Servet Bey, sizin çok sayıda hobinizin olduğunu biliyoruz. Hobilerinizden biri de düzenli olarak spor yapmak ve sabah yürüyüşleri. Sabah yürüyüşleri sizin için nasıl bir anlam ifade ediyor?
Sabah yürüyüşü alışkanlığımı Türkiye’de eğitim sektörünün liderlerinden olan bir yakın dostuma borçluyum. Kendisine saç tedavisi yaptıktan sonra bir süre sohbet ettik. Zamanla aramızdaki bu ilişki dostluğa dönüştü. Bana ‘Yurt dışına gittiğimde kalacağım otelin kaç yıldızlı olduğuna bakmam, eğer hava güzelse asistanım mutlaka yanında park olan bir oteli bulur, eğer hava kötü ise altında spa ve spor salonu olan bir otel bulur dedi.’ Bana yılın her günü yürüdüğünü, bu sayede sağlıklı kaldığını söyledi. Onu örnek alarak ben de bunu bir hayat rutini haline getirmeye karar verdim. Her insanın belli bir yaştan sonra günlük uyku süresi 8-9 saat değildir. 5-6 saat kaliteli uyku yeterlidir. Vaktimizi uykuda geçirmek yerine tabiatta geçirmek bize çok daha iyi gelecektir. Bu dostumla tanıştığım günden bugüne yaklaşık olarak 10 yıl geçti. Onun sayesinde spor yapma ve düzgün beslenme alışkanlığı edindiğim. Ona teşekkür ediyorum.
Boş zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tabiatı, doğayı ve dünyayı gezmeyi çok seviyorum. Ben çok iyi çalışırım ve çok iyi gezerim. Bu iki özelliğimi de çok seviyorum. İstanbul’un yakınındaki günübirlik gidilebilecek tüm rotalara gittim. Hafta sonunu İstanbul dışında geçirmeyi çok seviyorum. Yaptığım işi mücevherat ustası titizliği ile yapıyorum. Özellikle son 10 yılda işimi her gün büyük bir aşkla, bambaşka enerji ve istekle yapıyorum. Dostlarıma çok güzel saçlar kazandırdım. Kendim de bunun hazzını yaşıyorum. Kendi saçından hiçbir farkı olmayan, tamamen orijinal, doğal saçları olan insanlar sizin en büyük reklamınız. Onlar kontrole geldiği zaman ben de dünyanın en mutlu doktoru oluyorum. Bunun sonucunda işime bir sanatmış gibi yaklaşmaya başladım.
Bu bakış açısı size neler kazandırdı?
Bu bakış açısına sahip olduktan sonra sanatçıya olan bakışım ve verdiğim değer artmaya başladı. Tablo yapan kardeşlerimi desteklemeye başladım. Kendi kliniğimde ustaların eserlerine yer verdim. Bir diğer merakım da antika. Son beş yıldır ciddi koleksiyonlar toplamaya başladım. Tarihi değeri olan parçaları biriktiriyorum. Bu parçalar benim tarihe olan saygımı ve bu konudaki derinliğimi artırmaya başladı. Dolayısı ile şu an hobilerimle birlikte hayatımı zenginleştirip mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşadığımı söyleyebilirim.
Antika merakınız nereden geliyor?
Geçmişin derinliklerindeki gizemli duyguları ve değerleri keşfetme merakı çocukluğumdan geliyor. Çok değerli rahmetli amcam evinde birçok antikayı bulundurur, ben de yanına gittiğimde onları hayranlıkla incelerdim. İnsan belli imkanlar elde ettiğinde eksikliğini hissettiği şeylerin yerini doldurmak için hayat boyunca mücadelesine devam ediyor. Eserleri son beş yıldır toplamaya başladım. Bu eserlerin her birisine bakıldığı zaman 19’uncu yüzyıldan, neredeyse 200-250 yıllık geçmişleri olan değerlere ve sanat eserlerine ulaştığınız anda o yüzyılın duygularını, ruhunu, bakış açısını ve derinliklerini keşfetme imkanına sahip oluyorsunuz. İnsan kökleri itibariyle geçmişe ve genlerine bağlı bir varlık. Bireysel hayat yaşamamıza rağmen topluluk halinde yaşayan varlıklarız. Bu özellikle antika biriktirmeye başladıktan sonra İtalyan bakış açısı, Fransız bakış açısı, Alman bakış açısı, Uzak Doğu bakış açısı ve Orta Doğu bakış açısında insanların aslında temelde hep güzelliği esas tuttuğu, kendi farklılık ve farkındalıklarını yaşatmaya çalıştığını keşfetmeye başladım. Aslında bir şey keşfettiğiniz zaman birçok şeyin kapısının size açılmaya başladığını görüyorsunuz. Tıpkı kelebek etkisi gibi bir yaprağın hareketi kainatta birçok dengeyi değiştiriyor. Yavaş yavaş bu bakış açısının derinliklerini keşfetmeye başlıyorsunuz. İnsanlığın tablolar ve yapılmış eserler aracılığı ile derinliklerindeki güzellikleri bulma yolcuğu bana heyecan veriyor. Kendi muayenehanemde, odamda farklı farklı sanat eserlerini toplamak bana farklı bir bakış açısı, farklı bir vizyon getirdi.
Hobilerinizin işinize olan yansıması nasıl oldu?
Tablolardaki sanatsal bakış açısını örnek alarak saça olan bakış açımı geliştirdim. Sanatçı dostlarla daha fazla vakit geçirmeye başladım. Hobilerim sayesinde insanlara sanatsal açıdan bakmaya başladım. Sanatsal derinliğim gelişmeye başladı. Bu durum benim yaptığım işteki kaliteyi her geçen gün daha da yukarıya taşıdı. Sabah yürüyüşleri de güne dinç başlamamı sağladı. Bana göre insanın zihnin ve ruhunun şarj edildiği an gün doğumu vaktidir. Bu vakitlerdeki enerji hiç kirlenmemiş enerjidir.
INSTAGRAM: drterziler