Her Anımız İlk Defa Yaşandığı ve Bir Daha Yaşanmayacağı İçin Özeldir

Her Anımız İlk Defa Yaşandığı ve Bir Daha Yaşanmayacağı İçin Özeldir Her Anımız İlk Defa Yaşandığı ve Bir Daha Yaşanmayacağı İçin Özeldir

Başarılı Oyuncular Murat Aygen ve Nihan Aygen, sıra dışı aşklarını ve kızları Nil’in hayatlarını nasıl şekillendirdiğini Klass’a anlattı.

Ünlü Oyuncular Murat Aygen ve Nihan Aygen, oyunculuk seçmelerinde başlayan aşklarında 12’nci Sevgililer Günü’nü kutlamanın heyecan ve mutluluğunu yaşıyor. Altı yaşındaki kızları Nil ile mutluluk ve keyif dolu bir aile hayatı sürdüren Aygen çifti, aşklarının her geçen yıl katlanarak büyüdüğünü ve birlikte geçirdikleri her anın kendileri için özel olduğunu söylüyor. Baştan sona romantizm ve sürprizle dolu ilişkileriyle hayranlarının da sevgilisi olan çift, zaman zaman projelerde birlikte yer alarak mesleki olarak da birbirlerini besliyor.  Oyuncu çift Murat Aygen ve Nihan Aygen ile tanışma hikayelerini, birlikte neleri yapmaktan hoşlandıklarını, kızları Nil’in hayatlarına neler kattığını ve birlikte rol aldıkları Medcezir projesini Çırağan Sarayı’nın muhteşem atmosferinde Klass okurları için konuştuk.


Murat Bey, Nihan Hanım ile 12 yıldır mutlu bir evlilik hayatı sürdürüyorsunuz. Öncelikle tanışma hikayenizi sizden dinleyebilir miyiz?
MURAT AYGEN:Hayatınızda bazen mutsuz olduğunuz anlar vardır. Böyle anlarda bazen bir ışık belirir, bir şimşek çakar. Bizim tanışmamız işte böyle bir andı. Yıllardır hazırlamak istediğim bir proje vardı. Kendi şirket çalışanıma onun ilanını hazırlattım. Bir sahne projesiydi. Farklı bir çalışma yapmak istedik. O projenin iki gün sürecek olan seçmeleri olacaktı. Gelen başvurulardan yaklaşık olarak 200 kişi seçmiştik. Herkese 10’ar dakikalık bir süre tanıdık. İlk gün gerçekten demoralize oldum. Gelen adaylar benim için çok verimsizdi. Güzel bir jüri ekibimiz vardı. Seçmelerin ikinci gününde öğlen saatlerinde kapıdan içeriye bir kız girdi. Ben kendisini görünce şoka girdim. O zamana kadar evlenmeyi hiç düşünmemiştim. Onu görünce sanki içeriye eşim girmiş gibi hissettim. Nihan kendisini 10 dakika boyunca ifade etti. Kendisine birinci seçmeyi geçtiğini söyleyerek uğurladım. Jüri arkadaşlarıma o sırada iletişim bilgilerinin olup olmadığını sordum ve Nihan için gelecekte eşim olacak kişi dedim. O gece eve gidince uyuyamadım. Bir sonraki gün ikinci seçmelerde kendisini bir kez daha gördüğümde ilk gün yaşadığım hislerin aynısını yaşadım. Üçüncü seçmelerden sonra kazananlar listesini duyurduk. Nihan Hanım yetenekli olduğu için o da o listedeydi ve sonrasında provalara başladık. İkinci ve üçüncü provada ona açılmaya karar verdim. ‘Sen benim çocuklarımın annesisin. Çok acil evlenmemiz gerekiyor.’ dedim. O sırada kardeşi evleniyordu. Onlara bizden önce evlenmek istiyorlarsa çabuk olmalarını söyledim. Çünkü o senenin sonuna kadar Nihan ile mutlaka evlenmek istiyordum. Onlar da bizden 20 gün önce evlendi. O günden sonra da hiçbir zaman kendisinden ayrı uyumadım. Kendisini tanımasaydım nerede olurdum bilmiyorum. Belki de hayatımı kendisine borçluyum.


NİHAN AYGEN: Ben o gün sadece seçmelere odaklandığım için böyle bir şey hiç aklımda yoktu. Üçüncü seçmelerde yan yana oturup konuşurken Murat ‘Hoş geldin’ diyerek hafifçe dizime vurdu. O an aramızda bir enerji akışı oldu. Sanki bir şey olmuş gibi hissettim. Oradan çıktıktan sonra annemi arayıp iyi misiniz diye sordum. Meğerse o an kimseye değil bana bir şey olmuştu. Sonrasında Murat bana duygularını açtığında çok şaşırmıştım. Provalarda da aramızda hep bir iletişim vardı. Sorduğu sorulara ilk önce ben cevap verirdim. Hayat bir şekilde bizi birbirimize bağladı.

Nasıl bir evlenme teklifi ettiniz?
M.A: Ben aslında çok açık sözlü bir insanım. Duygularımı her zaman direkt olarak söylerim. Nihan’a evlenmeden önce kına gecesi, söz, nişan, isteme gibi bütün törenleri yapacağımı söyledim. Bu altı aylık hazırlık süreci içerisinde kendisine kırk kere evlenme teklif edeceğimi de söyledim. Bir gün ofiste arkadaşlarla çalışıyoruz. O güne dek kendisine 39 kere evlenme teklifi etmiştim. Mesaimiz bittikten sonra Nihan’ı ay tutulmasını izlemeye davet ettim. Motora binip yola koyulduk. Köprüden karşıya geçtik, Altunizade’den sonra yolu kaçırdığım bahanesiyle tekrar köprüye geri döndüm. Ben tam köprünün ortasında motoru durdurdum. Nihan’a da motorun arıza yaptığını inip arkadan gelen araçlara el kol yaparak uyarmasını söyledim. O arkasını dönüp el kol işaretleriyle araçları uyarmaya çalışırken ben arkasında diz çökerek seslendim ve kendisine evlenme teklifi ettim. Bizim ekipten arkadaşlar da o anı kameraya alarak ölümsüzleştirdi. O gün çok eğlenmiştik.


