Modoko, Türkiye ve Balkanlar’ın İlk Açık AVM Oluşumudur

Modoko, Türkiye ve Balkanlar’ın İlk Açık AVM Oluşumudur Modoko, Türkiye ve Balkanlar’ın İlk Açık AVM Oluşumudur

Modoko Yönetim Kurulu Başkanı Etem Özçelik Modoko’nun hizmetlerini ve gelecek kalkınma planlarını Klass’a anlattı...

Mobilyanın başkenti Modoko’ya 11 yıl boyunca başkan olarak sayısız hizmetlerde bulunan ve geçtiğimiz Nisan ayında yapılan seçimlerde yeniden iki yıllık dönem başkanlığına seçilen Modoko Yönetim Kurulu Başkanı Etem özçelik, hedefinin gençleri yöneticiliğe hazırlamak olduğunu söylüyor. Bundan 48 yıl önce kurulan ve uzun yıllar Türkiye’de mobilya alacakların uğrak yerlerinden birisi olan Modoko, mobilya sektöründeki rekabete ve yeniliklere uygun önemli girişimlerde bulunarak gelişiyor. Artık kabuğumuza sığmıyoruz” diyen ve Türkiye ile Balkanlar’daki ilk açık AVM oluşumunu hayata geçiren Modoko Yönetim Kurulu Başkanı Etem özçelik’in bir sonraki hedeflerinin başında bu modeli Anadolu şehirlerine yaygınlaştırmak var. Yeni dönem başkanlığı süresince gençlere yöneticiliğin vasıflarını öğretmek ve gelecekte iyi yerlere gelmelerini sağlamak istediklerini belirten Modoko Yönetim Kurulu Başkanı Etem özçelik, Modoko’nun daha fazla büyüyebilmesi için neler yaptıklarını ve gelecek hedeflerini Klass’a anlattı.

“Yeni yönetime üç arkadaş dahil ettik. Hedefim gençleri hazırlamak. Bundan sonra bir şeyler kazandırmak istiyorum. Genç arkadaşlarımıza yöneticiliğin vasıflarını öğretmek ve gelecekte iyi yerlere gelmelerini sağlamak istiyorum. Herkesin birbiriyle anlaştığı uyumlu, iyi bir yönetim olduk. Benim Modoko’nun başında 11’inci senem. Kolay değil, çok büyük mücadelelerle buralara geldik. çok şükür şimdi yönetim kadromuzla iki yıllığına yeniden göreve seçildik.”

 

“Ben uzun süre Beşiktaş Spor Kulübü’nde Onursal Başkanım Süleyman Seba’nın yanında yöneticilik yaptım. Süleyman Seba’nın yönetimindeki onun terbiyesiyle büyümüştür. Ben de öyleyim. Dürüst olmak lazım, doğru olmak lazım, her şeyden önce de çok çalışkan olmak lazım. Eğer bir şeyin sorumluluğunu almışsanız onu sonuna kadar en iyisi için yapmak lazım. Bende de yapı itibariyle bana hiç kimse en iyisi de olsa beğendiremez. Benim felsefemde iyinin daha iyisi vardır.”

 

Etem Bey, çok kısa bir süre önce yönetim kurulunuz yeniden seçildi. Siz yine Modoko’nun başında bir nefer olarak yönetim kurulundaki yolculuğunuza devam ediyorsunuz. öncelikle yeni yönetimin hedefleri nedir?

Hedefim gençleri hazırlamak. Genç arkadaşlarımıza yöneticiliğin vasıflarını öğretmek ve gelecekte iyi yerlere gelmelerini sağlamak istiyorum. Herkesin birbiriyle anlaştığı uyumlu, iyi bir yönetim olduk. Benim Modoko’nun başında 11’inci senem. Kolay değil, çok büyük mücadelelerle buralara geldik. İnsanlarla anlaşmak, onlara hizmet vermek kolay olmuyor. Gerekli olduğu yerde eğer bir sorumluluğunuz varsa acımasız olmak gerekiyor. Bulunduğunuz konumun başında siz bulunuyorsanız hatır gönül olmuyor. Biraz acımasız olmak ve doğru olan neyse onu yapmak gerekiyor. çok şükür şimdi yönetim kadromuzla iki yıllığına yeniden göreve seçildik.

