Ebru Hanım, alanınızda yakaladığınız başarıyla ön plana çıkmış ve örnek olmuş bir isimsiniz. Bu başarının temellerinin nasıl atıldığını dinleyebilir miyiz?
Yeni bir iş oluşturmayı ve onu olabildiğince geliştirmeyi seviyorum, belirsiz ortamları belirginleştirmede başarılı olduğuma inanıyorum ve bunlar bana girişimci olmam gerektiğini gösterdi. Daha önceki iş tecrübelerimde de yaşadığım gibi, kendi hayallerimi hayata geçirmek için yaptığım planlarda sistematik olduğumda daha başarılı işler ortaya koymaktayım. Bu da beni girişimci olmaya iten bir diğer neden. Başkalarının düşüncelerini bir kenara atarak kendi isteklerinize odaklanmalı, yaşadığınız hayatın sadece size ait olduğunun farkına varmalısınız. Bence her kadın hayatının bir döneminde hayallerinin peşinden giderek girişimciliği mutlaka denemeli.
Peki başarıya giden yol hep güllerle mi doluydu yoksa dikenlerden de geçmek zorunda kaldınız mı?
Önce kendimize şu soruyu sormalıyız: Biz hayata karşı garantici miyiz, yoksa gerektiği zaman risk alabilecek kadar cesur muyuz? Bu soru bize bu yoldaki gülü de dikeni de göstermekte.
“Kıyıyı gözden kaybetmeye cesaret edemeyen insan, yeni okyanuslar da keşfedemez.” Bazı dikenler olmalı ki gül hep kıymetli kalsın. Bu engeller çevreniz, işiniz, alışkanlıklarınız, konfor alanınız vb. olabilir. Buradaki asıl önemli nokta, sizin girişim hikayenizi yazarken bu engellerden ne kadar feragat edeceğiniz. Ben de tabii kendi hikayemi yazarken birçok zorluklar yaşadım, halen de yaşamaktayım. Ama samimiyetle ve çabayla tüm engelleri aşmak için var gücümle çalıştım ve şu an olduğum yerde gönül rahatlığıyla oturabiliyorum.
Bu engelleri aşarken neler yaşadınız? Kariyerinizde ‘Şu olay olmasaydı bu kadar başarılı olamazdım’ dediğiniz bir şey var mı?
Keşke hiç olmasaydı dediğimiz ama girişimcilik hikayemizde yaşadığımız olumsuzluklar ve hüsranlar mutlaka olacaktır. Yolda bazı yenilgiler ve bize zaman kaybettiren olay ve kişiler olacaktır, buna hazır olmalıyız. Mesela tabi ki benim de başıma buna benzer olaylar geldi. Benim burada aldığım öğreti, girişimcilik hikayeme dahil ettiğim kişileri daha iyi analiz etmem gerektiği ve başarıya giden serüvende olumsuzlukların sürecin doğal bir parçası olduğunu önceden kabul etmiş olmanın verdiği tecrübedir. Bence başarısızlıktan korkmayan bir düşünce yapınız olmalı. Karşılaştığımız olumsuzlukları yeni bir şey öğrenme ve yolumuzu doğru yöne doğru ayarlama fırsatı olarak görmeliyiz. Hata yapmaktan kesinlikle korkmayın. Hata yapmayan kişi hiçbir şey yapmayan kişidir. Şüphesiz el attığımız her işte mutlak başarı elde edemeyebiliriz. Dünyada başarılı her insanın hayatında başarısızlıklar da var. Ben her başarısızlığımı yeni bir öğrenme fırsatı olarak görürüm ve bundan aldığım dersle yönlerime yeni ayarlar veririm. Zaten başarıya giden yol bu ayarlardan ve öğrenmelerden geçmekte. Yeni öğrenmeler ve ayarlar var ise başarıya doğru gidiyorsunuz demektir.
Sizce başarıya ulaşmanın altın kuralları nelerdir?
Başarının herkes için tanımı farklıdır. Benim için başarı bir varış noktası değil, bir yolculuktur. Bu yolculukta altın kurallarım:
- Adımlarımı doğru atmak ve hatalı kararlar almamak
- Başarının benim için ne anlam ifade ettiğinin farkında olmak
- Kendimi daha iyi tanımak amacıyla kendimi sorular sormak
- Dürüstlük ve samimiyeti pusula edinmek.
- Başarısızlıktan korkmamak.