Hayrettin Bey, adınızı Türkiye’de müziğe yaptığınız yatırımlarınızla duyduk. Sizi daha yakından tanımamız için bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Ben yurt dışında dünyaya geldim. Eğitimimi Almanya’da tamamladım. Yurtdışında yaşarken hep bir Türkiye özlemi ile yetişiyorsunuz. Ailemden aldığım duygular hep bu yönde oldu. Her ne kadar Almanya’da olan yatırımlarımız Grand Group olarak inşaat, lüks yat kiralama, casino ve eğlence sektörü ağırlıklı yönde sürse de hep ülkemde yatırım yapma isteğim vardı. Müzik alanına da bu sebepten adım attım. Müziği seven birisiyim. Müzikle iç içe olmak beni mutlu ediyor. Bu yüzden iyi işler çıkarmak adına Grand Müzik projesini hayata geçirdim. Bu sektör benim için yeni olsa da alanında uzman biriyimdir. Yönetim kurulu başkanı olarak yönettiğim grubun tüm çalışmalarının içinde olmaya da her zaman özen gösteririm.
Türkiye’de müzik adına ilk yatırımınız ne zaman gerçekleşti?
Grand Müzik olarak yatırımlarımız başlayalı iki yıl oldu. O günden bugüne oldukça yol katettiğimizi düşünüyorum yaptığımız işler ve projelerle. Tabi sonra biliyorsunuz pandemi olayı çıktı tüm dünyada. O dönem en büyük yarayı turizm ve müzik sektörü aldı. Restoranlar, oteller kapandı. Eğlence mekânları kapandı. Sanatçılar en fazla zorlukla karşılaşan kesim oldu. Biz de Grand Group olarak etkilendik. Ama Grand Müzik olarak yatırımlarımıza da devam edip güzel işler sunmaya devam ettik. Özellikle inandığımız doğrultuda yatırımlar yaptık. Birçok müzik firmasının yapmadığı imkanlarla sanatçıların yanında oluyoruz.
Sanatçılara sağladığınız imkanlar nelerdir?
Klibi Grand Müzik etiketiyle yayınlanan bütün sanatçılarımıza, şarkılarının ve kliplerinin bütün dijital platformlarda dinlenip izlenebilmesi için çok ciddi tanıtım desteği veriyoruz. PR çalışmalarını, kampanyalarını destekliyoruz.
Sizin de bu kliplerde yönetmenlik yaptığınızı biliyoruz. Yönetmenliğinizi yaptığınız kliplerin özellikleri nelerdir?
Aslında işin içinde bu kadar olmak bizi diğer yapım şirketlerinden ayıran önemli bir yönümüz. Yönetmenliğini kendi yaptığım kliplerin özellikleri kısa film heyecanında olması, bunun sanatçıya da çekim sırasında yansıyan bir sinerji oluşturması ve kesinlikle mesaj veren bir içeriğinin bulunması diyebilirim. Kendi prodüksiyonumuzla çektiğim kliplerde; dinleyiciler şarkıyı dinlerken nasıl müzikle bütünleşmesini, her hücresine geçmesini ve hep bir ağızdan söylenmesini hedefliyorsam aynı özende, aynı zevkle klibin de izlemesini istiyorum. Yönetmenliğini yaptığım ve yapacağım hiçbir klip sıradan olmadı, olmayacak. Bazı meslekler gönül işidir ve adanmışlık gerektirir. Ben de işimin gereklerini tutku ile adanmışlık duygularıyla yerine getirdiğimi düşünüyorum. Sanatçıyı da düşünerek hareket ettiğimiz için bir klibi hazırlayıp, dijital platformlara yükleyip sanatçıları ya da çalışmayı kendi kaderine terk etmiyoruz. O emeğin fark edilebilmesi, hissedilebilmesi, izlenebilmesi için samimi ve ciddi bir gayret gösteriyoruz. Bu bizim kendimize has özelliklerimizden biri diyebilirim.
Peki sizce bir şarkının, bir klibin ömrü içinde bulunduğumuz ‘hızlı tüketim’ çağında ne kadar?
Sanatçılar artık eskisi gibi senede bir albüm çıkartmıyorlar. Günümüz dijital çağında artık sanatçılar bir ayı tamamlamadan direk yeni şarkılarını yayınlıyorlar. Tabi ben bunu çok fazla doğru bulmuyorum çünkü bir şarkının oturması en az üç ayı alır. Ve bu yüzden şarkılar ciddi anlamda çok hızlı geçiliyor, umarım bir an önce eski haline geri döner.
Hayrettin Bey, yurtdışında yetişen bir yönetici iş insanı olarak Türkiye’yi nasıl buluyorsunuz?
Türkiye, çok güzel bir ülke… Benim ülkem dünyanın en uzun sahillerine sahip nadir ülkelerden biri. Bu sebeple özellikle pandemi sonrası küresel toparlanma sürecinde bende ülkeme daha çok yatırım yapmak istedim. Modern dünyada turizm, dinamik yapısı ile en hızlı büyüyen küresele açık sektörlerinden biri. Eğlence ve ev dışı tüketim bu zincirin halkalarını tamamlayan başlıklar. Ayrıca Türkiye turizmin ekonomik etkilerinden yararlanabilecek vizyona da sahip. Bizim ülkemizi doğasıyla ve insanıyla verimli bir ülke olarak değerlendiriyorum.
Sosyal medyayı aktif kullanır mısınız?
Evet, Grand Müziği kurduğumuzdan bu yana sosyal medyayı çok daha aktif kullanmaya başladım. Günümüz dijital çağda her şeyin sosyal medyada döndüğünü varsayarsak yaptığımız işten dolayı da aktif kullanmamız gerektiğini düşünüyorum. Bizi mutlaka Grand Müzik’in Instagram sayfasından takip etsinler. İyi ve güzel olan her işe kapımız açık.
Gelecek planlarınız arasında neler var?
Grand Müzik olarak tabii ki sürekli projelerimiz ve hali hazırda projelerimiz var, şirketimizi çok iyi pozisyona taşıyabilmek için prestij açısından en iyi seslerle çalışmaya gayret ediyoruz ama gerçekten gündem oluşturacak müthiş projeleri çok yakında Grand Müzik’te görebileceksiniz.
Son olarak eklemek istedikleriniz var mı?
Eklemek istediğim iyi işlere imza atmak en büyük isteğimiz. Bizi Grand Müzik ‘Instagram’ sayfamızdan takip edebilirler. İyi ve güzel olan her işe kapımız açık. Eklemek istediğim diğer bir konu ise bugünlere gelmemin en büyük mimarları olan annem Müyese Güneş ve babam Hayri Güneş’tir. Ben çok küçük yaşta çalışmaya başladım her şeyi onlardan öğrendim. Benim öğretmenlerim onlar oldular. Buradan annem Müyese Güneş ve babam Hayri Güneş’e teşekkürlerimi sunuyorum. Sizlere de bu güzel röportaj için teşekkür ederim.
İnstagram: hayrettingunesresmi