Katip Burak Sarı Ve Atilla Atalay : “Danılo’s Pizza Damaklarda İz Bırakan Geleneksel İtalyan Lezzetlerini Türk Damak Tadı İle Buluşturuyor”

Katip Burak Sarı Ve Atilla Atalay : “Danılo’s Pizza Damaklarda İz Bırakan Geleneksel İtalyan Lezzetlerini Türk Damak Tadı İle Buluşturuyor” Katip Burak Sarı Ve Atilla Atalay : “Danılo’s Pizza Damaklarda İz Bırakan Geleneksel İtalyan Lezzetlerini Türk Damak Tadı İle Buluşturuyor”

Danılo’s Pizza Ortakları Katip Burak Sarı Ve Atilla Atalay Markalarının Bugünlere Gelme Hikayesini Ve Kendilerini Farklı Kılan Detayları Klass’a Anlattı  Damaklarda iz bırakan geleneksel İtalyan lezzetlerini çağdaş dokunuşlarla harmanlayarak müşterilerine sunan ve ürünlerinde her zaman ustalıkla seçilmiş en özel malzemeleri kullanan Danilo’s Pizza, müdavimlerini benzersiz bir lezzet yolculuğuna çıkarıyor. İtalyan kültürünü en zarif şekilde sofralara taşıyan ve kusursuz müşteri deneyimi adına her bir detaya önem veren Danilo’s Pizza, kurulduğu günden bu yana ortaklarının vizyoner bakış açısı ve çalışma azmi sayesinde günden güne büyümeye devam ederek Türkiye’nin çok sevilen ve tercih edilen pizza restoranlarından birisi haline geldi. Danilo’s Pizza Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Atalay, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İcra Kurulu Başkanı Katip Burak Sarı ile markanın kuruluş ve büyüme hikayesini, pizzalarını bu kadar lezzetli yapan şeyin ne olduğunu, ürünlerinde hangi malzemeleri nasıl kullandıklarını ve gelecek hedeflerini Klass okurları için konuştuk.  

Burak Bey, Danilo’s Pizza adıyla oldukça başarılı bir marka yarattınız. Öncelikle
sizleri ve markanızı daha yakından
tanıyabilir miyiz?

Katip Burak Sarı: Bizim markamızın mottosu “Yaşa ve yaşat.” Bizim ortaklar olarak da ilkemiz budur. Çok sevdiğimiz bir sözdür. Hayattan keyif alan insanlarız. Yanımızdaki insanların da aynı şekilde hayattan keyif almasını isteriz. Markanın geçmişi de beş sene öncesine dayanıyor. Hepimiz daha önce farklı işlerle uğraşıyorduk. Ben uzun yıllar perakende sektöründeydim. Daha önce başka bir işletmesi olan bir arkadaşımızın teklifiyle restoranımızı hayata geçirdik. O arada pandemi dönemini atlattık. Açıldığımız gün 17 günlük bir kapanma sürecine denk geldik. O dönemde paket servislerle ayakta kaldık. Zamanla işin iyi gittiğini görünce restoranımızı daha da geliştirmeye karar verdik. Basit ve İtalyan havası verebilecek bir mimari konsept oluşturmak istedik. Bunun üzerinde birlikte çalışmalar yaptık ve ortaya çok güzel bir sonuç çıktı. Şeflerimiz de Türkiye’nin en değerli isimlerinden. Bizim baş şefliğimizi Mustafa Özalkak üstleniyor. Onun bu lezzetlerdeki payı büyüktür. Tabii ki menü oluşturma sürecinde ve sonrasındaki lezzet gibi detaylarda da ona değerli isimler eşlik etti. Fırat Siriş ve Aylin Öney Tan’ın da katkıları çok fazladır.  Oturduk ve birlikte reçete geliştirmeye başladık ve bugünlere geldik. İşin en önemli detayı ise bir restoranımızı oluşturduktan sonra birçok kişi bize “Yurt dışından bir markanın ‘franchise’ını mı aldınız?” diye sordu. Bu da işimizi ne kadar iyi ve özenli yaptığımızı tekrar anlamamızı sağladı.
“AÇILDIĞIMIZ YERLERİN MÜŞTERİ KONSEPTİNİ DEĞİŞTİRİYORUZ”

Bu yola nasıl bir vizyon ile çıktınız? 
Nasıl bir hedefiniz vardı?

