Mutlu, Huzurlu, Medeni Türkiye Dengeli Aileler Sayesinde Oluşur

Mutlu, Huzurlu, Medeni Türkiye Dengeli Aileler Sayesinde Oluşur Mutlu, Huzurlu, Medeni Türkiye Dengeli Aileler Sayesinde Oluşur

Ünlü İşkadını Leyla Alaton “Kızım Susma” projesinin detaylarını ve kadınların eşitlik mücadelesinde gelinen farkındalık noktasını Klass’a anlattı...

 

İş dünyasının güçlü kadınlarından Leyla Alaton sıkı bir kadın hakları savunucusu olarak, kadın-erkek eşitliği konusunda yılmadan mücadele veriyor. Yaptığı açıklamalarla ve yer aldığı projelerle kadının gücünü her fırsatta dile getiren Alaton, son olarak çok özel bir projeye imza attı. “Kızım Susma” projesi kapsamında ünlü rapçi Fuat Ergin ile stüdyoya giren Leyla Alaton şarkı söyleyerek çocuklara çok özel mesajlar verdi. Şarkıya bir de klip çekildi ve bu klip ve şarkı müzik kanallarında, Cinemaxmimum sinemalarında ve radyolarda yayınlanmaya başladı. Leyla Alaton, “Kızım Susma” projesinin detaylarını, kadınların eşitlik mücadelesinde gelinen farkındalık noktasını ve bu konudaki mesajlarını Klass okurları ile paylaştı.

 

 

 

 

 

“Ben kendimi test etmeyi seviyorum, yeni şeyler yapmayı seviyorum ve biliyorum ki en iyi mesajlar sanatla veriliyor. Bu kadar basit. Sanatla verdiğiniz mesajı çok daha büyük kitlelere çok daha değişik yaş gruplarına verebiliyorsunuz.”

 

 

 

“çocuklar, rol model olarak hem anneyi hem babayı eşit ve aynı şartlarda gördüklerinde ikisine de saygı duyarlar. Benim için mutlu, huzurlu, medeni Türkiye; dengeli ailelerden oluşuyor. Onun için bu sözler anlamlı. Ve bu sözleri hem kız çocuğuna hem de erkek çocuğuna da söyleyebiliriz. Kızım Susma’yı “Oğlum Susma” yapabiliriz. Mesajımız bütün doğmamış çocuklaradır, herkesedir. Bu yüzden bu projeyi çok anlamlı buluyorum.”

 

“Bütün dünyadaki kadınlar yeni bir uyanışta. “Biz neden eşit değiliz” diye yeni yeni sormaya başladılar. Ben hatayı erkeklerde bulmuyorum. Bu böyle geldi. Şimdi de bu devre geldik. Onun için doğru bir zamandayız. Kimseye düşmanlığımız yok. Hepimizin hayatında bir sürü erkek var. Babamız erkek, kimimizin kardeşi erkek, kimimizin oğlu var, kocamız var, sevgilimiz var. Benim savunduğum feminizm, erkek karşıtlığı falan değildir. Bizim savunduğumuz ve bütün derdimiz erkeklerle bu yollarda el ele yürümektir.”

 

 

 

“Uyandıkça kötüler siner, bu kötülüklerle karşılaşanlar da yaşadıklarını ifşa etme cesareti bulurlar. Artık tüm dünyada bir uyanış var. Biliyorsunuz Hollywood’da cinsel tacizler ortaya çıktı ve “Me too” diyerek yaşadıklarını anlatan dünya yıldızları oldu. Bu konuda Amerika bizden çok ileri değil. Tüm toplumlar bir farkındalık ve cesaretlendirme sürecinden geçiyorlar.”

 

 

 

Leyla Hanım, sıkı bir kadın hakları savunucusu olarak kadın hakları ile ilgili ciddi mücadeleler verip projelerde yer alıyorsunuz. Son olarak özel bir proje ile karşımıza çıktınız. öncelikle sizden bu projenin hayata geliş evresini dinleyebilir miyiz?

 

Ben 30 senedir feministim, 30 senedir iş dünyasındayım ve 30 senedir kadının ekonomik bağımsızlığı diyorum. Bunun için de bulunduğum her platformda elimden geleni yapıyorum. Ama son olarak öyle güzel projeye imza attık ki bu sefer mesajımızı sanatla verme imkanı yakaladık. Bu projede yola BW dergisi ile çıktık. önce kendileri beni röportaj için davet ettiler. Yemek yerken röportaj yapacaktık ama yemek yerken röportaj yapmamaya karar verdim.:) Neyse ki röportaj iyi çıktı. Arkasından sanırım bende bir cevher görmüş olmalılar ki böyle bir düşüncemiz var dediler. Onlar bana reddedeceğime dair bir önyargıyla yaklaşıyorlardı ama ben “tabi neden olmasın” diyerek kabul ettim. çünkü ben kendimi test etmeyi seviyorum, yeni şeyler yapmayı seviyorum ve biliyorum ki en iyi mesajlar sanatla veriliyor. Bu kadar basit. Sanatla verdiğiniz mesajı çok daha büyük kitlelere çok daha değişik yaş gruplarına verebiliyorsunuz.

 

 Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Nisan sayısında...

Fotoğraflar: Uğur Atun