 

Peki, yönetimde görev dağılımını nasıl yaptınız?

öncelikle komisyonlar oluşturuyoruz. Her komisyonda 2-3 kişi bir arada yer alıyor. Herkesin görevi ayrı. Tabii onlar icraat yaparlar, onun dışında yönetim toplantımızda yapılacak işleri bana zikrederler. Orada alacağımız kararla da yapılacak işleri yürürlüğe sokarız. Herkesin yeteneğine ve fikrine göre görev dağılımını yaptık. Hangi işte başarılıysa o arkadaşımıza o yetkiyi verdik. Onlarda çalışmalarını hazırlayıp yönetime sunduktan sonra güzel şeyler ortaya çıkıyor.

 

Modoko için hedeflerinizde neler var? Modoko’yu mobilya sektöründe nasıl değerlendiriyorsunuz?

öncelikle benim burada imar çalışmalarım vardı. Kolay değil dile kolay 9 sene uğraştım. Ama sonuca geldim ve başarılı bir sonuçla neticelendi. 7*35 metre yüksekliğindeki imarımız 10*50 metreye çıktı. Bu da demek oluyor ki buradaki 2 katlı bir mağaza, 2 kat da bodrum kat inebilir. 4 kat üste çıkabiliyor bir de çatı katında bir ofis yapılıyor, aşağı yukarı 6-7 kata çıkmış oluyor. Şu anda da bütün arkadaşlarımız, müsait olanlar yıkıp yeniden yapıyorlar. Biz tabii bu hakkı üyelerimizle çalıştık ve sağladık. Biz bir tanesiyle başladık. Yaklaşık 7000 metrekare kullanım alanı olan bir inşaatın kabasını üç ay gibi kısa bir sürede bitirdik. Kısmet olursa üst katına da bizim yönetim binamızı taşıyacağız. O binayı komple bir markaya vereceğiz. Buradan gelecek kira geliriyle de Modoko’nun giderlerini karşılayacağız. Fazlasını da üyelerimize kâr payı olarak dağıtacağız. Ben geldiğimden beri her iki senede bir kâr payı dağıttım. Bunu da bu sefer yatırım amaçlı kullandık. Bizim burada oturma alanı olarak 7000 metrekare bir alanımız var. Bütün hedefimiz zaten burası. Ben büyümeyi seven bir insanım ama oynayabileceğimiz fazla bir alan maalesef yok. İnşallah oraya taşınırsak şu an bulunduğumuz bölümü projelendirmek istiyorum. Mesleğimizi yapmak üzere gençler yetişmiyor. çok yönlü bir meslek okulu yapmayı düşünüyoruz. ümraniye Belediyesi’nden müsaade alıp üst katımızı yurtdışından gelen müşterilerimiz için bir otel yapmak istiyoruz. Kısacası, okuluyla, alışveriş merkeziyle, oteliyle çok amaçlı bir yer düşünüyoruz.

 

“ARTIK KABUĞUMUZA SIĞMIYORUZ”

Modoko’yu daha da büyütmek için bir yer arayışınız vardı. Bu konu da nasıl bir gelişme kaydedebildiniz?

