Nüket Hanım, 20 yılı aşkın bir süredir medikal estetik hekimi olarak hizmet veriyorsunuz. Öncelikle burada verdiğiniz hizmetlerden genel olarak bahsedebilir misiniz?
Eroğlu Klinik’te estetik ile ilgili akla gelebilecek cerrahi, cerrahi dışı, enjeksiyonal ve lazerli bütün işlemleri başarıyla gerçekleştiriyoruz. Çoğu hekim Avrupa standartlarında hizmet vermekle övünür. Oysa Türkiye’de verilen estetik hizmeti Avrupa standartlarının üzerinde. İstanbul bu konuda çok ileride. Bütün Avrupa bize geliyor. Londra, Milano, Paris gibi birçok metropolden danışanlarımız var.“AVRUPALILAR İSTANBUL’A ÇOK CİDDİ BİR GÜVEN DUYUYORLAR”
Kullandığınız cihazların da Avrupa standartlarının üzerinde olduğunu söyleyebilir miyiz?
Tabir-i caizse biz estetik alanında Ferrari kullanıyorsak, Avrupa at arabası kullanıyor. Biz yağları lazer lipoliz gibi yöntemlerle alırken Avrupa ülkeleri halen liposuction yöntemini uyguluyor. Kullandığımız cihazların arasında en revaçta olanı ise Magellan. Avrupa’da çok nadir yapılan bir uygulama. Biz ise bu uygulamayı çok uzun süredir uyguluyoruz. Hayatını AB vatandaşı olarak devem ettiren Türkler başta olmak üzere Avrupalılar İstanbul’a çok ciddi bir güven duyuyorlar. Amerikan menşeli ve FDA onaylı ürünlerimizi gören kişiler bizi tercih ediyor. Bu durum danışanlarımızın bize olan güvenini artırıyor.
“MAGELLAN, KENDİ KANIMIZDAN ELDE EDİLEN KÖK HÜCRELERDEKİ TROMBOSİT BÜYÜME FAKTÖRLERİYLE GERÇEKLEŞTİRİLEN BİR GENÇLEŞTİRME YÖNTEMİDİR”
Magellan-Vampire Facelift uygulamanızdan söz edebilir misiniz? Bu yöntemin avantajları nelerdir?
Magellan, kendi kanımızdan elde edilen kök hücrelerdeki trombosit büyüme faktörleriyle gerçekleştirilen bir gençleştirme yöntemidir. Bu uygulamayı bizde diğer işlemleri gerçekleştiren bütün danışanlarımıza öneriyoruz. Gençleştirme amacıyla tek başına da uygulayabiliyoruz. Bu tür işlemlerde kişiler kanlarının enfekte olmasından veya kanın başka bir laboratuvara gidip orada çalışılmasından korkar. Magellan’da böyle bir şey kesinlikle söz konusu değil. Magellan kişinin kanıyla yapılan diğer tüm uygulamalardan çok daha güvenli. Bu işlemde 50-60 cc arasında kan alıyoruz. Bu normal bir PRP’nin 15-16 katı. Kişiden aldığımız bu kanı Magellan adını verdiğimiz kapalı sistem santrifüje koyuyoruz. Bu işlem sırasında kan hava ile temas etmiyor ve bekletilmiyor. Kök hücreler beş dakika gibi kısa bir süre içerisinde hazır hale geliyor. Elde ettiğimiz bu kök hücreleri ve trombosit büyüme faktörlerini kişilerin yüz, boyun ve dekolte bölgelerine enjekte ediyoruz.
Magellan kişinin cildinde ne gibi değişikliklere yol açıyor?
Enjeksiyon sırasında Magellan sadece deriyi yenilemiyor. Aynı zamanda derinin altındaki yağda bulunan mezenşimal kök hücrelerinin, cildin altındaki kasın, kıkırdak ve kemik yapının yenilenmesini sağlıyor. Bu da bizim için önemli. Kök hücreleriniz canlılığını yitirmeden, enfeksiyon ve alerji riski indirilerek size enjekte ediliyor.
“GENELDE 28 GÜN DOLMADAN CİLDİN PARLADIĞINI VE GENÇLEŞTİĞİNİ GÖREBİLİYORUZ”
Magellan uygulaması ne kadar sürede etkisini gösteriyor?
Cildin kendisini yenileme süresi 28 gündür. Bundan dolayı her zaman bir ay sonraya kontrol tarihleri veririz. Ancak hasta bu bekleme süresinde botoks, dolgu gibi farklı işlemler de yaptırabilir. Genelde 28 gün dolmadan cildin parladığını ve gençleştiğini görebiliyoruz ve ek uygulamalara gerek kalmıyor. Kişisel fikrime göre Magellan cilt yenileme ve gençleştirme konusunda en başarılı uygulama. Bekleme süresinde bile kişilerin yüzlerdeki sorunlarda çok ciddi düzelmeler görüyoruz. Sadece çevresel faktörlerden kaynaklanan cilt sorunlarında değil aynı zamanda genetik problemleri olan danışanlarımızda da etkili olduğunu ve gözle görülebilir sonuçlar verdiğini rahatlıkla görebiliyoruz.
“MAGELLAN ÇEVRESEL FAKTÖRLERE KARŞI DA BİR BARİYER OLUŞTURUYOR”
Magellan uygulaması ne sıklıkla yapılmalı?
İşlemi yaptırma sıklığı kişiden kişiye değişir. Eğer kişinin amacı sadece cildini gençleştirmek ve yenilemekse senede bir kez yaptırması yeterli olabiliyor. Fakat fazla yıpranmış ve yıl içerisinde güneş ışığına çok fazla maruz kalan ciltlere sahip olan kişilere yaz öncesi ve sonrası olmak üzere iki defa yaptırmayı öneriyoruz. Magellan böylece cildimize zarar verebilecek çevresel faktörlere karşı da bir bariyer oluşturuyor.
Pandemi dönemi ile insanların vampire facelift işlemine eskisinden daha fazla rağbet göstermeye başladığını söyleyebilir miyiz?
Pandemi döneminde uzun süre evde kalmanın getirdiği kaygılarla kişiler doğal destekleyicilere ve yöntemlere yöneldi. Alerji yapmayan, doğal ve etkili prosedürlere eğilim arttı. Magellan doğal bir yöntem olduğu için bu yönü ile çok dikkat çekti ve talep gördü. Magellan cihazıyla kişinin kanından 6-8 milyon trombosit büyüme faktörü elde edebiliyoruz. Bu işlemi hastanın gözünün önünde gerçekleştirmemiz ekstra bir güven sağlıyor. Kısacası Magellan, pandemi sonrasında estetik uygulamaları arasında zirveye yükseldi. Enfeksiyon ya da alerji riski taşımadığı ve yüzde asimetri oluşturmadığı için Vampire facelift erkeklerin de tercihi oldu. Estetik, sağlık ve gençlik tek bir uygulamada buluştu.
İnstagram:genesisbiyomedikal -drnuketeroglu