve mimarlık sektöründeki projeleri ile alanının uzman isimlerinden. Çiftin benzer birçok ortak noktası birbirlerine ve işlerine olan bağlılığını arttırırken, deniz yaşamının kendileri için eşsiz bir tutku olduğunu belirtiyorlar. Yaz-kış teknede yaşayabileceklerini, bunun büyük bir huzur ve özgürlük olduğunu ifade eden Çakmak Ailesi ile ev ve iş yaşantılarını, hobilerini ve MC ART Mimarlık’ın 9 Eylül’de gerçekleşecek lansmanının detaylarını Bodrum’da bulunan muhteşem teknelerinde Klass okurları için konuştuk.
Melec Hanım, mimarlık sektörünün önde gelen isimlerindensiniz. Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
M.Ç: Türkiye’de MC ART isimli bir mimarlık ofisim var. Türkiye’deki yetenekli ekibimle birlikte mimari projelendirmeler yapıyoruz. Türkiye ekibim ve Sandi Pirs ile önemli projelere imza attık ve atmaya da devam ediyoruz. Çakmak Ailesi olarak Türkiye’yi çok seviyoruz. Bu yüzden de buradaki yatırım planlarımızı genişletmek istiyoruz.Peki MC ART Mimarlık nasıl kuruldu? Şu anda neler yapıyorsunuz ve hedefleriniz nedir?
MC ART Mimarlık’ı “Gelecek tüketilmez, inşa edilir.” mottosu ile kurdum. İstanbul ve Viyana ofisleri ile Avrupa ve Orta Doğu’da tasarım ve uygulama projeleri sunan bir mimarlık ofisiyiz. 2014 yılından bu yana yaptığımız her işi proje sahiplerinin ve kullanıcının gözünden değerlendirip, onlara en doğru çözümleri sunuyoruz. Proje tasarım ve uygulama konularında son derece yetenekli olan ekibimizle beraber; yaratıcı ve inovatif bakış açısı ile estetik algıya hitap eden, zamansız ve özgün tasarımlar oluşturuyoruz. MC Art Mimarlık olarak misyonumuz; yenilikçi ve konfor sağlayan mekânlar sunarken sürdürülebilir bir yaşam için insana, doğaya ve yaşama saygılı olarak onu korumaktır. En büyük hedefimiz ve vizyonumuz; yaratıcı, ilham verici ve trend belirleyici projeler ile fark yaratan, insana ve çevreye saygılı bir dünya şirketi olmak. Bugün, uzun yıllara dayanan tecrübemizle her projede arzu edilen hizmeti kusursuz bir şekilde yerine getirmenin ve iş ortaklarımıza güven vermenin gururunu yaşıyoruz.
Melec Hanım, peki siz Umut Bey’in hangi özelliklerinden etkilendiniz?
M.Ç: Umut Bey çok detaycı ve titiz. İşine odaklanır ve sonuç alana kadar onu en iyi şekilde yapmaya çalışır. Yaptığı işi layığıyla yapıyor, çok dikkatli, çok özenli bir çalışma prensibine sahip. Ben ise çok hiperaktifim. Umut, tam tersi bir özelliğe sahip olduğu için beni sakinleştiriyor. Her zaman saygı duyar, sorunun büyüklüğüne küçüklüğüne bakmadan çözüm odaklıdır. Vicdani yönü çok yüksektir ve çok çok iyi bir babadır. Aile yaşantısına dikkat eder. Bu kadar güzel özelliklere sahip biri nasıl sevilmez…
M.Ç: Hobilerimiz hep aynı. Deniz yaşamını çok seviyoruz, Gayrimenkul alanında birlikte çözüm üretmek ise vazgeçilmezimiz.Yatırımlarınızı genişleteceğinizi söylediniz. Biraz daha detaylandırır mısınız?
Hali hazırda burada ofisimiz vardı ve projeler üretiyorduk. Ancak artık bu projeleri büyütmek ve ülkemizi gururla temsil etmek istiyoruz. Bu yüzden de 9 Eylül’de büyük bir lansman düzenleyeceğiz, ekibimize dahil etmiş olduğumuz dünyaca ünlü Slovenyalı mimar Sandi Pirs’i Türkiye ile buluşturacağız. Onunla beraber Türkiye’ye çok önemli bir eser kazandırmak istiyoruz. 9 Eylül’ü özellikle seçtim çünkü aynı zamanda benim doğum günüm.Umut Bey, sizi de tanıyabilir miyiz?
Umut Çakmak: Viyana’da gayrimenkul işi yapıyorum. Ben de eşim gibi Türkiye’ye aşık birisiyim. İşlerimden fırsat bulduğum her an Türkiye’ye geliyorum. Şu an Türkiye’de tatildeyiz ancak eşimin büyük lansmanı için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz.Umut Bey,sizi Melec Hanım’ın hangi özellikleri etkiledi?
U.Ç: Melec, güzelliğiyle olduğu kadar zekasıyla da beni derinden etkiledi. Beni etkileyen diğer özellikleri işini tutkuyla yapması ve her alanda bilgi sahibi olması. Araştırmayı çok sever ve detaycı bir karaktere sahip. Bu huyları çok hoşuma gidiyor. Ayrıca özellikle belirtmeliyim ki Melec çok iyi bir anne ve çok iyi bir eş…Melec Hanım, peki siz Umut Bey’in hangi özelliklerinden etkilendiniz?
M.Ç: Umut Bey çok detaycı ve titiz. İşine odaklanır ve sonuç alana kadar onu en iyi şekilde yapmaya çalışır. Yaptığı işi layığıyla yapıyor, çok dikkatli, çok özenli bir çalışma prensibine sahip. Ben ise çok hiperaktifim. Umut, tam tersi bir özelliğe sahip olduğu için beni sakinleştiriyor. Her zaman saygı duyar, sorunun büyüklüğüne küçüklüğüne bakmadan çözüm odaklıdır. Vicdani yönü çok yüksektir ve çok çok iyi bir babadır. Aile yaşantısına dikkat eder. Bu kadar güzel özelliklere sahip biri nasıl sevilmez…
Birlikteyken nelerden keyif almaktan hoşlanırsınız?
U.Ç: Her şeyi birlikte yapıyoruz diyebilirim ve bundan da büyük keyif alıyoruz. Teknede kalırken gece yarıları internetten arsa-ev bakıyoruz ve neler yapabileceğimizi konuşuyoruz. Merak ettiğimiz bir şey gece saat kaç olursa olsun hiç üşenmeden kalkıp gidip bulunduğu yere bakarız.
Deniz ve Tekne tutkunuz nereden geliyor?
U.Ç: İstanbul ve Bodrum’da evimiz var ama biz yaz-kış teknede vakit geçirmeyi tercih ediyoruz. Tekne yaşantısı bize huzur ve mutluluk veriyor. İşimiz ve çocuklarımızın eğitim hayatı Avusturya’da olmasa burada teknede yaşayabiliriz. Teknede olmayı özgür olmak olarak görüyoruz ve bundan keyif alıyoruz.
M.Ç: Denizin enerjisine inanıyoruz. Temmuz’da geliyoruz ve Eylül’de dönüyoruz. Özellikle denize girmek, dalganın sesini duymak sanırım hayattaki en güzel şeylerden biri. Deniz bizi özgür hissettiriyor ve huzur veriyor