Biz uzun zamandır Modoko’yu daha da büyütmek için bir yer arıyoruz. Artık kabuğumuza sığmıyoruz. Biz Türkiye’de ve Balkanlar’da ilk açık AVM oluşumuyuz. Şu anki yerimizin yüz ölçümü 152000 metrekare. çok kıymetli de bir yer oldu. Burada yalnızca mağazacılık oluyor. Bizim işimizin hem imalat hem de mağazacılık olması lazım. İmalat yapımı bizim dışımızdaki yerlerde yapılıyor. Biz şu anda Modoko’nun içinde aşağı yukarı 5 bin kişiye istihdam sağlıyoruz, 30 bin kişiye de bizim etrafımızdaki atölyelerimizde sağlıyoruz. Biz bunu aynı yerde toplamak istiyoruz. Buranın ilk temelini 1969 senesinde attık. Bu kadar senedir biz burayı çok güzel bir şekle getirdik. Ben inanıyorum ki Türkiye’nin mobilya sektöründe çok fazla açığı var. Dünyaya açılmamız için önümüz çok açık, ihracat yapma şansımız çok yüksek. O yüzden bunun için TOKİ ile görüşmeler yapmaktayız. Biz bu talebimizi daha önce eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’na iletmiştik. Anahtar teslimi yapılacak böyle bir yere ihtiyacımız olduğunu söylemiştik. Biz ülkeye gelir kaynağı olan bir sektörüz. Cari açığı olmayan bir sektörüz. Daha çok büyümeye ihtiyacımız var. Böyle bir oluşum olması lazımdı. Bize yapılsın anahtar teslim edilsin. Nasıl daire alırken 10 sene içinde geri ödemesi yapılıyorsa biz de o zanaatkar arkadaşa da 10 sene içerisinde borcunu öde burası senin olsun diye sunduk. Zanaatkarın parası olmaz, zanaatkardır, fukaralıktan gelmiştir. Aileden gelen bir varlığı yoktur. Ancak kendi hüneri varsa para kazanmışsa durumu iyidir. Neticede o parayı işine harcadığı zaman, tezgahını kurduğu zaman bu sefer gelişip büyümekte zayıf kalıyor. Yurt dışından iş teklifleri geldiği zaman ihracata çalışması zayıf kalıyor. Zayıf olduğu zaman da bankalara düşüyor. Bankalar da zaten adamı batırıyor. Onun için anahtar teslim şeklinde imalat yapacak bir yeri olduktan sonra biriktirdiği bir parası varsa onu da sermaye yaparak Türkiye’ye çok büyük döviz getirisi elde edebilir. Biz bu projeyi üst makama bunun bilincinde olarak ilettik ve kabul gördü. Şu anda İstanbul’daki TOKİ Genel Müdür Yardımcısı ve İstanbul Bölge Müdürü’yle devamlı temas halindeyiz. Bize inşallah ya Yalova’dan ya da Adapazarı tarafından bir arayış içerisindeler. Bazı yerler bulmuşlar istimlak edip bu hedefimizi gerçekleştirmek istiyoruz.

 

“İLERDE EN BüYüK SIKINTIMIZ İNSAN KAYNAKLARI OLACAK”

Orası sadece sanayi sitesi mi olacak?

Evet sanayi sitesi olacak ama biz bu fikri o zamanın Başbakanına sunduktan sonra bunu Kayseri uyguladı. Şu an Kayseri’de çok geniş bir alan arazisini belediye tahsis etmiş durumda. TOKİ de bunun imalatını, atölyelerini, fabrikalarını yapmış bazı bölümlerde benzinliğine varana kadar düşünülmüş çok geniş bir alanda yurtdışından gelen müşteriler için otelde yapmışlar. İçinde sağlık ocağı, camisi yani bir şehir yapmışlar. Ve şu anda herkes yerlerini almış borcunu da zaman içerisinde ödemek için mukaveleler yapmışlar. İnşallah bugünlerde açacaklar. Bunu aslında Türkiye’nin geneline yaymak lazım.

 

“TüRKİYE GENELİNDE MOBİLYA YöNETİCİLERİNİN VE İMALATçILARININ HEDEFİ 2023’TE DüNYADA İLK 5’E GİRMEK”

Siz çekirdekten yetiştiğiniz için mobilya sektörünün neye ihtiyacı olduğunu çok iyi biliyorsunuz. Sektörün cari durumu ve büyüme hızı nedir?

