“Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve Bahreyn gibi dünyanın cazibe merkezi haline gelen ülkelerinde üstlendiği önemli lüks projelerle adını duyuran Otto Blue Yönetim Kurulu Başkanı Mimar Fatih Toker, Orta Doğu ve Arabistan Yarımadasında geçirdiği 15 senede üstlendiği tasarım projeleriyle kralların mimarı olarak anılıyor. Bölgedeki kral ve prens ailelerine benzersiz yaşam alanları sunan Fatih Toker, Türkiye’de üstlendiği otel projeleriyle de beklentilerin çok ötesinde kusursuz sonuçlar ortaya koyuyor. Müşteri memnuniyeti konusundaki hassasiyeti ve kullandığı en yeni teknolojilerle farkını ortaya koyan Fatih Toker ile Arabistan Yarımadasında gerçekleştirdiği çalışmaları, Türkiye’deki hedeflerini ve eserlerinde kendi imzasını taşıyan detayları Klass okurları için konuştuk.”
Röportaj: Muammer Kapucuoğlu
Fotoğraf: Uğur Atun
Ara Spot\\
“Arabistan Yarımadasında yaptığım projelerde, Avrupa ülkelerinde üretilen çok özel malzemeleri kullanma şansım oldu. Bazı koltuklarda kullandığımız kumaşların metresi 1200 euro değerindeydi. Tasarım ve malzeme zenginliği açısından çok başarılı projeler gerçekleştirdik. Tasarım, uygulama ve dekorasyon aşamalarının hepsinde yer alarak önemli çalışmalara imza attık.”
Fatih Bey, Orta Doğu ve Arabistan yarımadası ülkelerinde son derece lüks projelere imza atan başarılı bir mimarsınız. Sizi tanıyıp bugüne kadar yaptığınız çalışmaları öğrenebilir miyiz?
1992 yılında İstanbul Teknik üniversitesi Mimarlık Fakültesinden mezun oldum. Daha sonrasında bir buçuk yıllık bir İngiltere tecrübem oldu. İngiltere’den sonra 1994 yılında Orta Doğu’da çalışmaya başladım. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Dubai, Katar ve Bahreyn’de kral ailelerine özel projeler geliştirdim. Büyüklükleri 2 bin metrekare ile 10 bin metrekare arasında değişen villaların mimari tasarımlarını yaptım. Bu tasarımlarda anahtar teslim şeklinde çalıştık. Birçok kral ve kral ailesiyle çalıştım. Bahreyn Kralı’yla yüz yüze görüştüm. Kendisine ait özel adaya özel izinle giriş yaparak orada iki ay boyunca çalışmalar yürüttüm. Kralın misafirleri için 1500 metrekarelik özel bir çadır yaptık. Kral projeyi çok beğendiğini söyleyerek bana bizzat teşekkür etti. Suudi Arabistan’da iki yıl kadar bir prensesle çalıştım. Prensesin ailesinin çiftlik, misafirhane gibi projelerini üstlendik. Yaptığım projelerle kralların mimarı olarak anılır oldum.
Kariyeriniz için Orta Doğu’yu seçmenizin özel bir nedeni var mı?
Daha öncesinde böyle bir planım yoktu. Bir ilanda İstanbul dışında çalışacak, İngilizce bilen bir mimar arandığını gördüm. Bu vesileyle görüşmeye gittim. 6 aylık bir sözleşme ile çalışmaya başladım sonrasında 15 senem göz açıp kapayıncaya kadar geçti.
“ORTA DOĞU’DA KONUTLARA AYRILAN BüTçELER çOK YüKSEK”
Türkiye ile Orta Doğu arasında mimari yatırımlar açısından bakıldığında nasıl bir fark gözlemlediniz?
Orta Doğu’da konutlara ayrılan bütçeler çok yüksek. çok daha pahalı malzemeler kullanılıyor. O dönemde Avrupa ülkelerinde üretilen çok özel malzemeler kullanma şansım oldu. Bazı koltuklarda kullandığımız kumaşların metresi 1200 euro değerindeydi. Tasarım ve malzeme zenginliği açısından çok başarılı projeler gerçekleştirdik. Tasarımın yanında uygulamayı da kendim yaptığım için iki alanda da tecrübe sahibi oldum. Tasarım, uygulama ve dekorasyon aşamalarının hepsinde yer alarak önemli çalışmalara imza attık.
Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Şubat sayısında...