Atilla Atalay: Bizim en büyük avantajımız senelerce İtalya’daki ve Türkiye’deki en iyi restoranlarda müşteri olmamız oldu. En büyük farkımız müşterinin ne istediğini ve ne beklediğini çok iyi biliyor olmamız. Vizyon ve görgü de bu işin içinde çok önemli bir yere sahip. Bir müşteri olarak bir mekâna gittiğimizde yaşadığımız en büyük sorun ne söyleyeceğimize karar veremememiz. Bizde durum böyle değil. Bize gelen müşteriler ne istediğini bilerek geliyor. Bundan dolayı yanımızda diğer mekanların açılması bizi hiçbir şekilde olumsuz etkilemiyor.
Açıldığımız yerlerin müşteri konseptini değiştiriyoruz. Daha önce konseptinden dolayı pek çocuk girmeyen alışveriş merkezlerine bizim sayemizde çocuklar girmeye başladı. Restoranlarımızın tamamını ise kendi öz sermayemizle açtık. Herhangi bir borcumuz yok. Restoran sektöründe finansal olarak rahat olmanız çok önemlidir. Bu işi başından beri kendi gücümüzle yönettik. Danilo’s Pizza olarak şu an 11 şubemiz bulunuyor. Ağırlıklı olarak İstanbul merkezde büyümeyi hedefledik.

Özellikle İstanbul’u tercih etmenizin
sebebi nedir peki?

A.A: Markamızı öncelikle bildiğimiz ve hakim olduğumuz bir lokasyonda kurmak istedik. İlk ve en küçük restoranımızı Ataşehir Bulvar 216’da açtık. Sonraki işletmemiz Caddebostan’da açıldı ve daha sonra İstanbul’un farklı ilçelerinde açılışlar yapmaya devam ettik. Bu sene Antalya’da da bir şube açtık. Antalya büyümeyi planladığımız bir yer. Orada da farklı ilçelerde 6-7 şube açma hedefimiz var. Bu şekilde Temmuz 2024 itibariyle 11 şubeye ulaştık. Bunlardan 9’u İstanbul’da, 1 tanesi Bursa’da bir tanesi de Antalya’da. İstanbul’da büyümemizi sürdürmek istiyoruz. Bostancı Metrosu’nun çıkışında ve Çekmeköy Park’a yeni şubeler açıyoruz. Bu şubelerimiz için imzaları attık. İstanbul’da Nişantaşı, Beşiktaş gibi ilçelerde arayış içerisindeyiz. Bu kış sonu itibariyle özellikle Ege’deki yazlık bölgeleri planlamamıza ekleyeceğiz. Arkasından Kuzey Ege ve Güney Ege’deki turistik yerlerde restoranlarımızı açmayı hedefliyoruz. 2025 yılı hedefimiz şube sayımızı 30’a çıkarmak.
“PİZZALARIMIZI İTALYAN USULÜ YAPSAK DA HAMURUNA KENDİ MOTİFLERİMİZİ EKLEDİK”

Türkiye’de son dönemde pizza restoranlarına büyük bir rağbet var. Danilo’s Pizza’yı diğer restoran zincirlerinden farklı kılan özellikleriniz nelerdir?
A.A: Biz markamızı oluştururken çok fikir alışverişi yaptık. Öncelikle Türkiye’de insanların en çok neyi sevdiğine baktık. Türkiye’de en çok tüketilen gıdalardan biri lahmacun. İtalya’ya gittiğimizde Napoli’de ve Sicilya’da yediğimiz pizzalarda hamurun çok kalın olduğunu gördük. Biz bu konuda farklı olmak istedik ve pizzalarımızı lahmacun gibi ince hamurla yapmaya karar verdik. Pizzalarımızın görüntüsünü ve malzemesini tamamen İtalyan usulü yapsak da hamuruna kendi motiflerimizi eklemek istedik. Hamurumuz ve unumuz gerçekten çok farklıdır.