9 yaşımdan beri bu işin mutfağında yetiştim. Ticareti de çok iyi bilirim. Bu kadar uzun zamandır da Modoko’nun yöneticiliğini yaptığım için mobilya sektörünün neye ihtiyacı var nerede ne yapılması gerekiyor çok iyi biliyorum. Türkiye’nin kasabalarına yayılmak lazım. çünkü görüyoruz bugün araba imalatı yapıyorsun parça yurtdışından geliyor. İthalat ettiğin mala gidiyor paran. İhracat yapıyorsun ama ithal ettiğin zaman gelirin yüzde 80’ini parçaya ayırmışsın. Yüzde 20 zaten işçi giderleri. Ama mobilya öyle değil. Ham maddenin yüzde 80’i Türkiye’de. Mobilya sektörü bugüne kadar hiç cari açık vermeyen bir sektör. Büyümede bugüne kadar yüzde 5’in altına düşmemiş. Mobilyada bu yıl şu zamana kadar yüzde 13 büyüme var. Biz 7-8 sene içerisinde mobilya sektörünün dünya genelinde 23’üncü sırasındaydık. Bugün 11’inci 12’inci sıralardayız. Hedefimiz zaten bütün Türkiye genelinde mobilya yöneticilerinin ve imalatçılarının hedefi 2023’te dünyada ilk 5’e girmek. Bizim yerimiz orası çünkü. Avrupa’da artık genç nesil yok. İmalat yapamıyorlar. Bizde genç nesil var, yetişmiş elemanlar var ama dediğim gibi buna daha çok eleman yetiştirmek lazım. İlerde en büyük sıkıntımız insan kaynakları olacak.

 

Peki, Modoko’nun hem yurtiçinde hem de yurtdışında daha fazla ziyaretçi alması için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

Bu tabii ki çok önemli. Bütün dünyadaki fuarları takip ediyoruz, gitmemiz gereken yerlere gidiyoruz. Fuarlarda tanıtımlar yapıyoruz. Bizim buradaki firmalarımız fuarlara gidiyorlar. Bugün çin’de bile fuarlara gidiyorlar. Kendilerini ve ürünlerini pazarlıyorlar. Amerika’ya İngiltere’ye gidiyorlar. Almanya ve İtalya zaten elimizin altında. Dubai, Moskova gibi yerlerde Türk firmaları artık mobilya sektöründe reyon açıyorlar. Ama basit bir reyon değil. Oradan da tabii ki siparişler alınıyor. Bu da şuna benziyor; çok iyi bir televizyon vardır, eve getirip kurarsın, bunun göstermesi için anten lazım. Televizyon 7 bin liraysa anten 35 lira. 35 lira için televizyon göstermiyor. Anteni aldığın zaman televizyon göstermeye başlıyor. Fuar da sektörde böyle. Fuar olmadan ürünü nerede göstereceksin, nerede pazarlayacaksın.

 

“BENİM FELSEFEMDE İYİNİN DAHA İYİSİ VARDIR”

Hem Beşiktaş Spor Kulübü’nde hem iş hayatınızda hem de Modoko’da yöneticilik yaptınız. Yönetici kimliğinizle iş hayatınızdaki kurallarınız nelerdir?

Ben uzun süre Beşiktaş Spor Kulübü’nde Onursal Başkanım Süleyman Seba’nın yanında yöneticilik yaptım. İşin mutfağındaydım sonra üst kademe yöneticiliğine geçtim. Süleyman Seba bize çok şeyler öğretti. Beşiktaş kulübünde yöneticinin gittiği yerde saygı görmesi için sözünün eri olması lazım. Ağzından bir şey çıkmışsa onu uygulaması lazım. Karşı tarafa saygı göstermesi lazım. Süleyman Seba’nın yönetimindeki onun terbiyesiyle büyümüştür. Ben de öyleyim. Dürüst olmak lazım, doğru olmak lazım, her şeyden önce de çok çalışkan olmak lazım. Eğer bir şeyin sorumluluğunu almışsanız onu sonuna kadar en iyisi için yapmak lazım. Bende de yapı itibariyle bana hiç kimse en iyisi de olsa beğendiremez. Benim felsefemde iyinin daha iyisi vardır. Şimdi benim beraber çalıştığım, hizmet ettiğim arkadaşlarım bu yönde beni hep eleştirdiler. Biz en güzelini size sunuyoruz ama size beğendiremiyoruz. Beğendiremezsin çünkü ben mükemmeliyetçi bir insanım. O çok önemli. Ne iş yapıyorsanız yapın en iyisini bulacaksınız. Durmak yok daha çok çalışıp bunu nasıl daha ileriye götürebilirim diye düşünmek gerekir. çünkü iyinin iyisi var. O olmasa zaten hayat yürümez, yenilikler olmaz.

 

 

Fotoğraflar: Ahmet çevik