Hanife-Mehmet Akdağ Çifti 35 Yıllık Mutlu Evliliklerinin Sırrını Klass’a Anlattı

Hanife-Mehmet Akdağ Çifti 35 Yıllık Mutlu Evliliklerinin Sırrını Klass’a Anlattı Hanife-Mehmet Akdağ Çifti 35 Yıllık Mutlu Evliliklerinin Sırrını Klass’a Anlattı

35 yıllık mutlu evliliğimizin sırrı birbirimize olan saygı ve sevgimizdir...

Akdağlar Grup Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akdağ iş dünyasındaki başarılarının yanı sıra eşi Hanife Akdağ ile birlikte 35 yıldır sürdürdüğü mutlu evliliğiyle de çevresine örnek oluyor. Mutlu bir yuvanın sırrının karşılıklı sevgi ve saygıya dayandığını belirten Mehmet-Hanife Akdağ çifti anne ve baba olarak da çocuklarının üzerlerine titriyor. Akdağ çifti onların da kendileri gibi bir evliliğe sahip olabilmeleri için Türk aile yapısından taviz vermemelerini öğütlüyor. Yıllar önce görücü usulüyle aile içinde tanışan çift paylaştıkları her anı dolu dolu yaşıyor. Birlikte çıktıkları seyahatlerle anılarına yenilerini ekleyen Akdağlar, her yıl olduğu gibi bu Sevgililer Günü’nü yurt dışında kutlamayı planlıyor. Uzun yıllara dayanan evliliklerinde birbirlerine karşı ilk günkü sevgi ve saygıyı koruyan Akdağ çifti mutluluklarının sırrını Klass’a anlattı.

 

Mehmet Akdağ: “Eşim Hanife Hanım ile 35 yıllık mutlu evliliğimizin sırrı birbirimize olan saygı ve sevgimizdir. Mutlu bir ilişki için çiftlerin birbirlerine öncelikle saygılı ve sevgili olması gerekiyor.”

 

Hanife Akdağ: “Eşim çok iyi bir babadır. Mehmet Bey için çocuklarımız söz konusu olunca akan sular durur. çok yumuşak kalpli ve çok sevecendir.”

 

Mehmet Akdağ: “Hanife Hanım çok anaçtır, özverili bir annedir. Ayrıca çok duygusaldır. çocuklarının üzerine deyim yerindeyse toz kondurmaz. çok dürüst bir insandır.”

 

Hanife Akdağ: “Evliliğimiz boyunca birlikte çok güzel zamanlar geçirdik. Ancak birlikte çıktığımız seyahatler benim için hep özel olmuştur. çünkü Mehmet Bey seyahatlerde çok rahattır, her şeye ve her yere hemen uyum sağlar.”

 

Hanife Hanım ve Mehmet Bey 35 yıldır sürdürdüğünüz mutlu evliliğinizle çevrenize örnek oluyorsunuz. Sizi görenler yıllar geçmesine rağmen birbirine aşkı, sevgi ve saygısı bitmeyen bir çift olduğunuzu hemen anlayabiliyor. Peki, 35 yıl öncesine dönersek birbirinizle nasıl tanıştığınızı ve evlenme kararı aldığınızı sizin ağzınızdan dinleyebilir miyiz?

Mehmet Akdağ: 19 yaşındayken bir bayram günü rahmetli halam bana “Oğlum gel seni evlendirelim” demişti. O yaşlarda evlilik bana çok uzak geliyordu. Eşim ve ailesi akrabamız oluyor. Ancak Hanife Hanım ile daha önce hiç tanışmamıştım. Hanife Hanım bir gün halama geldiğinde beni de çağırdılar. Onu ilk gördüğüm an çok beğendim. O yıllarda 16 yaşında olan Hanife Hanım ile evlenmeye karar verdim. Hemen söz ve nişan yaptık. Ardından askere gittim. Askerden geldikten dört ay sonra evlendik.

Hanife Akdağ: Hiç unutmam bir gün Mehmet bize geldi. Mehmet’in amcasının hanımı bana dönüp, “Hanife bu çocuk seni görmeye geldi, biliyor musun?” dedi. 16 yaşında bir insan evliliği ne kadar düşünürse ben de o kadar düşünüyordum. Ancak Mehmet Bey’i görünce kendisini beğendim. Sonra çok geçmeden söz ve nişan yaptık. Birbirimizi tanımak için dışarı çıkıp konuşacak bir ortamımız yoktu. Birbirimizi evlendikten sonra tanıdık ve benim için gerçek sevgi evlendikten sonra başladı.

