Önceliğimiz Her Zaman Türkiye’de Var Olmak ve Burada Yatırım Yapmak

Önceliğimiz Her Zaman Türkiye’de Var Olmak ve Burada Yatırım Yapmak Önceliğimiz Her Zaman Türkiye’de Var Olmak ve Burada Yatırım Yapmak

Smile Hair Clinic Kurucuları Dr. Mehmet Erdoğan ve Dr. Gökay Bilgin, kliniklerini kurma hikayelerini ve sağlık turizminde sundukları özel hizmetleri Klass’a anlattı.

Smile Hair Clinic Kurucuları Dr. Mehmet Erdoğan ve Dr. Gökay Bilgin, Türkiye’nin neredeyse tüm coğrafyalarında, birçok sağlık kurumunda profesyonel olarak çalışarak edindikleri tecrübeyle Smile Hair Clinic’de yurt içi ve yurt dışından gelen misafirlerine hizmetlerini sunmaya devam ediyor. Misafirlerinin kendilerini huzurlu ve güvende hissettikleri bir ortamda güncel teknolojilerle ve kaliteli ürünlerle harika sonuçlar elde eden Mehmet Erdoğan ve Gökay Bilgin, sağlık turizminde de başarılı bir şekilde ilerleyerek Amerika ve Batı Avrupa’dan gelen misafirlerine de tedavi uyguluyor. Yatırımlarına devam ederek dünyada alanlarında bilinen bir marka olmayı hedefleyen Dr. Mehmet Erdoğan ve Dr. Gökay Bilgin ile sağlık turizminde sundukları özel hizmetleri Klass okurları için konuştuk.



Türkiye’nin önde gelen sağlık gruplarında hizmet verdikten sonra sağlık sektörü için önemli bir girişime imza atarak Smile Hair Clinic’i kurdunuz. Öncelikle bu özel kliniği kurma fikri sizde nasıl oluştu?
Mehmet Erdoğan: Bizi diğer merkez ve kliniklerden ayıran belli özellikler var ve bunları uygulamak için tamamen bizi yansıtan çalışanlara ve mekâna ihtiyacımız vardı. Tıbbi deneyim, kullandığımız ürünlerdeki kalite ve mekân konforunu oluşturmak bu merkezi açma kararı almamızda en büyük etkendir. Aldığımız bu kararı uygulamak bizim için gerçekten çok önemliydi. Yaptığımız iş güzellikle ilgili görünse de tıbbi olarak ciddi deneyim ve disiplin altyapısına ihtiyaç var. Mekânın konforundan önce misafirlerimize temas eden kırmızı çizgimizi bu konu oluşturuyor. İşlem sırasında kullanılan ilaç ve malzemenin kalitesi de çok önemli. Bu ürünler, tecrübeli ellerde harika sonuçlar çıkmasını sağlıyor.

Burada muhteşem bir ambiyansta misafirlerinizi ağırlıyorsunuz. Bu kliniği oluştururken nelere dikkat ettiniz? Mimari açıdan nasıl bir yer olmasını istediniz?
Gökay Bilgin: Kendi merkezimizi kurana kadar Türkiye’nin neredeyse tüm coğrafyalarında büyüklük ve kapasite fark etmeksizin birçok sağlık kurumunda profesyonel olarak çalışma fırsatımız oldu. Bu bizim için çok büyük bir şans. Çünkü kurumların yapısal eksikliklerinin nerelerde, nelere mâl olduğunu defalarca hekim, yönetici ve hasta yakını olarak deneyimledik. Burada ağırladığımız misafirlerimizin birçoğu da yaşadıkları ülkelerden çok uzakta, tercümanınız olsa da farklı bir dilin konuşulduğu ‘yabancı’ bir yer. Belki de ilk defa cerrahi bir işlem yaptıracak olması da cabası. Öncelikle bu yabancılığı ve gerginliği ortadan kaldırmak için, neredeyse tüm kültürlerde temizliği, saflığı, barışı ve mutluluğu simgeleyen beyaz rengi kullanarak misafirlerimize güven ve huzur vermek istedik. Karşılama alanımızdan işlem odalarımıza kadar merkezimizdeki hâkim rengin beyaz olması bu nedenledir. Misafirlerimizin işlem arasında yemek yiyebileceği ve sosyalleşebileceği alanı daha yüksek tavanlı, şık ve konforlu olarak tasarladık. İşlem odalarının tamamında anti bakteriyel, kolay temizlenebilen zemin ve boya ürünlerinin yanında pandemi döneminde daha da anlamlı hale gelen UV sterilizasyon cihazları tercih ettik. Güncel teknolojilerle kişisel deneyimlerinizi harmanlayıp, mimari destek de alınca misafirlerimizin kendilerini huzurlu ve güvende hissettikleri bir mekân oluşturduğumuzu düşünüyoruz.