Birbirinizi nasıl anlatırsınız?
N.A: Eşim Murat benim hayatımda gördüğüm en iyi, en düşünceli, en sevgi dolu, en merhametli insan. Aynı zamanda çok iyi bir baba. Onu gerçekten son seviyorum. Bu yıl 12’nci senemizdeyiz. Ve bir kere bile beni kırmadı. Kötü bir söz söylemedi. Bazen bir şeye bakmam bile onun olması için yeterli bir sebeptir. Bazı şeyleri benden önce düşündüğü için hazıra konan kişi ben oluyorum. Murat benim için enlerin enidir.

M.A: Böyle bir insanla karşılaşmak gerçekten bir şans. Hepimizin hayatından birçok insan gelip geçiyor. Herkes özünde iyidir ama bu işte bir sihir de vardır. O sihir hayatınıza girdiği zaman başta biraz bocalıyorsunuz ama sonrasında bu sihir sizi başka bir yere taşıyor. Nihan benim belki de bu hayatta var olmamın sebebidir. Beni başka bir yere taşıdı. Kendimi çok güvende hissettim.


Mutfakla aranız nasıl? Evde yemekleri kim yapar mesela?
M.A: İkimizin de eli iyidir. Ben daha çok ortalığı karıştırarak bir şeyler yapmayı severim. Farklı lezzetleri bir arada çalışırım. Söküp takma işlerini de çok sevdiğim için onları da ben yaparım. Sofrada renge çok önem veririm. Kırmızı bir güne uyandığımda bütün yemeklerde kırmızıyı ve tonlarını yakalamaya çalışırım. Bazen de renkleri karıştırmayı seviyorum.

N.A: Sabahları normalde kahvaltıları ben hazırlarım. Gayet de özenerek yaparım. Murat yeni evlendiğimizde bana kahvaltı hazırlamak istediğini söyledi. Onu gördüğümde o zamana kadar hazırladığım kahvaltılardan biraz utandım. Kendimi biraz daha geliştirmem gerektiğini anladım. O yüzden o kesinlikle daha iyidir.

Medcezir dizisinde beraber oynadınız. Beraber oynamak size neler hissettirdi?
M.A: Biz aslında beraber bir reklam filmi serisi çekmiştik. Oyunculukta karşı tarafın sizin oyunculuğunuzu alıp başka bir noktaya yükseltmesi çok önemli. Nihan’la ikimiz bunu başarabiliyoruz ve beraber oynamaktan büyük zevk alıyoruz. Medcezir bizim için büyük bir şanstı. Ben başladıktan iki bölüm sonra Nihan projeye dahil oldu. Hatta o ikinci sezonunda kızımız Nil de dahil oldu. Çünkü Nihan o sezonda hamileydi. Bu projenin özel olmasının birkaç sebebi var. Eşimle beraber ekranlara dönmeye karar verdiğimde Kuzey Güney dizisini seyrediyorduk. İlk sezonunun son bölümüne denk gelen bir tarihti. Projeyi yapan kişilerden en az bir tanesiyle çalışırsak sektöre tekrar girebileceğimizi düşündük. Medcezir’de de Kuzey Güney dizisini yapan kişilerle çalıştık. Zaman içinde ahbap olduk. Güzel de bir süreçti. İkinci sezonunda da Nil hayatımıza dahil oldu. Annesinin karnında altı aylıkken biz Medcezir’i bitirdik. Ondan üç ay sonra da kızımız dünyaya geldi.

Kızınız Nil dünyaya geldikten sonra aşkınız nasıl evrildi?
M.A: Bende babalık duygusu hep vardı. Çocuğunuz olmasa da bu duyguya sahip olabilirsiniz. Nihan da öyle bir insan. Nil dünyaya gelmeden beş sene önce, düğünümüzde ismini herkese duyurduğumuz bir kız çocuğu oldu. Konuklara ‘Bir gün bir kız çocuğumuzun olacağını düşünüyoruz. Doğduğunda adını Nil koyacağız.’ dedik. O doğana kadar, beş yıllık süre içerisinde tanıdığımız herkesle Nil’e dair video çektik. Hepsinin ona mesajları vardı. On yaşına geldiğinde hayatımızda o dönemde kimlerle video çektiysek hepsini bir salona toplayıp çektiğimiz bütün videoları hep beraber izlemek istiyoruz. Nil ismini eşim Nihan seçti. Ben de bayılarak bu ismi kabul ettim. Nil, Nihan’ın nahif tarafını sembolize ediyor. Ben de bu adın besleyici bir enerjisinin olacağını düşündüm. Aşkımız her gün katlanarak devam ettiği için, her günün, her anın enerjisi de başka. Her zaman da bu şekilde büyüyerek devam edecek. Biz her gün ellerimizi ilk defa tutuyormuş gibi tutuyoruz. Nil’i her sabah ilk kez uyandırıyormuş gibi uyandırıyoruz. Her anımız ilk defa yaşandığı ve bir daha yaşanmayacağı için özeldir. Anne baba olmak gerçekten çok keyifli. Anne baba olarak daha önce çok eğleniyorduk ama üç kişi olduğumuzda her şey daha da güzel oldu.
 

Nihan Aygen-Murat Aygen