Gülben Hanım, herkesin her şeyi ertelediği bir süreçte siz 11’inci albümünüzü çıkardınız. Dönüşlerden memnun musunuz?
Albümüm sektöre inanılmaz bir heyecan ve kan oldu. Meğer ne kadar beklenti varmış. Repertuar zaten hazırdı. Doğru karar verdiğimi görüyorum. Fiziki olarak satışta olması da çok iyi geldi insanlara, çünkü albümü eline alıp, dokunmak isteyen kemik dinleyicilerim var.
“RÜZGÂR ESSE KIRILAN CİNSTEN BİR YÜREĞİM VAR MAALESEF”
En beğenilen şarkılardan biri ‘Seni Kırmışlar’ oldu. Siz, kolay kırılabilen biri misiniz?
Rüzgâr esse kırılan cinsten bir yüreğim var maalesef. Beni yıllardır ‘Demir Lady’ diye lanse ettiler. “Unutmayın ki bana bir şey olmaz” sözüm slogan haline geldi. “Nasıl olsa Gülben’e bir şey olmaz” diyerek sağlı sollu, bıçaklı, tüfekli, mayın tarlası bombaları ile vurdular da vurdular. Acı çeken yanım nasır tuttu. Ama nefes alabiliyorum ve ışık saçmaya devam ediyorum. Yıllarca toprağın altına saklanan kömürün, elmasa dönüşmesi gibi.
“BENİ KIRANLARIN HEPSİNİ AFFETTİM”
Sizi kıranları affettiniz mi peki?
Beni kıranların hepsini affettim. Ağırdı, zordu ama başardım. Hayatımıza özgürce devam edebilmek için kimseye kin ve düşmanlık beslememek gerekiyor. Bu duyguları barındıramıyorum. Ben, intikam duyguları ile beslenen birisi değilim. İyilik peşindeyim. Bu sebepledir ki 40 tane anaokulu açtım.
“GELİR KAPIMIZIN YÜZDE 70’LİK KISMI KAPANDI”
Konserler ve festivaller durdu. Ne zaman tam normale döneceğimiz de belli değil. Maddi olarak zorlandığınız oluyor mu?
Olmaz mı, herkes kendi derdini, hesabını bilir. Gelir kapımızın yüzde 70’lik kısmı kapandı. Bu, her ev için ciddi bir değişim. Gelir gider tablomuzun dengesi şaştı.
Sanat camiasında enstrümanını bile satmak zorunda kalan müzisyenler oldu. Sanatçılar arasında bir dayanışma söz konusu mu?
Hep konuşuyoruz, çözüm üretmeye çalışıyoruz ama tedbir konusunda ilk kapanan, ilk yasaklanan hep müzik oluyor. Müzisyenlerin aileleri, okula giden çocukları ne durumda? Hepsi perişan oldu. Stüdyo kayıtlarıyla yaşamaya çalışıyorlar. İbo Show gibi ekranda müziğin hâkim olduğu şovları özlemişiz. Müzisyenlerimiz ekranda da çalışabilir.
“BİR YILDIR ‘STORY’ REKLAMLARINI KABUL EDİYORUM”
Ünlülerin pek çoğu artık sosyal medya üzerinden para kazanmaya çalışıyor. Siz, bu mecralardan kazanç elde ediyor musunuz?
Ben, sosyal medya reklamlarını yedi-sekiz yıldır hep reddettim. “Özelim orası” dedim ama şimdi öyle değil. Bir yıldır ‘Story’ reklamlarını kabul ediyorum. Ama marka ve ürün seçiciliğim yüzünden az yapıyorum.
“HAYATTA EN BİLMEDİĞİM ŞEY PARA VE PARA YÖNETİMİDİR”
Maddi olarak iyi yatırımınız var mı?
Hayatta en bilmediğim şey para ve para yönetimidir. “Taksi plakaları var” dediklerinde yıllarca güldüm ama bir yandan da özendim. Yatırım bilmem, kâr etmek nedir bilmem. Yakın çevrem iyi bilir bunu. Sadece şarkılara, işime, sahneme yatırım yaparım. Birikimim; ailem, çocuklarım ve mesleğim üzerine.