Sağlık sektöründe teknoloji doktorların en büyük yardımcısı diyebiliriz. Siz Smile Hair Clinic’te misafirlerinize hangi teknolojileri sunuyorsunuz? Hızla gelişen teknolojiyi nasıl takip ediyorsunuz?
M. E.: Dünya üzerinde saç ekim işleminde kullanılan tüm güncel teknolojileri kullanıyoruz diyebiliriz. Muayene esnasında saç köklerini ve saçlı deriyi incelediğimiz elektronik mikroskop kullanıyoruz. İşlem sırasında saç köklerinin donör bölgeden alınmasını sağlayan mikro motorlar, alınan köklerin uygulanmasında kullandığımız safir uçlar en öne çıkan ürünler. Bunlar dışında son dönemde inovatif ürün ve projeler üzerinde çalışıyoruz. Yakın bir zamanda bunları da sektöre ve ülkemize armağan edeceğimizi düşünüyoruz.

Türkiye ekonomisi ve tanıtımı için çok önemli bir yeri olan sağlık turizmi alanında da oldukça başarılısınız. Sizin bu alandaki farklarınız ve sunduğunuz özel hizmetler nelerdir?
G. B.: Aslında bu konuda yeni yeni adımlar attığımızı ve kendimizi daha neredeyse hiçbir şey yapmamış saydığımızı söyleyebiliriz. Birkaç farklı dil bildiğimiz için işlem sırasında misafirlerimizle sohbet edebiliyor ve Türkiye ile ilgili doğru bilgiler veriyor, önyargılarını değiştiriyoruz. Artık son dönemde yurt dışından gelen misafirlerimizin önce turistik yerlere gittiğini ve sonrasında işlem yaptırmaya geldiğini görüyoruz. Efes, Kapadokya, Pamukkale veya Göbeklitepe’yi gördükten ve oralarda vakit geçirdikten sonra buralara geliyorlar. Biz yaptığımız iş ile birden fazla sektör ve alana dokunuyoruz. İnsanlar Türkiye’ye ve burada aldıkları hizmetlere hayran kalarak ayrılıyor. Biz de sunduğumuz hizmeti destekleyecek, ulaşım ve konaklama hizmetlerinin de kusursuza yakın olmasını sağlıyoruz. Önümüzdeki dönemde yapacağımız yeni yatırımlarla sürecin tamamına yeni bir bakış açısı getirmeyi planlıyoruz.

Sizce sağlık turizminin gelişmesi için ne gibi adımlar atılabilir?
G. B.: Ülkemiz turizm imkanları açısından tam bir cennet. Sağlık imkanları açısından da deneyimli çalışan kapasitesi nedeniyle çok şanslı. Ülkemizde ‘turistin sağlığı’ ile başlayan süreç, artık ağırlık merkezini sağlık turizmine kaydırdı. Eskiden sadece kapsamlı tedaviler için gelen hastalar artık küçük işlemler için bile ülkemizi tercih ediyor. Devletimizin de bu konuda atmış olduğu bazı adımlar var. Pozitif sonuçlarını izledikçe bu alandaki desteklerin artacağını düşünüyoruz. Sağlık turizmi konusunun, STK’lar ve devlet tarafından endüstrinin bir dalıymış gibi algılanmasını ve desteklenmesini istiyoruz. Başarı için devlet ve STK desteklerinin yanında turizm ve sağlığın tüm paydaşlarının entegrasyonu ve ortak bir dil oluşturması şart.

Türkiye sağlık turizminde daha çok Ortadoğu ve Asya pazarına hâkim. Siz burada daha çok hangi ülkelerden misafirlerinizi ağırlıyorsunuz?
M. E.: Sunduğumuz hizmetlerde olduğu gibi bu konuda da genelin dışındayız diyebiliriz. Direkt olarak Ortadoğu ve Asya’dan bize gelen misafirimiz çok az. Tabii ki o bölgeden de gelenler var fakat bilinirliğimizin en yüksek olduğu ülkeler Batı Avrupa'da. Misafirlerimizin ciddi bölümü İngiltere, Norveç, İsveç, Danimarka, Almanya, Fransa, İtalya hatta son dönemde okyanus ötesi Amerika ve Kanada’dan diyebiliriz.

Son olarak sağlık turizmi alanındaki hedefleriniz nelerdir? Gelecekte yurt dışı şubesi planlamanız var mı?
M. E.: Önceliğimiz her zaman Türkiye’de var olmak ve burada yatırım yapmak. Dünyada alanımızda bilinen bir marka olmak ilk hedeflerimizden biri. Ülkemizi başarıyla temsil etmek istiyoruz. Yurtdışı için de çok fazla talep alıyoruz, doğru ve sağlam adımlarla ilerlemek istiyoruz. O yüzden, Orta Avrupa ve Balkanlarda bazı yatırım fırsatlarını da takip ediyoruz.

İNSTAGRAM: smilehairclinic



 

Mehmet Erdoğan, Gökay Bilgin