 

“MUTLU BİR İLİŞKİ İçİN çİFTLERİN BİRBİRLERİNE SAYGILI VE SEVGİLİ OLMASI GEREKİYOR”

Yıllara meydan okuyan evliliğiniz oğullarınız Aycan, Sercan ve Batuhan ile şenlendi. Yakın zamanda da hayırlısıyla torununuzu kucağınıza alacaksınız. Gençlere örnek olması açısından mutlu yuvanızın sırlarını bizimle paylaşır mısınız?

M.A. : Eşim Hanife Hanım ile 35 yıllık mutlu evliliğimizin sırrı birbirimize olan saygı ve sevgimizdir. Mutlu bir ilişki için çiftlerin birbirlerine öncelikle saygılı ve sevgili olması gerekiyor. Ayrıca karşı tarafa sevdiğini belli etmek de ilişkinin güzel bir şekilde yaşanması için çok önemli. 35 yıllık evliliğimizde özel günlerimizi hatırlar, o günlerde eşime çiçek alırım. Gençlik yıllarımda çok başarılı olamasam da eşimi kırmamaya, üzmemeye özen gösteririm. İnsan zamanla birbirinin değerini daha iyi anlıyor. Dolayısıyla uzun yıllara dayanan mutlu bir evliliğin özünde karşılıklı sevgi ve saygının yer aldığını söyleyebilirim.

H. A. : Eşimin de belirttiği gibi sevgi ve saygı olmadığında evlilik yürümez. Karadeniz’de kadınlar erkeklere göre biraz daha saygılıdır. Günümüzde ise özellikle genç çiftler ne yazık ki birbirlerine gereken saygıyı göstermiyor. Aynı anda konuşup aynı anda susuyorlar. Bu da evliliklerin kısa sürede bitmesine neden oluyor.

 

Peki, Hanife Hanım’ı sizden dinlemek istesek neler söylersiniz? Hanife Hanım nasıl bir eş ve annedir?

M.A. : Hanife Hanım çok anaçtır, özverili bir annedir. Ayrıca çok duygusaldır. çocuklarının üzerine deyim yerindeyse toz kondurmaz. çok dürüst bir insandır. Yapmacıklıktan hiç hoşlanmaz. İnsan sarrafıdır. Kimden zarar gelebileceğini çok iyi kestirir ve insanlarla arasına ona göre mesafe koyar.

 

“MEHMET BEY İçİN çOCUKLARIMIZ SöZ KONUSU OLUNCA AKAN SULAR DURUR”

Hanife Hanım, eşiniz Mehmet Bey nasıl bir babadır? Nasıl bir eştir?

H.A. : Mehmet Bey, çok iyi bir babadır. Zaman zaman sinirli anları olsa da çocuklarından hiçbir şey esirgemez. Mehmet Bey için çocuklarımız söz konusu olunca akan sular durur. Onlara kıyamaz ve en uç noktadaki isteklerini bile yerine getirir. Evliliğimizin ilk yıllarında biraz sert bir mizacı vardı. Zamanla sert taraflarını törpüledi. Bu açıdan çok yumuşak kalpli bir eşim var. çok sevecendir. Beni kırmamaya çalışır. Hayattaki her şeyi çok önemser. Titiz ve özenlidir. Bu hatta giyiminden de anlaşılır. Her sabah büyük bir özenle hazırlanır işine gider ve bende kendisine “Niye bu kadar özeniyorsun, nikahın mı var diye takılırım?” :) O da bana işine saygısından dolayı özenli giyindiğini söyler. Bana da bir eş olarak gururlanmak düşer. 

 

İş dünyasının önde gelen isimlerinden birisiniz ve yoğun bir çalışma temponuz var. Sosyal sorumluluk projelerinde yer alan eşiniz Hanife Hanım ayrıca çeşitli sanat çalışmalarına da imza atıyor. Peki, birbirinize vakit ayırıp baş başa kaldığınız zamanlarda neler yaparsınız?

M.A. : Eşimle baş başa kaldığımızda genellikle televizyon izleriz. Eski günleri yad ederiz, güncel olaylardan konuşup sohbet ederiz. Zaman zaman çocuklarımızın işteki hatalarını dile getiririm. O zaman Hanife Hanım çocukların tarafını tutar. :)

H.A. : Evliliğimiz boyunca birlikte çok güzel zamanlar geçirdik. Ancak birlikte çıktığımız seyahatler benim için hep özel olmuştur. Mehmet Bey ile gittiğim yerlerde çok keyifli anlar yaşadım. çünkü Mehmet Bey iş dışındaki zamanlarında özellikle de seyahatlerde çok rahattır, her şeye ve her yere hemen uyum sağlar.