Bugüne kadar seslendirdiğiniz şarkılar arasında en çok hangi şarkınızı sevdiniz?
Toplamda 120’ye yakın şarkım çıkmıştır. İnan bir tanesi bile bana yabancı değil. ‘Ben buralardan gidicem, kendime bir yol çizicem’ diyorum bir şarkımda mesela. Gitme isteğim oldu ama gitmek gibi bir lüksüm hiç olmadı. Üç evlat var, nereye gidiyorum!
İnançlı mısınız?
İnançlarım ne anlatarak anlaşıldı ne yazarak… Anlatmak yerine içimde yaşamayı tercih ediyorum. Saygı ve istikrar delisiyim. Güven; aşk dahil, tüm duyguların ötesinde benim için.
“KAYGI VE ENDİŞE ŞU HAYATTA EN SEVMEDİĞİM VE BENİ YORAN DUYGULAR”
Sizi bu hayatta en çok ne zorlar?
Kaygı ve endişe şu hayatta en sevmediğim ve beni yoran duygular. Ben teslimiyet duygusunu seviyorum. Tedbiri elden bırakmamak şartıyla, takdirin gücüne inanıyorum.
Gelecek adına endişelendiğinizde kendinizi nasıl teselli ediyorsunuz?
Razı olmak, sabır ve teslimiyet, makamların en güzeli. Bu süreçte bilim ve maneviyat yeterince konuşuyor zaten. Dinlemek lazım.
Anne ya da baba olunca; insan kendinden çok evlatlarını düşünüyor. Çocuklarınız için gelecek kaygısı yaşıyor musunuz?
Nasıl bir dünyaya doğru büyüdüklerini görüyorum ama hayatta en önemsediğim üç duyguyu onlara doya doya verdim, yaşattım. Saygı, güven ve sevgi… Gerisini kendileri halledecek kadar olgunlar. Yaşam, düşe kalka yürümekten ibaret. Çocuklarım konusunda çok şanslıyım. İnançlı, saygılı, ne istediğini bilen evlatlar. İnanç olunca, kaygı beslenemiyor ve gölgede kalıyor.
Bugüne dek edindiğiniz en büyük tecrübe ne?
Kimseye güven olmaz. Kendi başının çaresine bakmayı bileceksin.
Yaşlanma korkusu yaşadığınız oluyor mu?
Her yaşımın güzelliği ve bana kattıkları farklı. Önümdeki yıllar korksun bana gelirken. Benim hiç korkum yok.
Güzelliğiniz için çok para harcar mısınız?
İç güzelliğime, dış güzelliğimden daha özendiğim kesin. İçeriden güzellikle beslenen kadınlar ışık saçıyor. Belki de bu sebeple estetiğim yok, bir süre daha da olmayacak sanırım. Tasavvuf diyor ki: Dışını süslemekten bıkmadın mı? İçini süsle...
“ŞU ANA KADAR ESTETİK YAPTIRMAYI TERCİH ETMEYİŞİMİN TEMELİNDE ÖZGÜVENİM VE İNANÇLARIM VAR”
Estetiğe karşı mısınız?
İlerisi için büyük konuşmam ve yapan kimseyi yargılamam. Şu ana kadar estetik yaptırmayı tercih etmeyişimin temelinde özgüvenim ve inançlarım var. Bakalım bundan sonraki yıllarda neler olacak?
Aşk, hayatınızın neresinde?
Şarkıların özünde, sözünde, notalarında.
Bir kez daha evlilik fikrine nasıl bakıyorsunuz?
Düşündüğüm zamana saklıyorum cevap hakkımı.
Hiç mahalle baskısı hissettiğiniz oldu mu?
Çoook… Ne boş ne saçma zamanlardı. O ne der, bu ne der? Hepsi geçti, gitti.
Sanatçılar, zaman zaman siyasi fikirleri yüzünden eleştiriliyor. Benzer şeyler yaşadığınızda ne hissediyorsunuz?
Bazen hiç umursamadım, bazen annem üzülür mü diye dert ettim kendime. Haklının, hakkını yüksek sesle savunmasına gerek kalmıyor. Sessiz kalmak çok şey kazandırdı. Biliyoruz ki yanlış hesap Bağdat’tan dönüyor.