Malzeme kalitesi ve çeşitliliği konusunda da iddialı olduğunuzu söyleyebilir miyiz?
K. B.S: Bizde normal hamurun dışında iki hamur seçeneği daha var. Birisi tam buğday diğeri de glütensiz hamur. Glutensiz hamur şu anda çok revaçta olan bir ürün. Glutensiz beslenen kişiler için çok güzel bir seçenek. Ancak çölyak hastalarına uygunluğu konusunda herhangi bir garanti veremiyoruz. Küçük ve orta boy seçeneklerinde glütensiz pizzalarımız var. Glutensiz pizza yapan Türkiye’de birkaç markadan biriyiz. Bunun dışında hamur ve sos seçeneklerini artırmak için inovasyon çalışmalarına devam ediyoruz. Pizzalarımızı da çeşitlendirmek için yeni tatlar deniyoruz. Biz hızlı tüketime yönelik bir restoran olduğumuz için burada hamurun dayanıklılığı da bizim için önemli. Makarnada ise hamur konusunda çok fazla fikir ayrılığına düştük. Makarnalarımızda taze hamur da kullanabilirdik ancak yaptığımız istişareler sonucunda taze makarnanın tüketildiğinde çok ağır gelebileceğini öğrendik. Bundan dolayı makarna hamuru konusunda çok güvendiğimiz bir marka ile çalışıyoruz. Makarnalarımız da çok seviliyor.  

“ŞEFLERİMİZ İSTANBUL’UN HER BÖLGESİNİ HER GÜN GEZİP PİZZALARIN KALİTESİNİ KONTROL EDİYOR”
Bütün şubelerinizde malzeme konusunda aynı standartlar mı geçerli?
A. A: Her şube kendi ürününü kendisi yapıyor. Hamurumuz çok hassas olduğu için bunu tek merkezde yapıp diğer şubelere dağıtma imkânımız yok. Şeflerimiz İstanbul’un her bölgesini her gün gezip pizzaların kalitesini kontrol ediyor. Bizim en büyük amacımız Maltepe’deki pizzamızın da Antalya’daki pizzamızın da aynı kalitede olmasıdır. Çünkü bu işte marka olmanın ve insanların sizi sevmesinin tek yolu bu. Bunun için de her yerde aynı ürün ve aynı malzemeyi numarasına kadar aynı kullanıyoruz.

İlerleyen süreçte restoran sayınızı ne kadar artırmayı düşünüyorsunuz ve Franchise vermeyi düşünüyor musunuz?
A.A:  Yeme-İçme sektörü aslında Türkiye’de çok eksik kalmış bir sektör. Biz bu alandaki boşluğu gördük ve doldurmak istedik. Franchise vermek bir marka için aslında iyi gibi gözükse de bir o kadar zor ve meşakkatli bir süreç. Dolayısıyla markamız tam anlamıyla istediğimiz seviyeye gelene kadar franchise vermeye sıcak bakmadık. İstanbul içerisinde de çok fazla franchise verme taraftarı değiliz. Ancak tekliflere de tamamen kapalı değiliz. Hedefimiz Türkiye’nin farklı illerinin, en işlek ve en güzel lokasyonlarında şubelerimizin olması. Bu kapsamda gelen franchise taleplerini değerlendirebiliriz. Bunu da zamana yayarak yapmak istiyoruz. Bu konuda anlaşma yapacağımız kişiye inanmak istiyoruz. Bizim markamızın mottosuna ve iş modelimize uyacak kişilerle iş ortaklığı yapabiliriz. En önemli kriterimiz ise işin doğru ve güvenilir bir şekilde yapılmasıdır