 

“çOCUKLARIMIZA TüRK AİLE YAPISINDAN TAVİZ VERMEMELERİNİ öĞüTLüYORUZ”

üç oğlunuz var. Peki, onlara evliliklerinde ve ilişkilerinde mutlu olabilmeleri, huzurlu bir yuvada yaşamlarını sürdürebilmeleri için neler tavsiye ediyorsunuz?

H.A. : Hem kendi çocuklarıma hem de arkadaşlarımın çocuklarına mutlu bir ilişkiye adım atabilmeleri için sevgi ve saygıyı her zaman ön planda tutmalarını tavsiye ediyorum. Bir kadın eşinin eve geleceği saatte bulunduğu ortamdan “Eşim eve gelecek” diyerek kalkmıyorsa ortada büyük bir problem var demektir. üç erkek evladım var. Bir kızımız olsaydı eminim bu şekilde davranmazdı. Eskiden babalar biraz daha sert mizaçlıydı. Günümüzde erkekler hem eş hem de baba olarak biraz daha esnek davranıyorlar. Bence baba eve geldiğinde bir çocuk yattığı yerden doğrulmalı.

M.A. : Tabii şimdiki gençlerle aramızda nesil farkı var. Biz babamızın yanında çocuğumuzu sevemezdik. Babam da bizi çok sevmesine rağmen bunu göstermezdi. Saygı kavramı bizim için daha farklı anlamlar ifade ediyordu. Biz de her ne kadar çocuklarımız farklı bir jenerasyona ait olsalar da onlara ilişkilerinde mutlu olabilmeleri için geleneklerimizden, Türk aile yapısından taviz vermemelerini öğütlüyoruz. Hiçbir evladım bir kez bile karşımda bacak bacak üstüne atarak oturmadı. üzüm üzüme baka baka kararır misali çocuklarımız da bizden örnek alıyorlar.

 

Türk gelenek ve göreneklerine bağlı, kuralları olan bir ailesiniz. örneğin her Salı günü Akdağ ailesinin tüm üyeleri bir araya gelerek keyifli saatler geçiriyor. Düzenlediğiniz bu yemeklerden biraz bahseder misiniz?

H.A. : Oğlumuz Sercan evlendikten sonra her Salı günü düzenlediğimiz aile yemeklerinde bir araya gelmeye başladık. Hep birlikte çok eğlenceli saatler geçirdiğimiz yemekleri çocuklar hafta sonlarını kendileri için ayırıyorlar diye hafta içi düzenlemeye karar verdik. çocuklar gün içerisinde her ne kadar şirkette bir arada olsalar da bu yemekler aile üyelerimizin bir arada zaman geçirmesi açısından çok önemli. çocuklar başlangıçta her Salı düzenlenen yemeklere katılma konusunda yan çizseler de babaları Mehmet Bey’in kararlı tutumu karşısında saygı duydular. Yemeğin olduğu gün herkes programlarını iptal ediyor. Hep birlikte keyifli bir akşam yemeği yediğimiz bu toplantılar sayesinde aile bağlarımız kuvvetleniyor. çünkü bir ailede yer alan üyeler ne kadar çok bir araya gelir ve bir şeyler paylaşırsa o aile o kadar çok birbirine kenetlenir ve sorunlarını daha kolay çözebilir.

 

“SEVGİLİLER GüNü’NDE LOS ANGELES’A GİTMEYİ DüŞüNüYORUZ”

Peki, Akdağ çifti Sevgililer Günü’nü nasıl geçirir? Bu yılki Sevgililer Günü’nü nasıl geçirmeyi planlıyorsunuz?

H.A. : Genellikle eşimle Sevgililer Günü’nde yurt dışına tatile gideriz. Geçen yıl Dubai’ye gittik. Bu Sevgililer Günü’nde Los Angeles’a gitmeyi düşünüyoruz.

M.A. : Eşimin de belirttiği gibi Sevgililer Günü’nde yurt dışına seyahat ediyoruz. Hatta eşimin Mart ayındaki doğum gününü de yurt dışında kutluyoruz. Seyahat etmeye vaktimiz yoksa en azından dışarıda güzel bir akşam yemeği yiyoruz.