Yılların ve yer çekiminin etkisiyle veya doğuştan göz çevresindeki yapıların alttaki dokularla bağlantılarının zayıflaması ile aşağı doğru sarkma olmaktadır. Değişikliklerin kişiler arasında farklılık göstermesinin en önemli sebebi ise ailesel yatkınlık. Ayrıca sigara, aşırı güneş ışığına maruz kalma ve düzeltilmemiş görme kusurları da bu sorunu artırmaktadır. özellikle üst göz kapağında düşme, alt göz kapağı kenarının içe veya dışa doğru dönmesi ile kaş düşüklüğü, kapak cildinin bollaşarak sarkması ve göz arkasındaki yağ dokusunun öne doğru fıtıklaşması veya yağ dokusunun küçülerek gözün daha çökük ve kapağın düşük görünmesi yaşa bağlı olarak oluşan diğer değişikliklerdir. Göz çevresi ve göz kapağı bozukluklarının tedavi dalı olan oküloplasti alanında yeni teknolojileri sürekli takip ettiklerini belirten Dünyagöz Ataköy Göz Hastalıkları ve Göz Estetik Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Melike Gedar, bu alanda başarıyla uyguladıkları yeni estetik ve işlevsel tedavileri Klass okurları için anlattı.
Melike Hanım, gözkapağı ve göz çevresi sorunları nelerdir, nasıl oluşur? Bize uyguladığınız estetik ve işlevsel çözümlerden bahseder misiniz?
Göz kapaklarının açılıp kapanması, gözleri zararlı dış etkenlere karşı koruyucu özellik gösterir. Doğuştan ya da yaşa bağlı olarak göz kapaklarında gelişen içe ya da dışa dönme, üst göz kapağı düşüklüğü, kirpik bozuklukları gibi sorunlar blefaroplasti ile tedavi edilir. üst göz kapağı düşüklüğü görme alanını olumsuz etkileyebilir. Göz kapağını kaldıran kasa müdahale edilir ya da kapak askı yöntemi ile kaldırılır. çocuklarda göz tembelliğine neden olan kapak düşüklükleri, diğer adı ptozis olan bozuklukların düzeltilmesi çok önemlidir. Doğuştan ya da yaşa bağlı olarak göz kapaklarında gelişen içe ya da dışa dönme, kirpik bozuklukları, göz kapağı tümörleri gibi hastalıkların tedavileri oküloplasti cerrahisiyle yapılır. Göz altı torbaları ve üst göz kapağındaki hatta kaştaki sarkma gibi sorunlar ise göz kapağı ve kaş estetiği ile rahatlıkla çözümlenebilir. üst göz kapağına yapılacak müdahale bu tip sorunu olan hastaların daha iyi görmeye kavuşmasını sağlar. Kişiler göz kapaklarının üzerindeki ağırlık hissinden kurtulurlar. Görme alanında ve görmede artış sağlanabilir. Burada önemli olan konu hem fonksiyonel hem de estetik görünümünü hastaya kazandırabilmektir.
Göz estetiğinde son teknoloji olarak gösterilen Plexr uygulaması hangi tedaviler için kullanılıyor? Uygulama ve iyileşme süresi nedir? Yan etki riski var mı?
Plexr cihazı, ameliyatsız göz estetiği, kırışıklık tedavisi, tümör lifleri, ben, siğil, keloit, göz kapağı lekeleri ve keratoz alma işlemlerinde kullanılabiliyor. Cihazın avantajı, deri altına girmeden çalışma imkânı sunarak, enfeksiyon ve yan etki şansını minimuma indirgemesi. Plexr ile yapılacak müdahalelerin 30 dakika öncesinde uygulanan anestezi kremi, hastaların herhangi bir acı veya sızı hissetmeden operasyonun tamamlanmasına olanak sağlıyor. Ayrıca operasyon sonrasında iyileşme süreçleri de oldukça kısa. Uygulama sonrasında oluşan kabuklanma, ödem ve kızarıklıklar, sürecin normal birer parçası ve 1 hafta gibi kısa bir süre sonunda cilt kendini tamamen yenilediğinde sorun ortadan kalkıyor. Hastalarımızın ciltleri taze ve yepyeni bir görünüme kavuşuyor.
Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Ağustos sayısında..