İnsanlara Dokunabilmek İçin, Psikolojilerini Çözüp Güven Aşılayabilmemiz Gerekiyor

İnsanlara Dokunabilmek İçin, Psikolojilerini Çözüp Güven Aşılayabilmemiz Gerekiyor İnsanlara Dokunabilmek İçin, Psikolojilerini Çözüp Güven Aşılayabilmemiz Gerekiyor

Ünlü Romatoloji ve İç Hastalıkları Uzmanı Selda Öktem, hasta-doktor iletişiminin önemini Klass’a anlattı...

Ege üniversitesi Tıp Fakültesi Mezunu ünlü Romatoloji ve İç Hastalıkları Uzmanı Selda öktem, uzmanlık alanı olan romatolojik hastalıklar konusunda danışanlarına özel kliniğinde psikolojik ve fizyolojik bir tedavi hizmeti sunuyor. Hasta psikolojisini en iyi şekilde değerlendirmek adına onlara şefkatli ve sıcak bir yaklaşım gösteren Uzm. Dr. Selda öktem, hastayı dinlemek, anlamak ve ona anladığını hissettirebilmenin tedavi başarısını pozitif yönde etkilediğini belirtiyor. Hastalarına güven sağlayabilmenin etkili ve samimi bir iletişimden geçtiğini söyleyen Selda öktem, hasta-doktor arasındaki iletişimin önemini ve hastalarına olan yaklaşımını Klass’a anlattı.

 

Selda Hanım, birtakım sağlık problemleriyle karşılaşan insanlar zaman zaman doktorlarına problemlerini ifade etmekte zorlanabiliyorlar. öncelikle hastalık psikolojisinin baskısı ve farklı fizyolojik problemlerle karşı karşıya olan danışanlarınıza nasıl bir yaklaşım sunuyorsunuz?

Doktor olmanın öncelikli alt yapısında insan sevgisi duygusunun olması gerektiğine inanıyorum. çünkü burada karşınızdaki insanın sağlığını optimize edebilmek, var olan problemini çözebilmek, onun hasta psikolojisini anlayabilmek, onun huyuna gidebilmek ve her durumda da şefkat göstermek gerekiyor. Şefkatli ve merhametli bir yapınızın olması çok önemli. Karşınızdaki kişiyi belki anneniz, kız kardeşiniz, belki de dayınız gibi görebilmeniz lazım. Onlara bir materyal olarak yaklaşmamak lazım ya da sadece bir problemi olan kişi olarak görmemek lazım. Sonuçta karşınızdaki insana beklentiniz olmaksızın bir şeyler verebilme çabası ve onu iyileştirebilme çabamız var. Karşımızdaki kişi istenmeyen bir reaksiyon gösterdiğinde bile bunu hasta psikolojisine yorabilmek ve yine bu durumda şefkat göstermeniz gereken durumlar olabiliyor.

 

“HASTALARIMA KARŞI GENEL BİR ŞEFKAT YAKLAŞIMI SERGİLEDİĞİM İçİN ANNE ŞEFKATİNE YAKIN BİR DUYGUYLA YAKLAŞTIĞIMI DüŞüNEBİLİRİM”

Hastalarınıza bir anne şefkatiyle yaklaştığınızı söyleyebilir miyiz?

Ben bir anne değilim, o duygunun tam olarak ne olduğunu bilmem söz konusu değil. Ama karşılaştırdığımız zaman yine de hastalarıma karşı genel bir şefkat yaklaşımı sergilediğim için anne şefkatine yakın bir duyguyla yaklaştığımı düşünebilirim. Tabi ki hastalarımı çocuklarım gibi görmesem de onlar için bir şeyler yapabilme iç güdüm var. Hastalarımın hepsini mutlu edebilmek istiyorum. Onların iyi olduğunu görmek bana da mutluluk olarak yansıyor. Dolayısıyla bunun biraz annelik duygusuna uzak olmadığını düşünüyorum.

 

Sadece tedavi yöntemleriyle değil de psikolojik destekle de güven sağlıyorsunuz diyebilir miyiz?

Hastalıklar insanlara durduk yere gelmiyor. Genetik yapılar tabi ki önemli ama çevresel faktörler, stres, beslenme, yaşam tarzı, bulunduğunuz ortam, duygu durumu da önemli unsurlar arasında yer alıyor. Dolayısıyla kişiyi duyguları ve yaşadığı tüm konularla birlikte bir bütün olarak tedavi etmek lazım. Kişiye sadece ilaç tedavisi vermek değil; hayat tarzını, yaşam şeklini değiştirebilmek, onu dönüştürebilmek gerekir. Ayrıca o insanlara dokunabilmek için onların psikolojisini iyi çözüp güven aşılayabilmemiz gerekiyor. O da hastayı dinlemek, anlamak ve anladığınızı göstermekle oluyor. Bunlar da tedavi başarısını çok güzel etkiliyor.

Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Mayıs sayısında..