Genç yatırımcı Naz Gümüşel ile Naz Sanat Evi-Vintage Showroom’un kuruluş hikayesini, parçaları nasıl seçtiğini, işin organizasyon ayağını ve hedeflerini Klass okurları için konuştuk.
Naz Hanım, öncelikle Naz Sanat Evi ve Vintage Showroom açma fikri nasıl gelişti?
Naz Sanat Evi ve Vintage Showroom olarak üç aydır faaliyet gösteriyoruz. Ben 25 yaşındayım. çok küçük yaştan beri büyüdüğüm evde çok fazla antika eşya vardı. çok fazla yurtdışında bulundum, çok fazla tarihi gezi yaptım. O yüzden sanata karşı bir ilgim hep vardı. Vintage kısmı yine yurtdışından gelen modaya merakımdan ve vintage konusunda bir marka olan aile dostumuz Eleni’nin de teşvikiyle ikisini birleştirmek istedim. Benim gözümde vintage de tablo gibi bir sanat eseridir.
Peki, buradaki parçaları nasıl seçtiniz?
Showroomumuzda bulunan parçaların büyük bir bölümü müzayede parçalarıdır. Yine kendi beğendiğimiz ürünler ve Eleni’nin tanıdıklarından aldığımız ürünler var. özellikle adada gayrimüslim, Ermeni kesim ev kapattığında buradaki ürünleri takip ediyoruz ve alıyoruz. Daha çok giyinilmiş, kullanılmış ürünlerden çok marka üzerine eğiliyoruz. çok eski kullanılmış marka ürünler olduğu için bir şekilde onlardan vazgeçmek durumunda kalan insanlardan aldığımız ürünler mevcut. Yurtdışındaki vintage mantığında olduğu gibi eskiyi değerlendirip paraya çevirme mantığında hareket ediyoruz. Elbiselerimizde 1980 yılına kadar ünlü markalardan seçkiler yer alıyor. 1920’lerden kalan elbiselerimiz dahi var. Yine sanat evimizde Marilyn Monroe’nin 1942 senesinde giydiği bir elbise bulunuyor. Markaların vintage ürünleri hep daha değerlidir. çünkü eski ürünler endüstriyel bazlı değil. O zamanlar sirkülasyondan çok kaliteye önem verildiği için o kaliteli olan moda ürünler aslında bizde. Chanel’in mesela eskiden daha özel tasarımlar sunan bir yapısı vardı. Şimdi daha fazla üretimi var. Biz bu özel ürünleri satmıyoruz, kiralıyoruz. Zaman zaman müzayedeye çıkartacağımız ürünler de oluyor. Ben de aynı şekilde müzayededen tablo alıyorum.
Peki, biraz da sanat hayatıyla olan ilişkinizden bahseder misiniz?
Benim sanatla ilgili resmi bir eğitimim yok. Ekonomi mezunuyum. Okulu bitirdikten sonra binicilik antrenörlüğü yaptım. 4 yaşımdan beri at biniyorum. Daha sonrasında da yeni yeni Eleni ile tablo merakımı birleştirme kararı aldım. Sanatla ilgili bir eğitimimim olmaması da bana farklı bir bakış açısı veriyor. çünkü eğitimi olan insanlar daha farklı bir kafada oluyorlar. Ben bunu avantaja dönüştürüyorum.
Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Mayıs sayısında...