Mücevher sektöründe 40 yıllık deneyime sahip olan Storks Mücevher, temel değerler ve meslek aşkı ile büyüyerek yurtiçi ve yurtdışında önemli başarılara imza atmasıyla adından söz ettiriyor. Satışlarını hızla arttırarak 2016 ve 2017 yılında alanında ihracat birincisi olan Storks, yaptığı Ar-Ge çalışmaları ile kendini sürekli yenileyerek müşterilerine trend ve kaliteli ürünleri sunuyor. Yeni hedefleri arasında yurtdışında tanınan önemli bir marka olmak ve müşterilerine daha kolay bir alışveriş yöntemi sunmak istediklerini belirten Storks Mücevher Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Güner, markalarının kuruluş hikayelerini, farklarını ve hedeflerini Klass’a anlattı.
“Yeni ürünler tasarlamak ve sürekli kendimizi geliştirmek adına bünyemizde Ar-Ge bölümümüz mevcut. Artık yeni dünyada hızlı olmayan ve farklı düşünmeyen kazanamayacak. Biz her hafta yeni model çıkartıyoruz ve sürekli satıcılarımıza yenilikler sunuyoruz.”
Ayhan Bey, Storks markası Türkiye ve dünyada çok önemli başarılara imza atmasıyla biliniyor. öncelikle Storks markasının kuruluş hikayesini sizden öğrenebilir miyiz?
Storks markası 1997 yılında kuruldu. İlk olarak Samsun’da ardından Ankara’da mağazaları açıldı. Açılışımıza o zamanlar çok daha ön planda olan Claudia Scaefer gelmişti ve büyük bir dikkat çekmişti. Sonrasında markamız büyüdü ve tüm Türkiye’ye yayıldı. 1997’de ilk televizyon reklamlarımızı verdik. O zamanlar mücevher sektöründe televizyon reklamı olarak bir algı yoktu ama bunu ilk olarak biz yaptık. Zaman içerisinde bulunduğumuz gruptan ayrıldık ve Storks’u kendi ekibimizle yönetmeye başladık. Sektörde 40 yıllık tecrübemiz var ve Storks adı ile Türkiye’nin ilk mücevher markasıyız.
“HER HAFTA YENİ MODEL çIKARTIYORUZ VE SüREKLİ SATICILARIMIZA YENİLİKLER SUNUYORUZ”
2016 ve 2017’de iki kez mücevher sektöründe ihracat birincisi oldunuz. Bu başarınızı neye borçlusunuz?
Biz zaten sektöründe ihracat yapan bir firmaydık. ürünlerimizin yurtdışında kabul görmesi bizi marka oluşturmaya teşvik etti ve bu şekilde bir marka çatısı altında toplandık. İç piyasa eskiden beri bildiğimiz bir pazardı ama biz daha çok yurtdışına yönelmiştik. Tabi yurtdışına mücevher satmak çok zor bir olaydır ama yıllardır o bölgelerde sahip olduğumuz ticaret tecrübesi ve networklerimiz ile biz bunu geliştirebildik. Şimdi Almanya, çek Cumhuriyeti, Polonya ve Fransa’ya bir ekip kurduk. Oralarda aslında Türk olmanın zorluğunu yaşıyoruz. Fakat sonuç olarak randevu alıp doğru servis yaptığımız zaman bu görüşler arka planda kalıyor. Artık yeni dünyada hızlı olmayan ve farklı düşünmeyen kazanamayacak. Biz her hafta yeni model çıkartıyoruz ve sürekli satıcılarımıza yenilikler sunuyoruz.
Sürekli yeni tasarımlar çıkarttığınızdan bahsettiniz. Yeni tasarım çalışmaları yaparken nelere dikkat ediyorsunuz, neleri göz önünde bulunduruyorsunuz?
öncelikle bu konuda uzun yıllara dayanan bir tecrübeye sahibiz. Bu tecrübe paradan daha kıymetli. Artık modellere baktığımız zaman kaç tane satabilir ve ne kadar ciro yapabilir gibi hesapları genel olarak yapabiliyoruz. Dünyaya ürün sattığımız için dünyadaki ürünleri de görebiliyoruz ve ona göre tasarımlarımızı belirliyoruz. ünlülerin tercihleri de bu konuda önemli bir etken olabiliyor.
Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Temmuz sayısında..
Röportaj: Erdi Kartal
Fotoğraflar: Ahmet çevik